Karşılıksız çek düzenleme suçuna ilişkin gerekçeli kararın sanık müdafine tebliğine ilişkin varsa tebligat parçasının veya tutanağın eklenmesi, yoksa tebligat eksikliklerinin giderilerek ek istinaf nedenleri içerir dilekçe verilmesi halinde bu dilekçenin de varsa karşı tarafa tebliğ edilerek, verildiği takdirde ek istinaf ve cevap dilekçelerinin dosyaya eklenmesi gerektiği-
İbraz tarihinden sonra üç aylık süre geçtikten sonra şikayetçi olunduğu gerekçesiyle davanın düşürülmesi gerektiği-
Disiplin veya tazyik hapsi olan suçlardan dolayı verilen kararların itiraz yasa yoluna tabi olduğu-
Karşılıksız çek düzenlemek suçuna ilişkin şikayetlerin icra mahkemesince incelenmesi gerektiğine dair bölge adliye mahkemesi kararı-
Disiplin ve tazyik hapsi olarak belirlenen eylemlerden dolayı yapılacak yargılama sonucu verilecek tüm kararlara karşı niteliğine bakılmaksızın, tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içerisinde o yerde icra mahkemesinin birden fazla dairesinin bulunması halinde, numara olarak kendisini izleyen daireye, son numaralı daire için birinci daireye, o yerde icra mahkemesinin tek dairesi bulunması halinde asliye ceza mahkemesine, icra mahkemesi ile asliye ceza mahkemesi hakiminin aynı olması halinde ise en yakın asliye ceza mahkemesine itiraz edilebileceği- Bu durumda temyiz yoluna başvurulamayacağı-
Yerel mahkeme direnme kararının tefhiminden sonra bir haftalık temyiz süresini geçiren sanık müdafiinin, kanun yolu bildiriminde eksiklik bulunduğundan bahisle verdiği eski hale getirme talebi niteliğindeki dilekçesi hakkında karar verme görevinin Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na ait olması nedeniyle, bu talebin ele alınarak yerel mahkemece verilen eski hale getirme ve temyiz talebinin reddi ve itiraz mercince verilen itirazın reddi kararlarının hukuksal değerden yoksun olduğu- Sanık müdafii tarafından kanun yolu bildiriminde eksiklik bulunduğu ve kanun yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesinleşeceğinin belirtilmediğinden bahisle eski hale getirme talebinde bulunulmuş ise de, kanun yolu bildiriminde başvuru şekli dışında bir eksiklik bulunmadığından sadece başvuru şeklinin gösterilmemiş olmasının “kanun yolu süresinin” işlemeye başlamasını engellemeyeceği, bu durumda, başvuru şekli gösterilmemiş veya yanlış gösterilmiş olsa da temyiz sürelerinin işleyeceği ve süreden sonra yapılan temyiz başvurusunun kabul edilmeyeceği- Mesleği bir kamu hizmeti niteliğindeki avukatlık olan, sanığın savunmasını üstlenen ve bu bağlamda savunma ve kanun yollarına başvuru için yeterli düzeyde hukuki bilgiye sahip olan müdafiin temyiz başvurusunun şeklini bilmemesi düşünülemeyeceğinden kanun yolu bildirimindeki başvuru şeklinin gösterilmemesi eksikliği müdafii açısından bir yanılgı ve bu bağlamda hakkın kullanılması yönünde bir engel oluşturmayacağı; ayrıca kanun yoluna başvurulmaması halinde ilgili karar veya hükmün kesinleşeceği tabi olup kanun yolu bildiriminde kanun yoluna başvurulmadığı takdirde hükmün kesinleşeceğinin ihtar edilmesine gerek bulunmadığı, böyle bir ihtarat yapılmasını zorunlu kılan bir hükmün bulunmadığı-
Nafakaya ilişkin kararlara uymamak eyleminin tazyik hapsi ile yaptırım altına alınmış olduğu- Disiplin veya tazyik hapsi yaptırımına tabi suçlardan dolayı verilen kararların itiraz yasa yoluna tabi bulunduğu (İİK. mad. 353/I)-
Disiplin hapsi olan suçlardan dolayı verilen kararların itiraz yasa yoluna tabi olduğu- Sanık adına kayıtlı araç üzerinde rehin ve başka dosyalardan hacizlerin bulunduğunun anlaşılması karşısında, aracın değerinin rehin ve hacizlerle birlikte bu dosya borcunu karşılayıp karşılamadığı hususu araştırılmadan İİK. mad. 331 uyarınca karar verilmesinin hatalı olduğu-
Taahhüdü ihlal eyleminin (İİK. mad. 340), üç aya kadar disiplin hapsi ile cezalandırılacağının yaptırım altına alınmış olduğu ve müeyyidesi disiplin hapsi olan suçlardan dolayı verilen kararların itiraz yasa yoluna tabi olduğu-
İcra ceza mahkemesinin mahkumiyet kararına karşı yasal süresi içerisinde itirazı üzerine, asliye ceza mahkemesinin "itirazın reddine" dair verdiği kararın, 6217 sayılı Yasanın 5. maddesi ile değişik 2004 sayılı İcra ve İflas Yasasının 353/1. maddesi uyarınca kesin mahiyette olduğu-