Haciz şerhinin usulsüz konulduğunun saptanması veya lehtarın talebi üzerine kaldırılması mümkün olduğu gibi Türk Medeni Kanununun 1010. maddesi uyarınca borcun ödenmesi, icra takibinin düşmesi ya da herhangi bir sebeple sona ermesi halinde de taşınmaz kaydının terkininin mümkün olduğu - Türk Medeni Kanununun 1009. maddesi ve Tapu Kanununun 26. maddesi uyarınca satış vaadi sözleşmesi ile tanınan ileride satın alma hakkının tapu siciline şerhinin olanaklı olduğu-
Taraflar arasında geçerli bir sözleşme bulunsa da bu sözleşmenin hukuki etkisini gösterebilmesi için gerekli, hastane olarak kullanılmaya elverişli bir bina yapılması koşulu gerçekleşmediğinden, taraflar arasındaki kira sözleşmesi hüküm ifade etmediğinden tapu kaydına şerh verilemeyeceği-
Kaldırılması talep edilen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi şerhi davalı yüklenicinin isteği üzerine TMK. mad. 1009 uyarınca şerhedilip zemin katta bulunan dükkanın mülkiyeti konusunda anlaşmazlık bulunup, davalı tarafça diğer bir esas sayılı dosyada tapu iptali ve tescil davası açıldığından her iki davanın sonucu birbirini etkileyeceğinden dava dosyalarının birleştirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği- Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi şerhinin kaldırılması talebi sözleşmenin tüm taraflarının menfaatini ilgilendirdiğinden sözleşmenin tarafı olan diğer arsa sahiplerinin de davaya dahil ettirilip yargılamaya devam edilmesi gerektiği-
Satış vaadi sözleşmesi tapu kütüğüne şerh edilmekle lehine şerh konan kişi satış vaadi sözleşmesi ile edindiği kişisel hakkını güçlendirmiş, diğer bir deyimle ayni hak kuvveti kazandırmış olup, bu hakkını sonraki maliklere karşı da ileri sürebileceğinden ve dâhili davalı taşınmazı satış vaadi şerhini bilerek satın almış bulunduğundan cebri tescil isteminin kabulünün gerekeceği-
Taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin herhangi bir nedenle ifa edilememesi halinde, vaad alacaklısının alacağını tamamen veya kısmen elde edemez ise, borçlu kendisine hiçbir kusur isnat edilemeyeceğini ispat etmedikçe alacaklının zararından sorumlu olacağı-
Kira sözleşmesinin tapu kütüğüne şerhi mülkiyet hakkının malike verdiği yetkileri daralttığından vekilin bu ko­nuda özel yetkisinin bulunmasının gerekeceği-
Yolsuz şekilde sicilde oluşan bu şekli kayda dayanarak MK.919/II maddesi uyarınca şahsi haklarından bulunan haciz şerhini sicilde oluşturmalarının, davacının durumunu ağırlaştıramayacağı-
Taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin MK. 1009 uyarınca, tapunun "beyanlar" hanesine de şerh edilebileceği, bu suretle sözleşme alacaklısının sözleşmeden kaynaklanan kişisel hakkını kuvvetlendirmiş olacağı ve buhakkını üçüncü kişilere karşı da ileri sürebilme olanağını kazanmış olacağı–
Kişisel hak niteliğinde olan satış vaadine dair hak tapu kaydına işlenmekle ayni etkinlik ve aleniyet kazandığından, beş yıl süre ile üçüncü kişilere karşı ileri sürülebileceği (Satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerh edilmesinden sonraki tarihi taşıyan hacizlerin, şerh sahibi alıcıyı bağlamayacağı, bu nedenle satış vaadinin şerhinden sonra taşınmazı haciz ettiren alacaklıya, sıra cetvelinde, şerh sahibi alıcıdan sonra yer verilmesi gerekeceği- Taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin tapuya şerh verilmesinden sonra konulan hacizlerin geçersiz olduğu)–
Bir taşınmazın satışının birden çok kişiye vaad olunması halinde, sözleşme geçersiz ve münferit hale gelmediği sürece önceki tarihli olanağa değer verileceği–
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • kayıt gösteriliyor