Kişisel hak mahiyetinde olan satış vaadine dair hakkın tapu kaydına işlenmekle ayni etkinlik ve aleniyet kazanacağı, bu hakkın, MK. nun 919 ve Tapu Kanunu`nun 26. maddesine göre 5 yıl süre ile 3. kişilere karşı ileri sürülebileceği, 5 yıl içerisinde devir gerçekleştiğinde satış vaadi şerhinden sonra konulan haczin sonuç doğurmayacağı, sonuç doğurmayan bu işleme karşı İİK. nun 16/2. maddesi uyarınca her zaman şikayet olunabileceği, diğer bir anlatımla şikayetin süreye tabi olmayacağı-
“Muhdesat”ca, tapu sicilinin “beyanlar hanesi”nde gösterilemeyeceği-
İflas idaresinin, satıcının iflasından önce tapuya şerh edilmiş olan taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile bağlı olup, taşınmazın mülkiyetini alıcısına devretmekle yükümlü olduğu-
Taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerh verilmesinden son-ra, taşınmaz malikinin (satıcının) vergi borcundan dolayı taşınmaza konulan haczin kaldırılmasını lehine satış vaadinde bulunulmuş olan alıcının isteyemeyeceği-
Hangi kişisel hakların tapu siciline şerh edileceğinin MK. 1009’da sayılarak belirtilmiş olduğu, sayılanlar arasında yer almadığından “ilave kat”ın, “zilyedliğin” tapuya şerh edilemeyeceği (edilmişse, hukukî değer taşımayacağı-
Tescil kararına ek olarak, “taşınmazların orta malı oldukları”nın beyanlar hanesine şerh verilmesi doğrultusunda karar verilemeyeceği-
MK. 1009’a göre şerhi gereken “şahsi hak”kın, bir sözleşmeden doğması ve bu sözleşmenin dayanağı olan yasa metninde “tapu siciline şerh verilmesinin zorunlu olduğu” yolunda bir açıklık bulunması gerektiği-
“Muhdesat”ın, tapu sicilinin “beyanlar hanesi”nde gösterilemeyeceği-
Sicile şerhi istenenin kavak ağaçları olduğu, bu tür ağaçların belirli bir gelişmeyi takiben kesilmek için sanayi amaçlı olarak yetiştirildikleri, mülkiyetlerinin de arz eden ayrı değerlendirmeye tabi tutularak genelde yetiştirene ait olduğu-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • kayıt gösteriliyor