Önce, şirket varlıklarının rayiç değerlerinin ve borca batıklığın tespiti, bu şartın mevcut olduğunun anlaşılması halinde de, iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığının, somut verilere dayalı olarak, bilimsel şekilde değerlendirilmesi gerektiğinden, bu hususlarda uzman yeni bir bilirkişi heyetinden önceki bilirkişi ve kayyım raporlarını, şirketin mali durumunu ve iyileştirme projesini değerlendiren; açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli bir rapor alınıp, rapor içeriği 6100 sayılı HMK'nın 282. maddelerinde belirtildiği şekilde hukuksal değerlendirmeye tâbi tutularak bir karar verilmesi gerekmekeceği-
Aynı davacı tarafından birden fazla şirkete karşı iş görme edimi nedeni ile aynı taleple açılan davada davacı ve dava konusu aynı olup, verilecek hüküm diğer davalıları da etkileyeceğinden, anılan davaların birleştirilerek görülmesi gerekeceği, mahkemece birleştirme kararı verilmeden karar verilmesinin usule aykırı olduğu-
Aynı davacı tarafından birden fazla şirkete karşı iş görme edimi nedeni ile aynı taleple açılan davada davacı ve dava konusu aynı olup, verilecek hüküm diğer davalıları da etkileyeceğinden, anılan davaların birleştirilerek görülmesi gerekirken mahkemece birleştirme kararı verilmeden karar verilmesinin usule aykırı olduğu-
Köy tüzel kişiliği adına belgesizden tespit edilen "mezarlık, cami avlusu, çeşme" gibi kamu malı niteliğiyle tespit gören taşınmazların, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden zilyetliğe dayalı olarak edinilebilecek taşınmaz sınırlamasına dahil edilemeyeceği, belgesizden zilyetliğe dayalı olarak davacı taraf adına tespit edilen taşınmaz mallardan 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 16. maddesi uyarınca tespit edilen taşınmaz malların, aynı Kanun'un 14. maddesi uyarınca tespit edilen ve kesinleşen taşınmaz miktarına dahil olmadıklarının ve kesinleşmeyen taşınmazlara yönelik açılan davaların 6100 sayılı HMK'nun 166. maddesi uyarınca birleştirilmelerinin gerekip gerekmediğinin değerlendirilmesi gerekeceği-
Tarafları aynı olan sadece talep edilen alacak kalemleri bakımından farklı olan yerel mahkemenin görevsizlik kararı, Dairemizce “taraflar arasındaki ilişkinin ortaklık ilişkisine değil iş ilişkisine dayalı olduğu gerekçesiyle” bozulduğu, 6100 sayılı HMK.’un 166. maddesi uyarınca birleştirilmesi yoluna gidilmesi gerekeceği, bu dosya açısından, mahkemece görevsizlik kararı verilmesinin hatalı olduğu-
Hizmet bedelinin ödenmemesi nedeni ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemi-
Tazminat davası-
Nakliyat emtia sigorta poliçesine dayalı rücuen tazminat istemine ilişkin davada, mahkemece verilen, 6100 sayılı HMK'nın 166. maddesi gereğince davalar arasında ne gibi bir bağlantı bulunduğu açıklanmaksızın ve davalının birleştirme talep ettiği 2014/301 esas sayılı dosyası dahi incelenmeksizin, sadece davalının beyanı esas alınarak farklı yargı çevresinde açılan ve konusu akdî taşıyan ile fiilî taşıyan arasındaki navlun alacağına ilişkin olan dosya ile işbu dava hakkında birleştirme kararının isabetsiz olduğu, hükmün bozulması gerektiği-
Kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin, ulusal bayram ve genel tatil ile fazla mesai ücreti alacaklarının ödetilmesine-
Asıl davada davacı, davalıya banka havalesi ile 200.000,00 TL ödünç verdiğini ileri sürerek eldeki davayı açmış, davalı ise gönderilen paranın dava dışı D. AŞ ile davacı arasındaki taşınmaz satışına ilişkin ön ödeme olduğunu savunarak davanın reddini istediği, davalı şirketin bu savunmasının, gerekçeli inkâr (vasıflı ikrar) niteliğinde olduğu, vasıflı ikrar (gerekçeli inkâr), bölünemeyen ikrarlardan olduğundan bu durumda ispat yükünün davacıda olduğu ve davacının dayandığı 8.3.2012 ve 15.5.2012 tarihli 100.000’er TL’lik iki ayrı banka dekontlarda “benden talep edilen ödünç para” ibaresi yazılı oluduğu anlaşıldığından davacının karz akdi iddiasını doğruladığını kabulü gerekeceğinden mahkemece, dava konusu 8.3.2012 ve 15.5.2012 havalelere ilişkin asıl davacının davasının kabulüne karar verilmesi gerektiği- Asıl davanın ödünç (karz) akdine, birleşen davanın ise satış sözleşmesine dayanmış olup, sözleşmenin nispiliği ilkesi gereği dayandıkları sözleşmelere ilişkin her türlü iddia ve savunmayı ancak sözleşmenin tarafları, birbirine karşı ileri sürebilecekleri, her iki dosyanın da tarafları da, konuları da birbirinden farklı olduğu anlaşıldığından birleşen davaların asıl davadan tefrik edilmesi ve hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerektiği- Birleşen davalara yönelik temyiz itirazlarına ilişkin birleşen dava dosyalarının  takip edilmemesi sonucu HMK'nın 150. maddesi gereğince işlemden kaldırıldığı, ancak süresinde yenileme dilekçesi vermek suretiyle yenilendiği hususu göz ardı edilerek yazılı gerekçe ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirdiği-