22. HD. 14.02.2019 T. E: 1005, K: 3441-
22. HD. 14.02.2019 T. E: 2016/4729, K: 3304-
22. HD. 13.02.2019 T. E: 2017/20949, K: 3133-
22. HD. 13.02.2019 T. E: 2017/20948, K: 3132-
22. HD. 06.02.2019 T. E: 2018/16183, K: 2478-
Bozma ilamından sonra tesis edilen hükümde, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ve aylık ücret alacaklarına yönelik talepler bakımından hüküm sonucu tesis edilmemesi HMK mad. 297 aykırı olduğu- Taraflar arasındaki, aylık ücret miktarına yönelik uyuşmazlığın çözümünde, yapılan emsal ücret araştırmasının yetersiz olması nedeniyle, emsal ücret araştırması genişletilerek, işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş bildirilerek ilgili işçi ile işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceğinin araştırılması gerektiği, ardından tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek, aylık ücret miktarına yönelik uyuşmazlık çözüme kavuşturulması gerektiği- Davacının dini bayram tatillerinde çalışmadığının kabul edilmesine göre, fazla çalışma ücreti alacağı hesabında, dini bayram tatil günlerinin hesaptan dışlanması gerekliliğine dikkat edilmemesi hatalı olduğu-
Davacı işçinin kıdem tazminatına esas giydirilmiş ücreti belirlenirken, davacıya sağlanan "kira, ısınma, su bedelleri"nin de dikkate alınması gerektiği- Ulusal bayram ve genel tatillerde çalışıldığının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, yazılı delil niteliğinde olduğu, ancak, sözü edilen çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda, tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerektiği-
Dava konusu "fazla çalışma ücreti", "ulusal bayram" ve "genel tatil ücreti" ile "hafta tatili ücreti" alacaklarının kanıtlanması için tanık deliline dayanıldığı ve söz konusu alacakların tanık anlatımları ile kanıtlanması durumunda hesaplanacak alacak miktarından hâkimin takdir yetkisine bağlı olarak yapılacak indirim oranı baştan belirli olmadığından, somut olayda fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile hafta tatili ücreti alacaklarının "belirsiz alacak davasına" konusu olabileceği- Belirli süreli iş sözleşmesi süresinin bitiminden önce, işveren tarafından haklı bir neden olmaksızın feshedilen işçinin, "bakiye süre ücretini" talep edebileceği- B.ye süre ücreti alacağından yapılması gereken indirim miktarı (TBK. mad. 438/2) da durum ve koşullara göre hakimin takdirine bağlı olup baştan belirli olmadığından, dava konusu bakiye süre ücreti alacağının da "belirsiz alacak davası" konusu olabileceği-
Davacının çalıştığı iş yerinde çalışmanın durduğu günlerde çalışmadığının kabul edilmesi gerektiğinden, çalışma yapılamayan günleri gösteren ve işverence sunulan belgelere karşı davacı tarafın beyanlarının alınması gerektiği- Hükme esas bilirkişi raporunda, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları Amerikan Doları üzerinden hesaplanıp, hesaplanan toplam tutar dava tarihindeki kur üzerinden Türk Lirasına çevrildiği, ancak, davacının ücretinin Amerikan Doları karşılığı Türk Lirası olarak ödenmiş olması karşısında, her ay için ayrı ayrı olmak üzere ücretin ödenmesi gerekli tarihte geçerli döviz kuru esas alınarak, Türk Lirası olarak ödenmesi gereken tutar belirlenerek, buna göre hesaplama yapılması gerektiği-
Fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarına yönelik talep bakımından, alacak iddiasının tanık anlatımlarına dayandırılması sebebiyle, davanın kabul edilmesi halinde, hesaba esas alınan süre ve alacağın miktarı nazara alınarak uygun oranda takdiri indirim yapılması gerekliliği söz konusu olacağı ve hakimin takdir yetkisine bağlı olarak yapılacak indirim oranı baştan belirli olmayacağından, söz konusu alacakların belirsiz alacak olduğu, kıdem tazminatı, yıllık ücretli izin ve ücret alacakları bakımından ise, davacı, çalışma süresini, kendisine en son ödenen aylık ücret miktarını, kullandırılmayan yıllık izin ücreti alacağını, belirleyebilecek durumda olduğundan, dava konusu kıdem tazminatı, yıllık ücretli izin ve ücret alacaklarının gerçekte belirlenebilir alacaklar olduğu ve dolayısıyla belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceği- 
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • kayıt gösteriliyor