Somut olayda, davacı vekili tapudaki işlem sırasında müvekkilinin okuma yazma bilmemesinden faydalanılarak hatalı irade beyanına yöneltildiğini, 5 no'lu daire yerine 6 no'lu dairenin adına tescilinin sağlandığını, yanıltılan iradesinin fesada uğratıldığı iddiasında bulunulduğuna göre, HMK 203/1-ç bendi (HMUK 293/5. maddesi) uyarınca tanık dinletebileceği-
Hile ve muvazaa iddiası birlikte ileri sürülemeyeceğinden davacının muvazaaya dayandığını belirtmesi karşısında muvazaa iddiasının yazılı delille ispatlaması gerektiği ve davacının yazılı delil sunmadığı davalıya verdiğini iddia ettiği para ve altınlar hakkında da iddialarının kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Hilenin her türlü delille ispat edilebileceği- Davacının durup dururken evini davalıya değerinin altında satmasını gerektirecek herhangi bir sebebin bulunmadığı, satışın davalıya yapıldığı halde evden bahsedilerek diğer davalının alacaklı olduğu senedin davacıya verilmesinin olaya uygun düşmediği, davalının da taşınmaz alacak gelirinin bulunmadığının arkadaşı tarafından ifade edildiği ve davacıya satış karşılığı davalı tarafından ödeme yapıldığının da ortaya konulamadığı, diğer taraftan satıştan hemen sonra davacıyı bir otele yerleştiren diğer davalının davacıdan ayrıldığı ortada olduğu ve bu durumda her iki davalının birlikte hareket ederek davacıyı hileye maruz bıraktıkları tartışmasız olup hile hukuksal nedenine dayalı iptal ve tescil davasının kabulü gerekeceği-
İcra takibi taahhütnameye dayalı olarak başlatıldığına göre, mahkemece itirazın iptali davasında taahhütnameye dayalı olarak inceleme yapılması gerektiği-
Taraflardan biri diğerinin aldatması sonucu bir sözleşme yapmışsa yanılması esaslı olmasa bile bu sözleşme ile bağlı olmaması gerekeceği-
Hilenin her türlü delille isbat edilebileceği; iptal hakkının kullanılmasının ise hiç bir şekle bağlı olmadığı- Bir kimsenin mamelekinin tamamını teşkil edecek oranda ve aynı anda satış yapmasının hayatın olağan akışına aykırılık teşkil edeceği-