İpotek veren üçüncü kişi ile asıl borçlu arasında zorunlu takip arkadaşlığı bulunduğundan bu hususun, mahkemece re'sen göz önünde bulundurulması gerekeceği, ipotekli taşınmaz maliki üçüncü kişiye kıymet takdir raporu ve satış ilanının tebliğ edilmesinin usulsüz olan icra takibini usulüne uygun hale getirmeyeceği, bu durumda, HMK'nun 124. maddesi uyarınca alacaklı tarafından, ipotekle yükümlü üçüncü kişi yönünden ek takip talebinde bulunulması ve buna göre düzenlenecek icra emrinin tebliği gerekirken, adı geçen usulünce takibe dahil edilmediği halde takibin yürütülmesi ve taşınmazın ihale yoluyla satılması doğru olmadığından, Bölge Adliye Mahkemesince; ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
İİK'nun 149/b maddesi gereğince; icra memurunun, borçluya ve varsa taşınmaz sahibi üçüncü şahsa 60. maddeye göre birer ödeme emri göndereceği, anılan maddede sözü edilen bu hususun, aralarında zorunlu takip arkadaşlığı olan borçlu ile rehin veren üçüncü kişi hakkında birlikte takip yapılmasını gerektireceği, icra müdürlüğünce yasanın emredici bu hükmüne rağmen taşınmazı takip tarihinden önce satın alan yeni malike icra emri gönderilmemesinin ve dolayısı ile taşınmazın yeni malikine itiraz ve defilerini ileri sürme hakkı verilmemesinin yasaya aykırı olduğu, bu eksikliğin ancak HMK'nun 124. maddesine göre, alacaklı tarafından, taşınmazı takip tarihinden önce ipotekle yükümlü olarak satın alan kişiye karşı ek takip talebinde bulunulup icra emri gönderilmesi suretiyle sonradan tamamlatılabileceği, bu hususun takibin her aşamasında ve süresiz olarak ileri sürülebileceği-
İpotek veren hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip yapıldığı, ancak aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunan borçluya takibin yöneltilmediği, bu eksikliğin re'sen nazara alınacağı ve süresiz şikayet yoluyla ileri sürülebileceği- Alacaklının asıl borçlunun kullandığı kredilerden kaynaklı aynı alacak için kredi sözleşmelerinin müteselsil kefillerine karşı ayrı ayrı ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takibe giriştiği, toplu ipoteğe konu taşınmazlar hakkında aynı anda takibe girişilip birlikte satışının istenilmesi zorunlu olup, aynı borç için ayrı ayrı takip başlatılmasının da doğru olmadığı-
Üçüncü kişi rehni ile teminatlandırılan alacağın adi alacak kabul edilerek masaya yazılmasının yasanın lafzına uygun düşmeyeceği gibi özellikle kredi kullandıran ve kullanan şirketler açısından nerede ise mali kaynak olarak önemli yer bulan kredi kullanımın imkansız hale getireceği- Çoğunlukla rehinli alacakların yüksek meblağlı alacaklar olması nedeniyle, İİK 302. madde gereğince konkordatonun kabulü için gerekli olan nisaba adi alacaklar şeklinde dahil edilmesinin konkordato müessesinin amacına uygun düşmeyeceği, gerek rehin veren gerekse de rehin karşılığı kredi kullandıran kuruluşların özellikle İİK 294. madde düzenlemesi kapsamında, kesin mühlet tarihinden itibaren rehinle temin edilmemiş her türlü alacağa faiz işlemesi durur düzenlemesi kapsamında ciddi zararları oluşacağı, yasal düzenlemelerin aksine kabul şeklinde ciddi çelişkiler oluşacağı, bu durumda, yeni yasal düzenleme öncesinde kabul edilen uygulamanın, yürürlükte bulunan konkordato ile ilgili düzenlemeye uygun düşmeyeceği- 20.03.2020 tarihine 6 aylık sürenin ilave edilmesi halinde normal süre 20.09.2020 tarihinde dolacak olup mahkeme 6 aylık sürenin yalnızca 2 ayını kullandırıp bakiye 4 ayını kullandırmayarak geri kalan zaman için pandemi ile ilgili sürelerin uzaması hükmü gereğince kesin süreyi 01.07,2020 tarihine kadar uzatmış ve bu anlamda, borçlulara verilebilecek ilave süre 4 ay olduğundan ( mahkeme tarafından iki aylık ek sürenin verilmiş olması nedeniyle). 01.07.2020 tarihinde yani pandemi nedeniyle uzatılan süre sonuna 4 ay ek süre İlave edildiğinde bu tarihin 01.11.2020 olacağı- İtiraz eden alacaklılardan bir bölümü tarafından, İİK 308/b. maddesinin ikinci fıkrasındaki düzenleme kapsamında, konkordato projesi uyarınca, çekişmeli alacaklara isabet eden payın kararın kesinleşmesine kadar borçlu tarafından mahkemece belirlenen bir bankaya yatırılmasına karar verebilir düzenlemesi kapsamında kararın verilmemesinin isabetsiz olduğunu iddia etmiş ise de, düzenleme emredici olmayıp takdiri nitelikte olduğundan ve bu şekilde verilen hükümde bir isabetsizlik görülmediği- İİK 304. madde kapsamında komiser dinlenmemiş ve üçüncü kişilerin rehniyle güvence altına alınan alacaklar isabetsiz olarak nisapta esas alınmışsa da, yasanın belirlediği sürelerin kesin olması ve geriye işlem yapılmasında hukuki imkansızlık olması, mevcut durumda, diğer istinaf nedenlerinin aksinin kabulünün dahi sonuca etkisi olmayacağı, diğer yandan, tasdik kararı verilen borçlular yönünden ise hükmün usul ve yasaya uygun olduğu kanaatine varıldığından, istinaf kanun yoluna başvuran davacıların ve itiraz eden alacaklıların istinaf başvurusunun ayrı ayrı reddine dair karar verilmesi gerektiği-
Borçlu ile ipotek veren arasında zorunlu takip arkadaşlığının bulunması nedeniyle haklarında birlikte takip yapılması gerektiği- Sonradan asıl borçlunun dahil edilmesi suretiyle takibin sürdürülmesi mümkün bulunmadığından, dava tarihinden sonra asıl borçlu hakkında yeni takip yapılmasının (ek takip yapılarak icra dosyalarının birleştirilmesinin) itirazın iptali davasındaki dava şartı eksikliğini ortadan kaldırmayacağı- HMK’da dahili davalı başlığı altında bir müessesenin düzenlenmediği-
İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takipte ipotek veren üçüncü kişi ise asıl borçlu ile ipotek veren üçüncü kişi arasında şekli mecburi takip arkadaşlığı olduğu, takip sonunda kefalet borcu sebebiyle üçüncü kişinin taşınmazının paraya çevrilmesi söz konusu olacağından, taşınmaz maliki yanında asıl borçlu hakkında da takip yapılması gerektiği, asıl kredi borçlusu hakkında yapılmış bir takip bulunmadan takibe devam edilmesinin ve 3. kişiye ait taşınmazın satışının mümkün olmadığı bu nedenle yapılan ihalenin de yok hükmünde olacağı-
Borçluların icra dairesine verdiği itiraz dilekçesinde, itirazını ödeme olgusuna dayandırdığına göre itirazın kaldırılması isteminin mahkemede incelenmesi sırasında alacaklının artık İİK. mad. 68/1 uyarınca belirtilen bir belgesinin mevcut olup olmadığı üzerinde durulmayacağı-
İflasın ertelenmesi davasında verilen ihtiyati tedbir kararı gereğince takip yapılamayacağı ve zorunlu takip arkadaşlığına aykırı davranıldığına ilişkin şikâyetlerin, İİK'nun 149. ve 179/a maddesinde düzenlenen yasa hükümlerine ve kamu düzenine aykırılıktan kaynaklanmaları nedeniyle İİK'nun 16/2. maddesi gereğince süresiz şikâyete tabi olduğu, o halde ilk derece mahkemesince, ihtiyati tedbir kararı gereğince takip başlatılamayacağı ve zorunlu takip arkadaşlığı ilkesine aykırılığa ilişkin şikâyetlerin süresiz şikâyete tabi olduğu nazara alınarak, bu şikâyetlerin esası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
İpotekli taşınmaz maliki üçüncü kişiye muhtıra ve müteakiben satış ilanı tebliğ edilmesi usulsüz olan icra takibini usulüne uygun hale getirmeyeceği, alacaklı tarafından, ek takip talebinde bulunulması gerekirken doğrudan muhtıra ve satış ilanı tebliğ edildiğinden, adı geçenin usulünce takibe dahil edilmediği halde takibin yürütülmesi ve taşınmazların ihale yoluyla satılması doğru olmadığı-
İİK.'nun 149. maddesinin birinci fıkrası 149/b maddesi gereğince; ipotek veren 'üçüncü kişi' ise, takipte ipotek veren üçüncü kişinin 'asıl borçlu' ile birlikte gösterilmesi zorunlu olup, asıl borçlu ile ipotek veren üçüncü kişi arasında 'zorunlu takip arkadaşlığı bulunduğu-