Adli Tıp Genel Kurulu'nun, Adli Tıp İhtisas Kurulları ile Adli Tıp Kurumu dışındaki sağlık kurullarının verdikleri rapor ve görüşleri arasında da ortaya çıkan çelişkileri, konuyla ilgili uzman üyelerin katılımıyla inceleyip kesin olarak karara bağlayacağı-
Davanın bağıştan rücu hukuksal nedenine dayalı olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş olmasının doğru olmadığı ve TBK. mad. 36 ve 35 hükümleri doğrultusunda inceleme ve değerlendirme yapılması gerektiği-
Tanık olarak dinlenilen davacının eşi, davalının babası, davacının çocukları, davalının kardeşlerinin olaylara dayalı, müşahhas bildirimleri, davacının yaşı, sosyo-kültürel durumu, davalı ile olan yakınlığı gibi olguların, davacının hileye düşürülmesi iddiasında değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Davacının delil listesinde bildirdiği gazete sayısında davalı şirkete ait rezidans-ofis-otel gibi sosyal tesisleri kapsayan proje ilanının yer aldığı görülmekte olup davacı, hileli işlemi bu tarihte öğrendiğini ileri sürmüş olup davalı taraf ise bunun aksini kanıtlayamadığından ve Hukuk Genel Kurulu ’nun 20.04.1983 gün ve 1980/1-1846-397 sayılı kararında da işaret edildiği gibi iddiasını ispat zorunluluğunda olduğunda kuşku bulunmadığından davanın süresinde açıldığı gözetilerek işin esasının incelenmesi ve varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, kabule göre de; hile hukuksal nedenine dayalı tazminat isteği bakımından İdari Yargının görevli olduğu şeklinde değerlendirme yapılmış olmasının da isabetsiz olduğu-
Taşınmazın bulunduğu yörede yaşayan davalıların, satın aldıkları taşınmazın gerçek değerinin basit bir araştırma ile tespit edebilecek durumda olmalarına karşılık, tapuda beyan edilen değere göre 6,5 kat, kendi beyanlarına göre 1 kat daha düşük bir fiyata satın almış olmalarının iyiniyetli olmadıklarını göstereceği bu nedenle aleyhlerine açılmış olan tapu iptali ve tescil davasının kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Öncelikle davanın hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığının belirlenmesi, anılan sürede açılmış ise hile hukuksal nedeni bakımından araştırma ve inceleme yapılması, tarafların bildirdikleri ve bildirecekleri delillerin eksiksiz toplanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Mahallinde keşif yapılarak çekişme konusu taşınmazlarda davacıya ait payların temlik tarihi itibariyle değerinin saptanması, tarafların tüm delillerinin eksiksiz toplanması ve değerlendirme yapılarak varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerektiği-
Davacıların hileye düşürüldüklerini 2012 yılının aralık ayında öğrendikleri iddiasına davalılar karşı çıkmadığından davanın süresinde açıldığının kabul edilmesi gerektiği- Hile iddiası bakımdan hükme yeterli bir araştırma yapılmadığından parsellerin tapu kayıtlarının tüm tedavülleriyle birlikte getirtilmesi, ilgili şahıstan davalılar tarafından vekil tayin edildiğine ilişkin vekâletnamenin istenmesi gerektiği ve tarafların bildirecekleri tüm deliller toplandıktan sonra iddianın incelenip değerlendirilmesi gerektiği-
Hükme elverişli olacak şekilde bozma doğrultusunda araştırma, inceleme ve soruşturma yapıldığı söylenemeyeceğinden, Dairenin bozma ilamında işaret edilen soruşturmanın eksiksiz olarak yerine getirilmesi, her ne kadar akit tanıkları hayatta değil ise de sahtecilik iddiası bakımından davacının ne tür imza kullandığının seçim kurulu, bankalar ve diğer kurumlardan araştırılması, kaşe-mühür kullanıp kullanmadığının açıklığa kavuşturulması ve sahtecilik iddiasının kanıtlanamadığı durumda ise hile iddiası bakımından gerekirse taraf tanıklarının yeniden dinlenilmesi gerektiği-
Hak düşürücü sürenin, kamu düzeni ile ilgili bulunduğundan davanın her aşamasında tarafların ileri sürmesine gerek kalmadan resen gözetilmesi gerekirken hile iddiasının hak düşürücü süre içerisinde ileri sürülüp sürülmediği hususu üzerinde durulmaksızın işin esası bakımından hüküm kurulmasının doğru olmadığı- Davanın süresinde açıldığının kabulü halinde, ceza dava dosyalarının incelenmesi, gerekirse taşınmazların temlik tarihlerindeki gerçek değerlerinin saptanması için keşif yapılması ve tarafların tüm delillerinin birlikte değerlendirilmesi gerektiği-