Borçlunun daha önce; ticaret siciline, tapu idaresine, notere, bağkura, icra dairesine, defterdarlığa, vergi dairesine, esnaf ve sanatkârlar siciline bildirdiği adresine -adres değişikliği ayrıca bir kuruma bildirmiş olmadıkça- Teb. K. 35/son’a göre tebligat yapılabileceği–
HUMK. 76’ya (şimdi; HMK. 33'e) göre hukuki nitelendirmeyi yapmak hakimin görevi olduğundan, dilekçede «gecikmiş itiraz»dan bahsedilmiş olmasının, uyuşmazlığın «usulsüz tebligat nedenine dayalı şikayet» olarak algılanıp çözüme kavuşturulmasına engel teşkil etmeyeceği–
«Tebligatı almaktan (tebellüğden) kaçınma» halinde Tebligat Tüzüğünün 30. maddesine göre işlem yapılması (yani; «tebliğ memurunun, tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti veya meclisi azasından birine veya zabıta âmir veya memuruna imza karşılığında teslim etmesi, ayrıca düzenleyeceği ihbarnameyi gösterilen adresin kapısına yapıştırması ve durumu muhatabın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya bildirmesi») gerekeceği–
«Usulsüz tebliğ»le ilgili istemin, tetkik mercine ‘gecikmiş itiraz’ şeklinde sunulmuş olması halinde de, başvurunun hukukî niteliği hakimce belirleneceğinden (HUMK. 76; şimdi; HMK. 33) istemin «şikayet» olarak incelenip sonuçlandırılması gerekeceği–
Haciz sırasında hazır bulunan borçlunun icra dosyasında bir işlem yapmış olmadıkça; dosya içeriğinden, takipten ve ödeme emrinden haberdar olmuş sayılmayacağı (ve ödeme emrinin usulsüz tebliği hakkındaki şikayet süresinin, haciz tarihinden itibaren işlemeye başlamayacağı)–
İcra mahkemesinin (tetkik merciinin) «tebligatın usulsüz olduğu»nu -bu konuda ilgililer (borçlular) tarafından usulüne göre, süresi içinde yapılmış bir şikayet bulunmadıkça- kendiliğinden gözetemeyeceği–
Tebligat Kanununun 35. maddesine göre yapılan tebliğ işleminde, Teb. Tüz. mad. 55 uyarınca düzenlenecek tebliğ evrakının bir nüshasının, eski adrese ait kapıya asılması gerekeceği, ilan işlem yapılmamışsa, tebligatın geçersiz olacağı–