Aynı konuda, aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanılarak daha önce bir dava açılmış ve bu dava görülmekte ise, aynı konunun (uyuşmazlığın) yeni bir dava konusu yapılmasının mümkün olmadığı; çünkü aynı konuda iki dava açılmasında davacının hukuken korunmaya değer bir menfaati olmadığı gibi çelişik kararlar çıkması olasılığı karşısında yeni dava açılmasının benimsenemeyeceği-
Kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ve tahliye istemlerine-
Kadın tarafından açılan davanın erkek tarafından açılmış olan boşanma dava dosyası üzerinde birleştirilerek, her iki davanın esası hakkında hüküm kurulması gerektiği-
Bir şeye malik olan kimsenin, o şeyin bütünleyici parçalarına da sahip olacağı ve hukukumuzda çifte mülkiyet düzenlenmemiş olduğu- Her bir dava, kendi içerisinde bağımsız olma özelliğini koruduğundan, davacılar ve davalı lehine her bir dosyada harcı yatırılan miktarlar gözetilerek avukatlık ücreti ve harca hükmedilmesi gerektiği-
Muvazaa nedenine dayalı sıra cetvelinin iptali istemini inceleme görevinin İİK. mad. 142/1 uyarınca "asliye hukuk mahkemesi"ne ait olduğu- Davacı alacaklıların alacak tutarları ve yargılama giderleri, davalıya ayrılan paydan daha az olduğundan, davacı alacaklıların alacaklarını karşılamaya yeteceği ve bu durumda mahkemece, asıl ve her bir birleşen dava yönünden, davalıya ayrılan payın ilgili dosyadaki yargılama giderleri ve vekalet ücreti dahil olmak üzere önce davacıya ait icra dosyalarına ödenmesi, artan kısım bulunması halinde davalıya bırakılmasına karar verilmesi gerektiği-
Ayrı ayrı açılmış davaların aralarında bağlantı bulunması halinde birleştirilerek bakılmaları mümkün olacağı ve birleştirme kararı sadece birleştirilen davaların yargılama safhalarının müşterek cereyan etmesi sonucunu doğurup, her dava, ayrı ayrı hükme bağlanması gerekeceğinden, mahkemenin her dava için ayrı ayrı hüküm kurması gerekeceği -
Birleştirme kararının, taraflar arasındaki uyuşmazlığı esastan çözümleyen bir karar olmadığı ve sadece birleştirilen davaların yargılama safhalarının müşterek cereyan etmesi sonucunu doğurduğu, her davanın, ayrı ayrı hükme bağlanması gerektiği-
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nda hüküm bulunmayan hallerde, bu kanuna aykırı düşmediği ölçüde, genel nitelikte olan Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümleri icra takipleri hakkında da uygulanabileceği- Her iki takip dosyasının taraflarının aynı olduğu, takibe konu ipoteklerin aynı borç için verildiği, ikinci takip dosyası ile ilk takipte eksik hesaplanan alacağın takibe konulduğunun iddia edildiği, dolayısıyla ilk takip dosyası için yapılan şikayet dosyasında yapılacak hesaplama sonucunda hükmolunacak miktarın, diğer takip dosyası ile ilgili olarak yapılan şikayet dosyasındaki hesaplamayı da etkileyeceği, bu durumda dosyaların aralarındaki fiili ve hukuki irtibat nedeniyle birleştirilerek hükme bağlanmalarının zorunlu olduğu görüldüğü-
Çekişme konusu taşınmazlara yönelik dava, görülmekte olan davanın konusu olan taşınmazlar olduğundan verilecek hükümlerin birbirini etkileyeceği, bu nedenle, anılan davalar arasında dava konusu ve taraf yönünden bağlantı bulunduğundan birleştirilerek görülmesi gerekeceği-
Bir sıra cetveli için muhtelif alacaklılar tarafından farklı tarihlerde şikayette bulunulmuş olsa dahi, tüm şikayetlerin birlikte incelenerek varılacak uygun sonuç çerçevesinde tek bir kararla sonuçlandırılmasının, birbiriyle çelişik hükümlerin engellenmesinin, bir dosyada verilen kararın diğer dosyanın sonucunu etkileme olasılığından ve sıra cetveline ilişkin özel usul hükümlerinden kaynaklanan bir zorunluluk olduğu, aynı sıra cetveline yönelik farklı şikayetler hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmasının, kararların infazında da şüphe ve tereddütlere neden olabileceğinden, uyuşmazlıkların uzun süre devam etmesine yol açabileceği-