Fotokopi üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılamayacağı–
İcra takibinden sonra uygulanacak temerrüt faizi oranının, takip tarihi itibariyle tesbiti gerekeceği–
Kat ihtarının davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği ve ödeme emri tebliğinden önce de borcun tamamının ödendiği durumlarda davalının temerrüdünden söz edilemeyeceği ve dolayısıyla davalıdan temerrüt faizi istenemeyeceği–
İtirazın iptali davasının borçlunun itirazının alacaklıya tebliğinden itibaren bir yıl içinde açılması gerekirse de, alacaklının itirazı daha önce öğrenmiş olması halinde, bu tarihten itibaren de bir yıl içinde itirazın iptali davası açılabileceği–
"Terör eylemleri nedeniyle ek güvenlik tedbirlerinin ilgililerce alınmasını ve bunun için gereken giderlerin de ilgililerce karşılanmasını" öngören .... ili Valiliğinin genelgesine dayanılarak -giderlerden payına düşeni ödenmemiş olan- ilgililer hakkında icra takibi yapılarak, borca itiraz edilmesi üzerine, "itirazın iptali davası" açılamayacağı-
Ağır kusur kavramının «kasıt olmamakla beraber kasta yakın bir kusurun varlığını ifade ettiği, bağışlanması kesinlikle olanaksız olan irade eksikliği esasına dayandığı», davalı sürücünün kırmızı ışıkta geçmekle kusurlu olmakla birlikte ağır kusurlu olarak kabul edilemediği–
İtirazın iptali davalarında; davacı alacaklının (bankanın) «hesabın katedildiği tarih itibariyle», anapara + uygulanan akdi faiz + fer’ilerinden oluşan toplam alacağı bulunduktan sonra, bu alacağa «temerrüt tarihine kadar» akdi faiz ve banka sigorta muamele vergisi (BSMV) «faizin gider vergisi» eklenmek suretiyle (akdi faiz ve BSMV. kat tarihindeki alacak ile kapitalize edilerek) alacaklının «temerrüt tarihindeki» asıl alacağı saptandıktan sonra, bu miktara, temerrüt tarihinden sonra «takip tarihine kadar» temerrüt faizi ve faizin BSMV’si hesaplanarak (bu arada varsa borçlunun ödemeleri öncelikle BK’nun 84. maddesi (şimdi; TBK. mad. 100) uyarınca faizden mahsup edilerek) «takip tarihindeki» toplam alacak miktarının tesbit edilmesi (bilirkişiden bu ilkeler çerçevesinde rapor alınması) -ve varsa; kefillerin sorumluluğunun kefalet limiti ile kendi temerrütlerinin hukuki sonuçları ile sınırlı olduğu da gözetilerek- takipten sonra «asıl alacağa» BK. 104/son (şimdi; TBK. mad. 121/3) uyarınca temerrüt faizi işletilmesine olanak sağlayacak şekilde karar verilmesi gerekeceği-
Davalı borçlunun, «borcunu ödemesi» konusunda alacaklının gönderdiği «ihtarname»nin kendisine tebliği ile ve «ihtarnamede verilen sürenin eklenmesi suretiyle belirlenecek tarihte» temerrüde düşmüş sayılacağı, temerrüt faizinin bu tarihten itibaren işlemeye başlayacağı–