Davacının çalıştığı iş yerinde çalışmanın durduğu günlerde çalışmadığının kabul edilmesi gerektiğinden, çalışma yapılamayan günleri gösteren ve işverence sunulan belgelere karşı davacı tarafın beyanlarının alınması gerektiği- Hükme esas bilirkişi raporunda, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları Amerikan Doları üzerinden hesaplanıp, hesaplanan toplam tutar dava tarihindeki kur üzerinden Türk Lirasına çevrildiği, ancak, davacının ücretinin Amerikan Doları karşılığı Türk Lirası olarak ödenmiş olması karşısında, her ay için ayrı ayrı olmak üzere ücretin ödenmesi gerekli tarihte geçerli döviz kuru esas alınarak, Türk Lirası olarak ödenmesi gereken tutar belirlenerek, buna göre hesaplama yapılması gerektiği-
İşçi fazla mesai yapsın yapmasın prim ödemesi var ise bu ek ücrete hak kazanacağın, primin fazla mesai ücretinden mahsubu edilemeyeceği, ister gezerek, isterse işyerinde çalışsın işçinin mesaisi artıkça prim alacağı artacağından, fazla mesai alacağının hesaplanmasında yapılması gereken, aylık sabit ücret kısmının 1,5 çarpanı ile prim miktarının ise 0,5 çarpanı ile çarpılarak fazla çalışma alacağının belirlenmesi gerektiği- Hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücret günleri için yapılan hesaplamalarda mahkemece kayıtlar dikkate alındığından, hesaplanan miktarın takdiri indirimsiz hüküm altına alınması gerektiği- Kayıt sunulmayan dönem bakımından davacının dini bayramların ilk günü haricinde çalıştığı kabul edilerek, tanık beyanları ile ispatlanan bu dönem için hesaplanacak alacak hakkın özünü zedelemeyecek oranda bir takdiri indirim ile hüküm altına alınması gerektiği-
Fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarına yönelik talep bakımından, alacak iddiasının tanık anlatımlarına dayandırılması sebebiyle, davanın kabul edilmesi halinde, hesaba esas alınan süre ve alacağın miktarı nazara alınarak uygun oranda takdiri indirim yapılması gerekliliği söz konusu olacağı ve hakimin takdir yetkisine bağlı olarak yapılacak indirim oranı baştan belirli olmayacağından, söz konusu alacakların belirsiz alacak olduğu, kıdem tazminatı, yıllık ücretli izin ve ücret alacakları bakımından ise, davacı, çalışma süresini, kendisine en son ödenen aylık ücret miktarını, kullandırılmayan yıllık izin ücreti alacağını, belirleyebilecek durumda olduğundan, dava konusu kıdem tazminatı, yıllık ücretli izin ve ücret alacaklarının gerçekte belirlenebilir alacaklar olduğu ve dolayısıyla belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceği-
Davalı vekiline yeminle ilgili usuli işlemleri tamamlamak üzere süre verilerek, davacı duruşmaya davet edilip, yemin teklifinde bulunulması ile davalı tarafın yemin teklifi davacı asile usulüne uygun şekilde bildirilip sonucuna göre gerektiği-
İşçinin asıl işverenden alınan iş kapsamında ve değişen alt işverenlere ait işyerinde ara vermeden çalışması halinde, işyeri devri kurallarına göre çözüme gidilmesi gerektiği- Süresi sona eren alt işverence işçinin iş sözleşmesinin feshedilmesi halinde, yapılan fesih bildirimi ile iş ilişkisi sona ereceğinden, işçinin daha sonra yeni alt işveren yanındaki çalışmaları yeni bir iş sözleşmesi niteliğinde olacağı, bu durumda feshe bağlı hakların talep koşulları gerçekleşeceğinden, feshin niteliğine göre hak kazanma durumunun değerlendirilmesi gerekeceği- Somut uyuşmazlıkta; davalı Bakanlığa bağlı hastanede temizlik işçisi olan davacının, 12.09.2003-29.07.2004 ve 16.06.2011-31.12.2012 tarihleri arasında işyerinde çalıştığı; davacının ilk çalışmasının sona erdiği 29.07.2004 tarihi ile tekrar işe başladığı 16.06.2011 tarihleri arasında geçen süre dikkate alındığında işyeri devrinden söz edilemeyeceğinden, davalı şirketin hesaplanan kıdem ve ihbar tazminatı alacağından sadece 16.06.2011-31.12.2012 tarihleri arasındaki hizmet süresiyle sınırlı olarak sorumlu olduğu gözetilmeden karar verilmesinin doğru olmadığı- Fazla çalışma ücret alacakları hakkında yan delillerle desteklenmeden tek başına husumetli tanık anlatımına itibar edilerek hüküm kurulamayacağı- Yıllık izinlerin kullandırıldığına ilişkin ispat yükünün işverene ait olduğu, işverenin yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlaması gerektiği, vakıanın ispatı için yeminden başka delili olduğunu beyan etmiş olan tarafın da yemin teklif edebileceği- Aralıklı çalışma ile ilgili yıllık izin hesabında, önceki çalışma döneminin zamanaşımına uğraması için önceki dönemin bitişi ve sonraki çalışma döneminin başlangıcı arasında 5 yılık sürenin geçmiş olması gerekeceğinden, somut olayda davacı 12.09.2003-29.07.2004 ve 16.06.2011-31.12.2012 tarihleri arasında çalışmış olup; ilk çalışmasının sona erdiği 29.07.2004 tarihi ile tekrar işe başladığı 16.06.2011 tarihleri arasında yıllık ücretli izin alacağı yönünden 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu-
Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları üzerinde durularak, tanıkların bordro tanığı olup olmadığının denetlenmesi, ilgili ticaret sicili müdürlüğünden dava dışı işverenlerin ticaret sicili kayıtları celp edilerek incelenmesi, davalılar ile dava dışı işverenler arasında bağlantı olup olmadığı araştırılması ve gerekirse tanıkların beyanlarına yeniden başvurulması gerektiği- İşin inşaat sektöründe olması dikkate alındığında, coğrafi koşullar ve iklim şartları itibariyle, her mevsim aynı düzende çalışmanın, işin niteliğine uygun olup olmadığının tartışılmaması hatalı olduğundan, bu yönde beyanları sorulmayan davacı tanıkları yeniden dinlenerek, her mevsim aynı koşullarda çalışılıp çalışılmadığı hakkındaki bilgilerinin sorulması, ardından her iki taraf tanık beyanları birarada değerlendirilerek karar vermesi gerektiği-
Zamanaşımına uğrayan kısım karara esas alınan bilirkişi raporunda ayrı olarak hesaplanmasına rağmen zamanaşımına uğrayan alacak miktarları dikkate alınmadan fazla mesai alacağı ile ulusal bayram ve genel tatil ücretinin bilirkişi raporunda belirtilmeyen şekilde hüküm altına alınmasının hatalı olduğu- Davalı vekili cevap dilekçesinde davanın Aksaray Belediye Başkanlığına ihbarını talep ettiği ve davacının da dava dilekçesinde davacının çalıştığı işin Aksaray Belediye Başkanlığına ait çöp toplama işi olduğunu belirttiğinden, Aksaray Belediye Başkanlığının asıl iş veren olduğu anlaşılmasına rağmen davanın Aksaray Belediye Başkanlığına ihbarının yapılmamasının hatalı olduğu-
Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunlu olup, bu durumun yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği olduğu- Davalı, bordroda tahakkuk eden ücretlerin banka kanalıyla ödendiğini savunduğu, ilgili bankadan alınan kayıtlar incelendiğinde, davacı adına kayıtlı hesabın açılış tarihininden sonraki dönem için davacının tüm fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil alacaklarının ödendiği tespit edildiğinden, anılan dönem yönünden davacının fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacağı bulunmadığının kabulü doğru olsada, banka kayıtları ile ödendiği ispatlanamayan dönem yönünden hatalı değerlendirme yapıldığı-
Davanın ihbarı talep edilen şirketlere ihbar dilekçesi ve dava dilekçesinin tebliği sağlanıp, ihbar edilen şirketlerin, davalı ile olan ilişkilerini gösterir hizmet alım sözleşmeleri dahil, sunmaları halinde beyan dilekçeleri ile varsa delilleri toplanması, ihbar olunan şirketlerin yargılamayı takip etmemeleri halinde ise davacı işçiye ait özlük dosyası ile bordro gibi ödeme belgelerinin ve hizmet alım sözleşmelerinin birer suretlerinin söz konusu alt işveren şirketlerden müzekkere ile istenerek getirtilmesi ve gerekirse bilirkişi incelemesi de yaptırılarak neticesine göre karar verilmesi gerektiği-
9. HD. 04.06.2018 T. E: 2015/19340, K: 12527-