İcra mahkemesince «icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisizliğine» dair verdiği kararın kesinleşmesi üzerine, alacaklının on günlük (şimdi HMK. gereğince "iki haftalık" ) hak düşürücü süre geçtikten sonra «icra dosyasının yetkili icra dairesine gönderilmesini» istemiş olması halinde, «önceki (yetkisiz icra dairesindeki takibin) açılmamış sayılacağı»-
Takip konusu borcun birden fazla borçlusu bulunması halinde, alacaklının bunlardan birisinin ikametgâhının bulunduğu yerde -tüm borçlular hakkında- icra takibi yapabileceği, ancak bu hükmün (kuralın), yalnız «borçlulardan birinin ikametgâhındaki (onun için genel yetkili olan) icra dairesinde takip yapılması halinde» geçerli olacağı-
Her ne kadar alacaklı tarafından icra takibine .. Ticaret Mahkemesince 15.01.2010 tarihli ihtiyati haciz kararına dayanılarak başlanılmış ise de icra mahkemesinin karar tarihi olan 04.03.2010 tarihinden önce 11.02.2010 tarihinde aynı mahkemece ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verildiğine ve bu karar dosya içinde mevcut olduğuna göre, artık anılan ihitiyati haciz kararının icra dairesinin yetkisini belirlemede dikkate alınamayacağı-
Kamu düzeni ile ilgili bulunmayan hallerde, İİK’nun 50. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken HUMK’nun 22. maddesi uyarınca tarafların yetkili icra dairesini sözleşme ile belirleyebilecekleri- (Not: HMK 17 uyarınca yapılacak yetki sözleşmesinin geçerli olabilmesi için “tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında yapılmış olması” gerekir.)
İİK. 50 ve HUMK. 12 uyarınca; ihtiyati haciz kararının verildiği yerde de icra takibi yapılabileceği- (Not: HUMK. 12 yeni HMK'ya alınmamış olmasına rağmen, bugün İİK. 261/I, c: 1 gereğince de, ihtiyati haciz kararları bu kararı veren mahkemenin yargı çevresindeki icra dairesi tarafından yerine getirilir.)