İdare mahkemesinin iptal gerekçesi yaptığı hususlar davalının kişisel kusuru bulunduğunu kanıtlamayıp; dosyadaki bilgi, belge ve açıklamalar ile dosya içeriği incelenip değerlendirildiğinde, davalının kişisel kusurlu olarak sicil doldurduğu kanıtlanamadığından kanıtlanamayan davanın reddedilmesinin gerekeceği-
Yıllarca programa alınmayan imar planının fiilen hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı İdarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle idarenin eyleminin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bir niteliğe sahip bulunan kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığı için yeterli bulunduğu-
Davalı Gazipaşa Belediye Başkanlığı’nın, kendi adına kayıtlı bulunan arsaya, ortağı olduğu diğer davalı Gazipaşa İnşaat Turizm ve Ticaret Limited Şirketi tarafından yapımı kararlaştırılan dava konusu devre mülk için davacı alıcıya haklı bir güven verdiği ve oluşan bu güven nedeniyle, devre mülkün teslim edilmemesinden kaynaklanan davacı zararından, davalı Belediyenin de sorumluluğunun bulunduğu-
5737 sayılı Vakıflar Kanunu 27.02.2008 tarihli Resmi Gazetede yayınlanmış ve aynı tarihte yürürlüğe girmiş olup; yasanın geçici 5.maddesi hükmüne göre vakıf şerhleri ile ilgili devam etmekte olan davalarda diğer kanunlarda yer alan zaman aşımı ve hak düşürücü sürelere ilişkin hükümlerin bu kanun açısından uygulanmayacağı kuralı getirildiğinden, burada 5841 sayılı Kanunun 2.maddesinden öngörülen kadastro tutanaklarının kesinleşmesi ve hak düşürücü süreyi düzenleyen 3402 sayılı Kadastro Kanununun değişik 12.maddesinin uygulanma olanağının olmadığı-
Hakim ve savcıların bir soruşturma, kovuşturma veya davayla ilgili olarak yaptıkları işlem, yürüttükleri faaliyet ve kararları nedeniyle ancak Devlet aleyhine tazminat davası açılabileceği; kişisel kusur, haksız fiil veya diğer sorumluluk sebeplerine dayanılarak da olsa hâkim veya savcı aleyhine tazminat davası açılamayacağı her türlü kuşku ve duraksamadan uzak olup; somut olayda olduğu gibi, hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 6110 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun hükümleri gereğince davaya, davalı hakim aleyhine devam edilmesinin imkanı kalmadığı-
Hakim ve savcıların bir soruşturma, kovuşturma veya davayla ilgili olarak yaptıkları işlem, yürüttükleri faaliyet ve kararları nedeniyle ancak Devlet aleyhine tazminat davası açılabileceği; kişisel kusur, haksız fiil veya diğer sorumluluk sebeplerine dayanılarak da olsa hâkim veya savcı aleyhine tazminat davası açılamayacağı her türlü kuşku ve duraksamadan uzak olup; somut olayda olduğu gibi, hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 6110 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun hükümleri gereğince davaya, davalı hakim aleyhine devam edilmesi imkanının kalmadığı-
Görevin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesi nedeniyle hizmet kusuru niteliğindeki idari işlem ya da eylemden doğan zararlardan dolayı İdari Yargılama Usulü Yasası’nın 2/1-b maddesi gereğince İdareye karşı, idari yargı yerinde tam yargı davası açılmasının gerekeceği-
Bayındırlık ve İskân Bakanlığınca yapı birim fiyatlarının yılın tamamında geçerli olmak üzere saptandığı ve davaya konu yapı için değerlendirme tarihi olan 2007 yılı birim fiyat listesine göre değerlendirme yapılması gerektiği dikkate alınmadan, bu değere ayrıca endeks ilavesi yapılmış olmasının doğru görülmediği-
Davacı şirketin mecura yaptığı imalatlar nedeniyle davalılara kamulaştırma bedeli adı altında fazla bir ödeme yapıldığı ispat edilemediğine göre davanın reddine karar verilmesinin gerekeceği-