Davacı arsa sahipleri sonradan düzenlenen ek sözleşme ile bu bağımsız bölümün taraflarına düştüğünü iddia etmiş iseler de, asıl sözleşmede bağımsız bölümün çekilecek kura sonucu belirleneceği düzenlendiğinden, adi yazılı ve tarihsiz olan, ne zaman ve ne maksatla düzenlendiği şüpheden uzak bir şekilde anlaşılamayan bu ek sözleşmeye itibar edilerek üçüncü kişilerin haklarının zedelenmesinin düşünülemeyeceği, davacı arsa sahipleri, davalı ........ Bankası ile ......... Bankası ’nin, ipotek ve haciz konulan bağımsız bölümün sözleşme uyarınca kendilerine bırakılan bağımsız bölüm olduğunu bildiğini ve yüklenici ile işbirliği içerisinde ipotek ve haciz şerhlerini tesis ettirdiklerini yasal delillerle kanıtlayamadığından davalı bu üçüncü kişilerin tapuya güven ilkesi uyarınca iyiniyetli olduklarının kabulü ile bu davalılar bakımından davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Sözleşmede satış vaadine konu taşınmaz ile karşılıklı edimler belli olduğundan ve resmi şekilde yapılmış olduğundan satış vaadi sözleşmesinin geçerli olduğu, davalı şirket, "sözleşme kapsamında ........ TL satış bedelini aldığını" beyan ederek sözleşmeyi imzaladığı, bedelin ödenmediği geçerli bir belge ile de kanıtlanamadığından, davanın dayanağı satış vaadi sözleşmesi esas alınarak davacının "tapu iptali ve tescil" talebi hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
Satış kararı ve ihaleden önce kesinleşmiş mahkeme kararı ile taşınmazın şikayetçi adına tesciline karar verilmişse de; taşınmazın tapu kaydına satış vaadi şerhi konulmadığından, artık bu hakkın, 3. kişilere karşı ileri sürülemeyeceği- Şahsi bir hak olan satış vaadi sözleşmesine dayalı bu hakkın tapuda malik gözüken kişinin borcu sebebiyle haciz koyan alacaklıya karşı hüküm ifade etmeyeceği- Tapu iptal ve tescil kararına dayalı olarak taşınmazın maliki olan şikayetçinin, genel mahkemede mülkiyet hakkına dayalı olarak dava açması gerektiği-
Dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan fındık ocaklarının davacı tarafından dikildiğinden, mahkemece muhdesatların davacı tarafından meydana getirildiğinin veya aidiyetlerinin tespitine karar verilmesi gerekirken, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetine karar verilmesinin hatalı olduğu- TMK'nin 1006. maddesinde "hangi hakların tapu kütüğüne tescil edileceği"; 1009, 1010 ve 1011 maddelerinde "hangi hakların şerh edilebileceği", 1012 maddesinde ise "taşınmaz eklentilerinin malikin istemi üzerine kütükteki beyanlar sütununa yazılacağı"," taşınmaz mülkiyetine ilişkin kamu hukuku kısıtlamalarının beyanlar sütununa yazılması" ve "bu sütuna yazılabilecek diğer hususların tüzükle belirleneceğinin" açıklandığı- Açıklanan bu hükümlerin istisnası niteliğindeki 3402 s. Kadastro Kanunu mad. 19/1'de ise, "tapuda kayıtlı taşınmaz malın zilyet lehine tespitinde, mevcut ve her türlü takyit ile sınırlı ayni hakların saklı tutulacağı, eski tapu kayıtlarındaki bu tür hak ve mükellefiyetlerin kadastro tutanağında belirtilerek yeni kütüklere aynen geçirileceği", mad. 19/2 de ise "taşınmaz üzerinde malikinden başka bir kimseye veya paydaşlarından birine ait muhdesat mevcut ise bunun sahibi, cinsi, ihdas tarihi ve iktisap sebebi belirtilerek tutanağın ve kütüğün beyanlar hanesinde gösterileceğinin" belirtildiği- Kadastro Kanunu'ndaki bu ayrık hüküm dışında Kanunlarımızda ve Tapu Sicil Tüzüğü'nde taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın tapu kütüğüne tescil veya şerh edilebileceğine veya kütüğün beyanlar hanesinde gösterilebileceğine ilişkin başkaca bir hüküm de bulunmadığı- 3402 s. K. mad. 33. ve 19 genel hüküm niteliğinde olmadığından eldeki davaya uygulanmayacağı- Mahkemece, muhdesatın tapunun beyanlar sütununa tesciline karar verilmesinin hatalı olduğu-
Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine ilişkin şerhlerin devamı ile tapuya tesciline karar verilmesi talepli davanın niteliği gereği maktu harca tabi olduğu ve bu konuda verilen kararın temyiz edilebileceği- Satış vaadi sözleşmesi şerhinin ilk 5 yıllık etkisi bittiği için ikinci kez 5 yıllık şerhin konulmasının talep edilmesinde davacının hukuki yararı var mıdır?
Sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşma ile sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde karşı tarafın avukatı lehine her iki tarafın müteselsil olarak ödenmesinden sorumlu olacağı avukatlık ücreti kapsamına avukat ile iş sahibi arasında yapılan avukatlık ücret sözleşmesine göre avukata ödenmesi gereken akdi vekâlet ücretinin dâhil olmadığı-
Avukatlık Kanunu'nun 165. maddesinde düzenlenen "ücret dolayısıyla müteselsil sorumluluk" hâllerinden olan "sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşma ile sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde" karşı tarafın avukatı lehine her iki tarafın müteselsil olarak ödenmesinden sorumlu olacağı avukatlık ücreti kapsamına, avukat ile iş sahibi arasında yapılan avukatlık ücret sözleşmesine göre avukata ödenmesi gereken akdi vekâlet ücretinin dâhil olmadığı-
Satış vaadi şerhi tarihinden sonra, tescil tarihi itibariyle 5 yıldan fazla zaman geçtiğine ve satış vaadi lehtarı olan 3. kişinin, şerh tarihinden itibaren 5 yıl içinde mahkemede tescil davası açtığına ve lehine tescil kararı verildiğine yönelik bir belge ve delil de olmadığına göre, artık bu hakkın, 3. kişilere karşı ileri sürülmesi imkanının yasal olarak ortadan kalktığı- Şahsi bir hak olan satış vaadi sözleşmesine dayalı bu hakkın, tapuda malik gözüken kişinin borcu sebebiyle haciz koyan alacaklıya karşı hüküm ifade etmeyeceği- Taşınmazın borçlunun borcu nedeniyle haczedilebilmesi için haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı olmasının zorunlu olduğu- Haciz tarihinde taşınmazın bir kısım hissesi borçlu adına kayıtlı ise haciz işleminde usulsüzlük olmadığı-
Haczin, kesinleşmiş icra takibinin konusu olan bir alacağın ödenmesini teminen borçluya ait ve haczi kabil bulunan mallara bir bakıma takibi yapan icra müdürlüğünün el koyması işlemi olduğu- Haciz şerhinin terkini-
Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi, tapu kütüğüne şerh edilmiş olsa da, lehine satış vaat edilen kişi adına tescil işlemi gerçekleşmedikçe mülkiyetin intikalini sağlamayacağı- Sonradan tapu iptal ve tescil kararına dayalı olarak taşınmazın maliki olan üçüncü kişinin, haczin kaldırılması için  genel mahkemede mülkiyet hakkına dayalı olarak dava açması gerektiği-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • kayıt gösteriliyor