Tebligat Kanununun 17. maddesi uyarınca tebligat yapılabilmesi için «işyerinin borçluya ait olması» ve «tebligat yapılan kişinin de daimi memur veya müstahdem konumunda bulunması» gerektiği–
Her türlü adli evrakın -icra emri, ödeme emri, 103 bildirisinin, satış ilanı icra mahkemesi (merci) kararı, duruşma tebligatı, şikayet dilekçesi vb. gibi- takip dosyasında kendisini bir vekille temsil ettiren tarafa değil, vekiline tebliği gerekeceği–
Muhatap yerine tebligat alan kişinin «muhatap ile aynı çatı altında oturduğunun» tebliğ mazbatasında belirtilmemiş olmasının, tebligatı usulsüz hale getireceği–
İcra emrinin «vekil» yerine «asil»e tebliğ edilmiş olmasına rağmen, vekil tarafından süresinde icra mahkemesine (tetkik merciine) borca itiraz sebeplerinin bildirilmiş olması halinde, «icra emrinin vekile tebliğ edilmemiş olması» nedeniyle, «icra iptaline» karar verilemeyeceği–
Anonim şirketin temsilcisi olmayan borçlu adına çıkarılan tebligatın, anonim şirket adresinde bir işçiye yapılamayacağı–
Borçlu adına gönderilen tebligatın -alacaklı yanında çalışan bir kişi gibi- alacaklının hakimiyet sahasında çalışan kişiye tebliğ edilmiş olmasının, Tebligat Kanununun 39. maddesine aykırı olacağı–
Şirket adına çıkarılan ödeme emri tebligatının Ticaret Sicili Gazetesi’ne göre tek başına şirketi temsile yetkili olan kişiye yapılmasında bir usulsüzlük bulunmadığı–