Davacının dosyaya yansıyan eylemlerinin 4857 Sayılı Kanunun 25/2-e maddesinde belirtilen doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlar arasında olduğu- Davacının eylemlerinin haklı fesih sebebi oluşturacağından ve iş ilişkisinin devamının işverenden beklenemeyeceği, bu eylemlerin işyerinde iş düzeninin bozulmasına sebebiyet verdiği, taraftar arasındaki güvenin sarsıldığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
4857 sayılı İş Kanununun 25 inci maddesinin (II) numaralı bendine göre ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığı halinde, işverenin iş sözleşmesini haklı fesih imkânının olduğu- İşverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkânı verdiği- Yasadaki hallerin sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışlarının işverene fesih imkânı tanıdığı-
Davalı tarafça davacı hakkında birçok kez tutanak tutulduğu ve savunmasının istendiği görülmüş olup, 18.06.2013 tarihinde golf arabası ve takımlarını hazırlaması gerekirken golf sahasında dolaştığı, işini neden yapmadığı sorulduğunda "hazırlayacağım acelesi mi var" dediği, öğleden sonra da görevini yerine getirmediği, sorulduğunda "beni neden işten çıkarmıyorsunuz" dediğine dair tutanak tutulduğu, 19.06.2013 tarihinde savunmasının istendiği, imzadan imtina ettiğinin belirtildiği, olayla ilgili olarak davacıya 22.06.2013 tarihinde ihtar cezası verildiği, tutanağı imzadan imtina ettiğinin belirtildiği, 21.07.2013 tarihinde davacının görev mevkiini terk edip sahaya gezmeye gittiği, gelen misafirlerle ilgilenmediğine dair tutanak tutulduğu, 22.07.2013 tarihinde savunmasının istendiği, imzadan imtina ettiğinin belirtildiği, olayla ilgili olarak davacıya 24.07.2013 tarihinde ihtar cezası verildiği, tutanağı imzadan imtina ettiğinin belirtildiği, 24.07.2013 tarihinde davacının alıştırma sahasındaki topların toplanıp yıkanarak top makinesine dökülmesi işini yapmadığı, uyarıldığında "yaparız acelesi mi var" dediğine dair tutanak tutulduğu görülmüş olup, davacının 26.02.2013-08.07.2013 tarihleri arasında bir çok kez hastalık raporu aldığı ve tanık beyanlarından davacının "benim yerim burası değil, beni ceo olarak çalıştıracaklardı, şimdi hizmetli olarak çalıştırıyorlar" dediği, sürekli işten çıkışının verilmesini istediğini beyan ettiği anlaşıldığından, davacının tutanaklara konu eylemleri ve sık sık hastalık raporu almasının işyerinde olumsuzluklara sebep olduğu anlaşıldığından, davalı şirket feshinin geçerli nedene dayandığı ve bu nedenle işe iade davasının reddine karar verilmesi gerekeceği-
Dava, adi ortaklığa karşı açılmış olup adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığından, adi ortaklığa karşı açılmış olan dava, diğer ortakların tümüne karşı yöneltilmiş demek olduğundan, husumet tüm ortaklara yöneltilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
Sürekli olarak çalıştırıldığı anlaşılan işçinin, iş yeri uygulaması haline gelmiş olan mevcut durumun aksine olarak, iş akdinin askıya alınması işleminin, fesih hükmünde kabul edilmesi gerektiği- Davacı işçinin norm kadro dışında çalışmak üzere geçici işçi olarak işe alındığı ve aralıksız çalıştırıldığı, mevcut statüsüne göre ve 5620 sayılı Yasa hükümlerine göre davacı işçinin bir yılda 5 ay 29 günden fazla süreyle çalıştırılmasının yasak olduğu, bu nedenle davacı işçinin iş sözleşmesinin işverence feshi, sözü edilen yasa gereği geçerli nedene dayandığı-
Davacıya teklif edilen işin pres bölümünde olduğu, sağlık sorunları yaşadığı kaynakçılık bölümündeki işinin daha zor olduğu ve ücretinin de buna göre daha yüksek olmasının işin doğası gereği olduğu, pres bölüme alınan davacının işinin zorluğunun da azaldığı ve normal olarak ücretinin düşmesinin söz konusu işi kabul etmemesini haklı kılmayacağı ve davacının pres bölümünde 8 gün çalıştıktan sonra ücretin düşmesi ve bunu kabul etmemesi sebebiyle işverenle anlaşmazlık çıktığından, işverence yapılan feshin geçerli sebebe dayandığının kabulü gerektiği-
Davacının görevi esnasında, işverenin başka işçisine hakaret etmek suretiyle sataşma niteliğinde olan davranışları gerçekleştirdiği sabit olup, işveren feshi İş Kanunu mad. 25'in II. Bendinin (d) alt bendi gereği haklı sebeple feshettiğinin anlaşıldığı- Davacının davasının reddedildiği ve davalı taraf lehine redden dolayı Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre 1.500.-TLücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, harçlar kanunu gereğince alınması gereken harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, taraflarca kullanılmayan gider avanslarının kararın kesinleşmesi ve istek halinde ilgililerine iadesine karar verilmesi gerektiği-
Davacının davalı Bankanın Şube Müdürü olarak görev yaptığı ve dolayısıyla ağırlaştırılmış özen yükümlülüğü bulunduğu, bir kısım müşterilere karşı ilk etapta görev sınırlarını zorlayan samimi ilişkilerde bulunması ve sonrasında bu ilişkilerin bozulması nedeniyle hem bu müşterilere karşı olumsuz tavırları hem de genel itibariyle bir kısım müşterilere karşı tutum ve davranışları, yine Bankanın çalışan bir kısım kadın personeline yönelik tavırları birlikte gözönünde bulundurulduğunda, iş sözleşmesinin temelini oluşturan güven duygusunun zedelenmesine neden olduğu, ayrıca davacının, davalı Bankanın Şube Müdürü olduğu gözetildiğinde işyerinde işvereni temsil etme özelliğinin de olduğu dikkate alındığında işyerinde iş barışı ve huzurunu sağlayacak, iş akışını sağlıklı yürütme noktasında asli nitelikli görevlerinin olması nedeniyle söz konusu tutum ve davranışları nedenleriyle asli görevlerini aksattığı, böylece iş barışı ve huzuru ile iş akışının bozulmasına neden olduğu, dolayısıyla davalı işverenin, kendisine duyduğu güvenin zedelenmesine, iş sözleşmesinin devamının işveren yönünden çekilmez hale gelmesine bizzat davacının bu tutum ve davranışlarının neden olduğundan işverence yapılan feshin kanunu uygun olduğu-
Fesih sebebi yapılan söz konusu eylemler; vardiya uyumsuzluğu, davacının başka vardiyalarda görevli iken farklı vardiyalara gelmesi, sık sık rapor alınması, sistemden bilgi iletmeden çıkış yapması, farklı birim tuşlaması ve yönetici uyarısına karşı gelinmesi ile ilgili eylemler olup, "haklı fesih" sebebi oluşturacak ağırlıkta olmasalar da davacının söz konusu eylemlerinin niteliği ve sayısı nazara alındığında işverenden iş ilişkisini sürdürmesi beklenemeyeceğinden iş sözleşmesinin feshinin "geçerli sebebe" dayandığı-
İşverenin kayda dayalı sistemi kurmaması ve işletmemesi nedeni ile % 50 oranında, kalan % 50 oranındaki kusurun 85’ine tekabül eden 42,5 oranında ise davacı ile birlikte üç işçinin birlikte eşit oranda kusurlu oldukları, hatalı üretimin bu oluş şekline göre davacı hafif kusurlu olduğundan, iş sözleşmesinin haklı nedenle feshi ölçülülük ilkesine aykırı olup, davacının hafif kusurlu olduğu bu hatalı üretimde yaptığı davranışı iş yerinde olumsuzluklara yol açtığından geçerli neden olarak kabul edilmesi gerektiği-