Davacının kabul edilen hizmet süresi içinde hizmet dökümünde işten çıkış ve işe giriş tarihleri arasında hiç bir yerde çalışması görünmeyen boşluklar ve çıkış-giriş işlemi olmaksızın değişik kodlarla eksik prim gün bildirimleri davacı asil duruşmaya bizzat celbedilerek bizzat davacı asilden ve ayrıca taraf vekillerinden sorularak, gerekir ise SGK'ndan, alt işverenlerden ve davalı Bakanlık'tan hizmet alım sözleşmeleri, davacının eksik prim günü bildirimlerine ilişkin belgeler, ücretsiz izin belgeleri, puantajlar ve durumu aydınlatabileceği düşünülen sair belgeler celbedilerek, belirtilen bu boşluk dönemleri ile eksik prim günlerinin davacının hizmet süresine dahil edilip edilmeyeceği değerlendirilmesi gerektiği- Bordrolar da incelenerek varsa bu çeşit sair tahakkuklar, hizmet süresine ilişkin bozma sonucu yapılacak araştırma ve inceleme sonucu da gözetilerek inceleme yapılması ve ek tahakkuk olan ayın/ayların hesaplamada dışlanıp dışlanmayacağının uusal bayram ve genel tatil ücreti bakımından değerlendirilmesi gerektiği- Ulusal bayram genel tatil ücreti bakımından, diğer iş davalarındaki tanık beyannları da gözetilerek davacının dini bayramlarda 2 gün izin yaptığının kabulü ile hesaplama yapılması gerektiği- Dava kısmi eda külli tespit talepli belirsiz alacak davası şeklinde açıldığından, zamanaşımı alacak miktarlarının tamamı için dava tarihinde kesilmiş ise de faiz açısından, kıdem tazminatı hariç diğer talepler bakımından, dava dilekçesi ile talep edilen miktarlara dava tarihinden, ıslah dilekçesi ile talep edilen miktarlara ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiği-
Belirsiz alacak davasının bir türü olan kısmi eda külli tespit davası olarak açılan davada,faiz başlangıcı yönünden, kısmi davada olduğu gibi, kıdem tazminatı dışındaki alacaklar bakımından dava dilekçesi ile istenen kısma dava, ıslah (talep arttırımı) ile artırılan miktarlar bakımından ise ıslah (talep arttırımı) tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği-
İş sözleşmesi ile ulusal bayram ve genel tatil ücretinin, aylık ücrete dahil olduğu yönünde konulan hükümlerin geçersiz olduğu, bu nedenle ulusal bayram ve genel tatil ücretleri ödenmediği anlaşılan işçinin 4857 sayılı İş Kanunu'nun 24/II-e maddesi uyarınca iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiğinin kabul edilmesi gerekeceği-
Fazla mesai ve işçilik alacaklarına ilişkin davada, davalı işyeri bir kamu kurumu olup davacının çalışma saatlerini gösterir nöbet çizelgeleri, puantaj kayıtları, sosyal yardım alacağına ilişkin ödeme belgeleri vs. varsa davalıdan istenerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Ulusal bayram ve genel tatil alacağı hususunda uyuşmazlık bulunduğu davada, fazla mesai yaptığının ispat yükü işçiye, çalışma olgusunun ispatlanması halinde ücretlerinin ödendiğini ispat yükü ise işverene düşeceği-
Fazla çalışma ücreti ve ulusal bayram genel tali ücreti alacağının bulunup bulunmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunduğu davada, fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlü olacağı- İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğinde kabul edileceği , Fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekeceği- İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmasının gerekeceği-
Ulusal bayram genel tatil ücreti ancak tanık beyanlarına göre hesaplanırsa, hesaplanan miktar üzerinden takdiri indirim yapılmasının mümkün olduğu; belgeye dayalı olarak yapılan hesaplamalarda ise takdiri indirim yapılamayacağı- Kısa kararda hüküm altına alınan ulusal bayram genel tatil ücreti takdiri indirim yapılmaksızın hesaplanan miktar olmasına rağmen, mahkemenin gerekçeli kararda ulusal bayram genel tatil ücretinden takdiri indirim yaptığını belirtmesinin hukuka aykırı olduğu- Taraf teşkili dava şartı olup, davanın her aşamasında mahkemece re’sen dikkat edilmesi gereken bir olgu olduğundan, davacının ya da davacının yaptığı iş ile ilgili birimin veya birimin yaptığı görevlerin devir kapsamında bulunup bulunmadığı ve bu kapsamda davalıya karşı açılan bu davanın Büyükşehir Belediyesi'ne yöneltilmesi gerekip gerekmediğinin araştırılarak sonuca göre gerekirse taraf teşkili de sağlandıktan sonra yargılamaya devam edilmesi gerektiği- Davacı, dava dilekçesinde davasını açıkça belirsiz alacak davası olarak açtığını belirtmiş ve bilirkişi raporundan sonra taleplerini artırmış olup mahkemece, davanın kısmi dava olarak açıldığı belirtilerek ıslah edilen kısımlara ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmiş olmasının hatalı olduğu- Gece çalışma zammı ücreti talebinin reddine karar verilmiş olmasına rağmen, duruşmalarda kendisini vekil ile temsil ettiren davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğu-
İşçi ücretinin beş yıllık özel bir zamanaşımı süresine tabi olacağı- Zamanaşımı def'inin cevap dilekçesinin ıslahı yoluyla ileri sürülmesi de mümkün olduğu- Mahkemece ıslah tarihi itibarıyla zamanaşımı def'i değerlendirilip talep edilen fazla çalışma ve ulusal bayram- genel tatil alacakları hakkında hesaplama yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, zamanaşımı def'i dikkate alınmadan bu alacakların kabulü yönündeki kararının isabetsiz olduğu-
Fazla çalışmanın olup olmadığı ve hesabı konusunda uyuşmazlık bulunduğu davada, fazla çalışma yaptığını iddia eden işçinin bu iddiasını ispatla yükümlü olacağı- İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğinde olacağı- Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğinde olacağı- Fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekeceği- Fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda takdir indirimine gidilmeyeceği- Fazla çalışma süresinin toplamının bir yılda ikiyüzyetmiş saatten fazla olamayacağı- Sınırlamaya rağmen işçinin daha fazla çalıştırılması halinde, bu çalışmalarının karşılığı olan fazla mesai ücretinin de ödenmesi gerekeceği-
Fazla çalışmanın olup olmadığı ve hesabı konusunda uyuşmazlık bulunduğu davada, fazla çalışma yaptığını iddia eden işçinin bu iddiasını ispatla yükümlü olacağı- İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğinde olacağı- Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğinde olacağı- Fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekeceği- Fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda takdir indirimine gidilmeyeceği-