5510 sayılı Kanunun 88. maddesi uyarınca "Kurumun taraf olduğu her türlü dava ve icra takiplerinin kısmen veya tamamen aleyhe neticelenmesi halinde 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununda yazılı tazminat ve cezalar Kurum hakkında uygulanmaz." Hükmü gereğince davalı kurum aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmemesi gerekeceği-
Her iki tarafın taciz olduğu ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 20. maddesi (6102 sayılı yeni TTK'nun 18. maddesi) gereğince her tacirin ticari faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etme zorunluluğunu yerine getirmesi gerekeceği, kontrol ve araştırma edimini tam olarak yerine getirmeyen davacının ödemiş olduğu kaporayı geri istemesinin şartname hükümlerine uygun olmayacağı-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
İtirazın iptali davasında, mahkemece, irsaliyeli faturadaki malların teslimine dair aynı tarihli Ambar Girdi/Çıktı makbuzunda teslim alan yerinde imzası olan kimsede belirtilmek suretiyle söz konusu malın kim tarafından kimin adına, ne için teslim edildiğinin incelenmesi ve ayrıca irsaliyede teslim alan yerinde imzası bulunan kişiden, anılan imzanın kendisine ait olup olmadığının araştırılması, davacı bakiye alacağını talep etmiş olduğundan gerektiğinde davalı taraf ticari defterleri üzerinde inceleme yaptırılarak ve davalının isticvap edilmesiyle banka dekontlarıyla yaptığı ödemelerin nedeninin açıklattırılması ve varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasında yazılı bir hizmet akdi olmasa da, davacı şirketçe davalı tarafa 2011 yılı Mayıs ile Ağustos ayları arasında temizlik hizmeti verildiğinin ve hizmet karşılığı düzenlenen faturaların davalı şirket çalışanlarına tebliğ edildiği, faturalara süresinde itiraz edilmeyerek davalı şirket kayıtlarına işlendiği, tarafların birbirini doğrulayan ticari defter kayıtlarına göre de temizlik hizmetinin verildiği ancak bedelinin ödenmediği, takibe itirazın haksız olduğu gerekçesiyle itirazın iptali davasının kabulüne ve davacı lehine inkar tazminatına hükmolunmasına karar verilmesinin isabetli olduğu-
İlamlı icra takibi başlatabilecek bir alacaklı ilamsız icra ile takip başlatmak istemesi borçlunun icranın geri bırakılması kararı alarak takibi durdurmasını bertaraf etmek veya ilamın bozulması halinde takibin durmasının ve sonrasında alacağın olmadığı ya da daha az olduğunun ilamla belirlenmesi halinde icranın iadesinin yolunu kapatmak olarak düşünülebileceği- İlamlı icra takibi başlatabilecek iken ilamsız icra takibine başvurulması HMK mad. 29/1'de belirtilen dürüstlük kuralına aykırılık teşkil edeceği- İlama dayalı olarak ilamsız icra takibi yapılamayacağından, mahkemece bu hususun re'sen nazara alınacağı-
Genel haciz yoluyla takipte, süresinde yapılan itiraz üzerine duran takipte alacaklı tarafından takibin devamı yönünde bir karar sunulmadıkça takibe devam edilip bir işlem yapılamayacağından, mahkemece, şikayete konu muhtıranın iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddinin isabetsiz olduğu-
İtirazın iptali davasında, davalının şikayeti üzerine davacı ve dava dışı bazı kişiler hakkında ceza davası açılması karşısında, ceza davası sonucunda verilecek olan maddi vakıayı saptayan bir kararın hukuk hakimini bağlayacağı düşünülerek, söz konusu ceza dosyasının sonucunun ve kesinleşmesinin beklenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu yön gözetilmeksizin hüküm kurulmasının hatalı olduğu-
İtirazın iptali davasına konu olayda, takip tarihi itibariyle saptanan kira alacağı miktarından, davalı tarafından yapıldığı sabit olan harcamalar mahsup edilmek suretiyle bakiyesinin takip tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline karar verilmesi gerekeceği-