Borçlunun -«ödeme emri tebligatın usulsüz yapılmış olduğunu» ileri sürerek- «ödeme emrinin tebliğ tarihinin düzeltilmesini» istemekte hukuki yararının bulunduğu-
Borçlu tarafından «tebligatın usulsüzlüğü iddiası (şikayeti)» ile birlikte «borca itiraz»da bulunulmuş olması halinde öncelikle tebligatın usulsüzlüğü iddiasının incelenip, itirazın süresinde olduğunun tespiti halinde itirazın esasının incelenmesi gerekeceği-
«Ödeme emri», «icra emri», «tahliye emri» vs.nin borçluya usulsüz olarak tebliğ edildiğinin -yapılan şikayet sonucunda- anlaşılması halinde, icra mahkemesince (tetkik merciince); «ödeme emrinin» («icra emrinin», «tahliye emri»nin) veya «takibin» iptaline değil «tebliğ tarihinin borçlunun bildirdiği ..... tarih olarak kabulüne (düzeltilmesine)...» şeklinde karar verilmesi gerekeceği–
Muhatap adına tebligat yapılan kişinin gerçekte «tebliğ tarihinde muhatap ile birlikte -aynı çatı altında- oturmadığı» hususunun icra mahkemesinde (tetkik merciinde) tanık dahil her türlü delille (ikametgah belgesi, elektrik ve su faturaları vb. ile) ispat edilebileceği–
«Usulsüz tebliğ»in, «gecikmiş itiraz» nedeni yapılamayacağı «gecikmiş itiraz» yoluna başvurulabilmesi için, «tebligatın usulüne uygun olarak borçlu yerine tebligatı alabilecek kişilere yapılmış olmasına rağmen, borçlunun bir engel nedeniyle tebligattan haberdar olmayıp, süresi içinde ödeme emrine itiraz edememiş olması» gerektiği, bu nedenle «usulsüz tebligat» halinde «gecikmiş itiraz» yoluna değil «şikâyet» yoluna başvurulması gerekeceği–