Tebligat muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine gönderiliyorsa bu hususun tebliğ evrakı üzerine yazılması gerekeceği-
Mahkemece borçlunun, takip konusu çeke ilişkin olarak karşılıksız çek keşide etmek suçundan şüpheli sıfatı ile ifadesinin alındığı ve icra takibini ve usulsüz tebliği öğrendiği kabul edilerek sonuca gidilmiş ise de dosya içinde mevcut ifade zaptının incelenmesinde, icra takibinden bahsedilmediği ve borçlunun icra dosyasına ilişkin her hangi bir beyanının bulunmadığı belirlenmiş olduğundan belirtilen tarihte borçlunun icra takibin ve usulsüz tebliğ işlemini öğrendiğinin kabulünün mümkün olmadığı-
Tebligat Kanunu’nun 35/2 maddesinde de adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve yeni adres tebliğ memurunca da tespit edilemediği takdirde tebliğ olunacak evrakın bir nüshasının eski adrese ait binanın kapısına asılacağı ve asılma tarihinin, tebliğ tarihi sayılacağı-
Usulsüz yapılan tebliğ, mutlaka batıl olmayıp, muhatap tarafından öğrenildiği tarihte geçerli olacağı, bunun için muhatabın, tebliği öğrendiğini beyan etmesi ve tebliğden yeni haberdar olduğunu bildirerek tebliğin usulsüzlüğünü şikayet etmesi gerekeceği-
Borçlu kooperatarif vekilinin şikayeti, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik olup, bu iddia mahkemede her türlü delille ispat edilebileceğinden, öncelikle duruşma açılarak şikayetçiye (borçluya) ve karşı tarafa (alacaklıya) anılan konudaki delillerini mahkemeye ibraz etmeleri için imkan tanınmadan dosya üzerinden karar verilmesinin usule aykırı olduğu-
Satış ilanının tebliğe çıkarıldığı tarihte yürürlükte bulunan Tebligat Kanunu hükümlerine göre satış ilanının tebliğ edilmediği, tebligatın, Tebligat Kanunu'nun değişiklikten önceki 35. maddesine göre yapılması nedeniyle usulsüz olduğu-
Posta memurunun sicil numarasının tebliğ evrakında bulunmasının yasal bir zorunluluk olmadığı-
Şikayetçi borçluya yapılan satış ilanı tebliğ belgesinde, tebliğ memurunun, muhatabın gösterilen adreste geçici ve kısa süreli bulunmama sebebini tespit ettiği, ancak, beyanına göre tespit yaptığı kişinin isim ve imzadan imtina ettiği şerhi ile tebligatı yaptığı anlaşıldığından ve beyanı alınan kişinin ismi tespit edilmediğinden, satış ilanı tebliğinin usulüne uygun olmadığı-
Borçlunun bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksinin karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabileceği; beyan edilen öğrenme tarihinin aksinin tanık beyanıyla ispat edilemeyeceği-
Borçlu şirketin yetkili temsilcileri araştırılmak suretiyle borca kısmi itiraz dilekçelerinin yetkili temsilci tarafından verilip verilmediği tespit edilmeli; bu husus tespit edildikten sonra Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince öğrenme tarihi dikkate alınarak şikayetin 7 günlük sürede yapılıp yapılmadığının değerlendirilip oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-