HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU > - Yazılı Yargılama Usulü > - Tahkikat ve Tahkikat Sırasındaki Özel Durumlar > - Davaların Birleştirilmesi ve Ayrılması > Madde 166 - Davaların birleştirilmesi
HMK. mad. 114’ de düzenlenmiş olan derdestliğin, "daha önceden açılmış ve halen görülmekte olan bir davanın yeniden aynı yada başka bir mahkemede açılması durumunda ikinci davanın açıldığı mahkemede nazara alınan ve bu davanın daha önceden de açılmış ve halen görülmekte olması sebebiyle usulden reddine karar verilmesini sağlamaya yönelik bir dava şartı” olduğu- Birinci dava ile ikinci davanın aynı nitelikte kabul edilebilmesi için her iki dava konularının, davaların taraflarının ve sebeplerinin aynı olması ve bu şartların birlikte gerçekleşmesi gerekeceği-
Önce, şirket varlıklarının rayiç değerlerinin ve borca batıklığın tespiti, bu şartın mevcut olduğunun anlaşılması halinde de, iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığının, somut verilere dayalı olarak, bilimsel şekilde değerlendirilmesi gerektiğinden, bu hususlarda uzman yeni bir bilirkişi heyetinden önceki bilirkişi ve kayyım raporlarını, şirketin mali durumunu ve iyileştirme projesini değerlendiren; açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli bir rapor alınıp, rapor içeriği 6100 sayılı HMK'nın 282. maddelerinde belirtildiği şekilde hukuksal değerlendirmeye tâbi tutularak bir karar verilmesi gerekmekeceği-
Aynı davacı tarafından birden fazla şirkete karşı iş görme edimi nedeni ile aynı taleple açılan davada davacı ve dava konusu aynı olup, verilecek hüküm diğer davalıları da etkileyeceğinden, anılan davaların birleştirilerek görülmesi gerekeceği, mahkemece birleştirme kararı verilmeden karar verilmesinin usule aykırı olduğu-
Aynı davacı tarafından birden fazla şirkete karşı iş görme edimi nedeni ile aynı taleple açılan davada davacı ve dava konusu aynı olup, verilecek hüküm diğer davalıları da etkileyeceğinden, anılan davaların birleştirilerek görülmesi gerekirken mahkemece birleştirme kararı verilmeden karar verilmesinin usule aykırı olduğu-
Köy tüzel kişiliği adına belgesizden tespit edilen "mezarlık, cami avlusu, çeşme" gibi kamu malı niteliğiyle tespit gören taşınmazların, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden zilyetliğe dayalı olarak edinilebilecek taşınmaz sınırlamasına dahil edilemeyeceği, belgesizden zilyetliğe dayalı olarak davacı taraf adına tespit edilen taşınmaz mallardan 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 16. maddesi uyarınca tespit edilen taşınmaz malların, aynı Kanun'un 14. maddesi uyarınca tespit edilen ve kesinleşen taşınmaz miktarına dahil olmadıklarının ve kesinleşmeyen taşınmazlara yönelik açılan davaların 6100 sayılı HMK'nun 166. maddesi uyarınca birleştirilmelerinin gerekip gerekmediğinin değerlendirilmesi gerekeceği-
Tarafları aynı olan sadece talep edilen alacak kalemleri bakımından farklı olan yerel mahkemenin görevsizlik kararı, Dairemizce “taraflar arasındaki ilişkinin ortaklık ilişkisine değil iş ilişkisine dayalı olduğu gerekçesiyle” bozulduğu, 6100 sayılı HMK.’un 166. maddesi uyarınca birleştirilmesi yoluna gidilmesi gerekeceği, bu dosya açısından, mahkemece görevsizlik kararı verilmesinin hatalı olduğu-
Nakliyat emtia sigorta poliçesine dayalı rücuen tazminat istemine ilişkin davada, mahkemece verilen, 6100 sayılı HMK'nın 166. maddesi gereğince davalar arasında ne gibi bir bağlantı bulunduğu açıklanmaksızın ve davalının birleştirme talep ettiği 2014/301 esas sayılı dosyası dahi incelenmeksizin, sadece davalının beyanı esas alınarak farklı yargı çevresinde açılan ve konusu akdî taşıyan ile fiilî taşıyan arasındaki navlun alacağına ilişkin olan dosya ile işbu dava hakkında birleştirme kararının isabetsiz olduğu, hükmün bozulması gerektiği-