Haksız eylem nedeniyle tazminat istemi-
Davacı tarafa, 6100 sayılı HMK'nun 52,53 ve 54. (HUMK'nun 39. Ve 40.) maddeleri uyarınca anılan davalılar hakkında sorumluluk davası açılmasına ya da açılan işbu davaya muvafakat verilmesine ilişkin genel kurul kararının ibrazı için usulüne uygun bir kesin önel verilmesi, noksan olan bu usuli işlem yerine getirildikten sonra davaya devam edilmesi, verilen kesin süre içinde bu eksiklikler tamamlanmaz ise davanın anılan davalılar bakımından açıklanan usul yönünden reddedilmesi gerektiği- Mahkemece, davalının kooperatife ait sayaçtan su kullanmasının belli bir dayanağı olup olmadığı etraflıca araştırılmalı, herhangi bir dayanağının bulunmaması durumunda, davalının yıllara göre kullanması gerekli su miktarının bulunması, bulunduktan sonra, kooperatifin de davalıya ait kuyudan su kullandığı anlaşıldığından, kooperatifin kullandığı su miktarı da bulunup, bunların parasal miktarları da tespit edilerek denkleştirme yapılması ve gerektiğinde gerekçesi de gösterilmek suretiyle Borçlar Kanunu'nun 43. ve 44. maddelerince indirim yapılması gerektiği-
Davacıların, desteklerinin işleteni olduğu araçta, sürücünün tam kusuru sonucu meydana gelen trafik kazası sonucu, vefat etmiş olması nedeniyle, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla, zorunlu mali sorumluluk sigortacısını hasım göstererek dava açabileceği-
Davalı kiracı, kira süresi sona ermeden, kira sözleşmesini tek taraflı olarak feshedip taşınmazı tahliye ettiğinden, davacı zararının, tahliye tarihinden itibaren kiralananın aynı koşullarla yeniden kiraya verilebileceği tarihe kadar boş kaldığı süreye ilişkin kira parasından ibaret olacağı-
Boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceği- Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak davalı-davacı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği- Davalı-davacı kadın, ayrı yaşamakta haklı olduğundan, tedbir nafakası davasının kabulü gerektiği-
Davacının, öğretmen olduğunu ve davalı Üniversitenin yüksek lisans programına kaydını yaptırıp, 1.dönem öğrenim ücretini ödediğini, ancak ekonomik sebeplerle kaydını sildirmek ve ödediği parayı geri almak için müracaat ettiğini ancak davalının parayı iade etmediğini ileri sürerek, devlete ödenen kesintiler sonrası kalan paranın tahsilini istediği davada, üniversitenin vakıf üniversitesi de olsa faaliyetlerinin ve verimliliğinin devamını sağlayabilmek, gelir gider dengesini ayarlayabilmek için gelire ihtiyacı bulunduğu, bu gelirinin büyük kısmını da kayıt yaptıran öğrencilerin ödedikleri paralardan karşıladığı kuşkusuz olduğundan kaydını sildiren davacı yerine başka bir öğrenci kaydının yapılmasının mümkün olmaması halinde gelir gider dengesini buna göre ayarlayan davalının zarara uğramasının kaçınılmaz olacağı, bu hususun objektif iyi niyet kurallarına aykırı olduğu- Davacının kaydını sildirdiği tarihte yerine başka bir öğrenci alma imkanının olup olmadığının tesbit edilerek davalı üniversiteden öğrencilerin kesin kayıtları, kayıt yaptırmayan öğrenciler yerine alınacak yedek öğrencilerin kayıt dönemlerinin başlangıç ve bitiş tarihlerini gösteren belgeler istenerek, davacının kayıt silinmesi için müracaat ettiği tarih itibariyle yerine yeni öğrenci alma imkanının olup olmadığının belirlenmesi, yeni öğrenci alma imkanını olması durumunda paranın davalıdan tahsiline, alma imkanının olmaması halinde ise davanın tümüyle reddine karar verilmesi gerektiği-
Evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı, bu sonuca ulaşılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmediğinden, boşanma isteğinin reddi gerekeceği- Mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceği (TMK. mad. 174/1)- Boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceği (TMK. mad. 174/2)- Kadının eğitim-öğretiminin devam ettiği dönemlerde özel bir öğrenci yurdunda çalışıp bir miktar gelir elde etmekle birlikte, boşanmakla yoksulluğa düşeceğinden uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekeceği (TMK. mad. 175)-
Taşınmaz vaadi sözleşmesinde, sözleşme tarihi itibarıyla satış vaadinde bulunanın malik olmaması sözleşmeyi geçersiz kılmayacağı, bu durumda sözleşmenin karşı tarafı borcun ifa edilmemesinden kaynaklanan tüm zararlarının tazminini talep edebileceği-
Boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı, Boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddi desteğini yitireceği anlaşıldığından, mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak davacı kadın yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmesi gerektiği- Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşıldığından, mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak davacı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği-
Azlin haksız olduğu kabul edilerek davacının alacaklı olduğu, bu ücretten indirim yapılarak belirlenen meblağın (3.508.103.435 YTL'den 87.175,42 YTL'ye) yasal faizi ile tahsiline karar verilmişse de, davacı avukatın talebi, sarfettiği emek ve manevi hak ve nezaket kuralları gözetildiğinde davacı alacağından yapılan indirim fazla olduğundan, mahkemece daha makul bir indirim yapılması gerektiği-