Geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın tahsili istemine ilişkin davada, mahkemece, davalı şirketlerce SPK'ya yazılan yazılar incelenerek, bu listelere göre davacıdan tahsilat yapılıp yapılmadığı, davacıya herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığı hususunda gerekirse bilirkişi raporu alınarak ortaya çıkacak sonuca göre davalıların hukuki durumları hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
Geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın tahsili istemi-
Hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteği-
Hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel isteği-
Hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteği-
Hilenin her türlü delille ispat edilebileceği, iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı olmadığı ve aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi ya da dava yoluyla da kullanılabileceği- Hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davada, çekişme konusu meskenin, davacı tarafından davalıya, onun tarafından diğer davalıya suretiyle temlik edildiği, mahkemece, ceza dosya suretinin dosyaya alınması yönünde ara karar verilmesine karşın, anılan dosya suretinin dosyada bulunmadığı, davalının, hakkında dolandırıcılık suçu isnadıyla suç duyurusunda bulunulduğu yönünde beyanının olduğu, ayrıca yine dosya kapsamından, hakkında dava konusu ile ilgili olarak idari soruşturma yapıldığı anlaşılmasına rağmen, belirtilen hususlarda araştırma yapılmadığı, ilgili belgelerin getirtilmediği, çekişme konusu bağımsız bölüm karşılığı verildiği beyan edilen aracın tescil kayıtlarının dosyada olmadığı, davalı tarafından imzalanan senetlerin ödenip ödenmediğinin tespit edilmediği görüldüğünden, belirtilen eksikliklerin giderilerek, cezai ve idari soruşturma dosyalarında mevcut beyanların birlikte değerlendirilmesi, işlem sırasında irade fesadının olup olmadığının açıklığa kavuşturulması, işlemin hileli olduğuna kanaat getirilmesi halinde, son kayıt malikinin iyiniyetli olup olmadığının araştırılması gerektiği-
Şirketin Almanya'daki temsilcisinin hisse senetlerini sattıktan sonra paraları ve altınları Türkiye'deki şirkete götürmesi amacıyla kendisine teslim ettiğini ifade etmiş olması karşısında davalı şirketlerce ikincil kayıtlar tutulduğunun kabulü gerektiği, yine pek çok dosyaya sunulan davalı imzalı mektupta ortaklıktan ayrılmak isteyenlerin üç ay önce bildirmeleri halinde paralarını alabileceklerinin belirtilmesi birlikte değerlendirildiğinde, bazı şirketlerin fiili ve hukuki irtibat halinde oldukları, birlikte hareket ederek para toplama amacıyla "Ortaklık Durum Belgesi", "Hisse Senedi" gibi sair belgeler karşılığında istenildiğinde derhal ve işlemiş kar payı ile birlikte iade edileceği taahüdü ile para topladıkları, ortağın sermaye olarak verdiğini isteyemeyeceğine dair yasal düzenlemeyi kulllanarak para yatıran kişileri grup şirketlerden herhangi birinde veya birkaçında düşük nominal bedellerle şeklen ortak gibi gösterdikleri, tahsil ettikleri parayı ise muhasebe kayıtlarına yansıtmayarak para iade taleplerini reddettikleri, taraflar arasında sahih bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı, böylelikle davalıların haksız fiilde bulundukları anlaşıldığından, davalı şirketlerce SPK'ya yazılan yazılar ve ekindeki listeler bir bütün halinde incelenerek, bu listelere göre davacıdan tahsilat yapılıp yapımadığı, davacıya herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığı tespit edilerek ortaya çıkacak sonuca göre davalılar hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
Hukuki sebeplerden bir tanesinin öteki hukuki nedenin incelenmesine olanak verir nitelikte bulunduğu sürece önem ve lüzum derecesine göre birden fazla hukuki sebebin aynı davada inceleme ve araştırma konusu yapılabileceği- Tapu Sicili Tüzüğünün mad. 16 hükmüne göre tarafların resmi senetteki imza yerine "okudum" ibaresini yazdıktan sonra imza yerlerini imzalayacakları ve mad. 17 uyarınca taraflardan biri veya birkaçının okuma yazma bilmemesi durumunda işlemlerde iki tanık bulundurulacağı- Taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşmenin bağlayıcı sayılmayacağı- Hilenin her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılmasının hiç bir şekle bağlı olmadığı- Uyuşmazlığa konu sözleşme aslının getirtilerek sözleşme sayfasında davacının imzası yerindeki "okudum" şeklindeki yazının kimin eli ürünü (davacıya mı yoksa bir başkasına mı ait) olduğunun Adli Tıp Kurumundan alınacak raporla tespit ettirilmesi, sahte olmadığının saptanması hâlinde davada dayanılan diğer hukuki neden olan yolsuz tescil ( davacının okuma yazma bilip bilmediği dolayısıyla sözleşmenin iki tanık huzurunda yapılıp yapılmaması gerektiği) üzerinde durulması, davacının okuma yazmasının bulunup bulunmadığının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde açıklığa kavuşturulması, sözleşmenin resmiyete uygun olduğunun belirlenmesi hâlinde ise davada dayanılan diğer hukuki neden olan hile üzerinde yukarıda değinilen ilkeler ışığında gerekli inceleme ve araştırmanın yapılması, davacının temliki işlemi öğrendiği tarihin duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanması, taraf delillerinin eksiksiz toplanması, toplanan ve toplanacak olan delillerin birlikte değerlendirilmesi ve varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile yetinilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olmasının doğru olmadığı-
Vekâletnamenin hile ile alındığı ve kötüye kullanıldığı iddiasına dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkin davada, davalı olabilecek kişiler arasında zorunlu dava arkadaşlığının değil, ihtiyari dava arkadaşlığının bulunduğu- Mahkemece, HMK. mad. 119/b-2 uyarınca, davalı olabilecek tüm kişilerin kesin süre içerisinde tespit edilip bildirilmediği gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davanın usulden reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Akit sırasında olmayıp, sonradan zuhur eden olayların aktin geçerliliğine etkisi olamayacağı- Davacının, temliki işlemin yan edimlerinde eksiklik olduğunu iddia ettiği, ancak davacının serbest iradesiyle yapmış olduğu temlikten sonra gerçekleşen, iradeyi bozan olayların aktin sıhhatini etkilemeyeceği gözetilerek, hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davanın reddine karar verilmesi gerektiği-