Dava konusu sözleşmede davalı diğer davalı kiracının 'sözleşmeden doğan borçlarını üstlendiğinden' garanti beyanı asli unsur olmaktan çıkmış olup, feri nitelik yani kefalet amacına yöneldiği, sözleşmede davalının bağımsız bir borcu değil, diğer davalı kiracının sorumluluğunu yüklenmiş olmakla, ikinci ana kıstas bakımından da bir garanti sözleşmesinin varlığından söz edilemeyeceği, diğer bir ana kıstas olan, teminat veren kimsenin bu sözleşmeyi imzalamakta menfaati olduğu belirlenemediği gibi, bu hususun davacı tarafından da ileri sürülüp kanıtlanamadığı, kişiye yönelik teminat verme amacı gerek sözleşme, gerekse garanti beyanından açıkça anlaşıldığı, verilen teminatın, diğer davalı kiracının borçlarını karşılamaya yönelik olup, bağımsız ve objektif bir amaca yönelik bir teminat verilmediği, bu sebeplerle, tüm ana kıstasların uygulanması sonucu, davalının dava konusu sözleşmedeki taahhütlerinin garanti sözleşmesi amacı ile değil, kefalet amacı ile verildiğinin anlaşıldığı-
İcra kefilliğinin iptalinin genel mahkemede yargılamayı gerektirdiği- İcra kefaletine ilişkin tutanağın TBK 583 ve 584 şartlarında düzenlenmemesi halinde, icra emrinin iptaline ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği-
Davalı kiracının taşınmazı 30.11.2007 tarihinde tahliye ettiğini anahtarı da 06.05.2008 tarihinde idareye dilekçe ekinde gönderdiğini belirtmiş ise de anahtarın teslim edildiği yazılı belge ile kanıtlayamadığı,  anahtarın 22.08.2009 tarihli tahliye tutanağı ile davacı idare vekiline teslim edildiği anlaşıldığından kiracının bu tarihe kadar kiralardan sorumlu olacağı, davalı kiracı takibe konu 2007 Ocak-2008 Nisan aylar arası aylık 20 TL'den 11 aylık kira farkı 220 TL'yi kabul etmiş bu yönden alacak kesinleşmiştiği, mahkemece kabul edilen 220 TL'nin toplam alacaktan düşülerek kalan miktar ve bu miktara uygulanacak işlemiş faiz yönünden itirazın iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde takibe konu alacağın tümü üzerinden itirazın iptaline karar verilmesinin isabetsiz olduğu- Kira sözleşmenin özel şartlarında kefil müteselsil kefil sıfatına haiz olup sözleşmenin herhangi bir nedenle uzaması halinde kefilin kefaleti de kendiliğinden uzayacağı belirtilmiş isede kefilin gerek sorumlu olacağı süre ve gerekse sorumlu tutulacağı azami miktar gösterilmediği, takibe konu alacak sözleşme süresi bittikten sonraki döneme 2007 -2009 yıllarına ait ödenmeyen kira bedelleri olduğundan takibe konu kira paralarından kefillerin sorumlu tutulmasına olanak bulunmadığından kefiller hakkında açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
İtirazın kaldırılması ve tahliye-
İtirazın kaldırılması ve tahliye-
Kefalet sözleşmesinin, yazılı şekilde ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmesinin geçerlilik şartı olduğu, kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesinin şart olup aksi halde geçerli olmayacağı-
Kefalet sözleşmesinin, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmayacağı, kefilin, sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesinin şart olduğu, aksi halde geçersiz olacağı-
Kira alacağının tahsili için tahliye istekli olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın kaldırılması ve tahliye istemi-
Kefalet sözleşmesinin, yazılı şekilde ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmesinin geçerlilik şartı olduğu, kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesinin şart olup aksi halde geçerli olmayacağı- Kefil hakkında tahliye davası açılamayacağı-
İcra kefalet tutanağında; sorumlu olunan azami miktarın ve kefalet tarihinin kefilin kendi el yazısı ile yazılmadığı yani kefalet tutanağının, kefaletin TBK'nun 583. maddesinde belirtilen şartlarda düzenlenmediği anlaşıldığından icra mahkemesince icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekeceği, takibin ve icra kefaletinin iptali yönünde hüküm tesisinin ise, bu husus genel mahkemede yargılamayı gerektirdiğinden, isabetsiz olduğu-