Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Gayrimenkulün müflis borçluya ait olmadığı, ihalenin feshini de iflas idaresi ya da müflisin talep etmediği, yine satış karar tarihinde iflas kararı verilmediğinden, şirkete satış kararının tebliği ile ihalenin yapılmasında yasa ve usul hükümlerine aykırı bir yön bulunmadığı- Borçlu şirket hakkında Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen takibin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir kararının da, malik aleyhinde takibin ve ihalenin yapılmasına engel teşkil etmeyeceği-
Taraflar arasındaki birleştirilen itirazın iptali davası-
Rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takiplere iflas masasına karşı devam edileceği, diğer bir anlatımla iflasın açılmasına karar verilmesinin, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takipleri durdurmayacağı- İİK.’nun 191. maddesi gereğince iflas masasına giren hak ve mallar hakkında müflisin tasarruf yetkisini kaybedeceği, ancak müflisin İİK.’nun 134. maddesine göre ihalenin feshi davası açabileceği-
Şikâyetin iflas sıra cetvelindeki sıraya ilişkin olduğu, müflis şirket hakkındaki iflas kararının Yargıtay kararı ile bozulduğunun, mahkemece bozma kararına uyularak bu doğrultuda incelemeler yapıldığının anlaşıldığı, iflas kararının bozulması ile iflasın açılmış olmasının sonuçlarının sona ereceği, yani iflastan önceki duruma geri dönüleceği, İİK.’ nun 193 ve 194. maddeleri uyarınca icra takipleri ile davalarının kaldıkları yerden devam edileceği ve iflas idaresinin görevinin sona ereceği-
Müflisin mecburi takip arkadaşı olarak birden fazla borçlu ile takip ediliyor olması halinde müflis hakkındaki takibi ayırmak ve durdurmak mümkün olmadığından, müflis dahil bütün mecburi takip arkadaşları aleyhine başlamış olan takibe devam edilmesi gerekeceği-
Alacaklı vekilinin 3 gün içinde istihkak iddiasına itirazda bulunmaması halinde istihkak iddiasını kabul etmiş sayılacağından bu durumda icra müdürlüğünce dava konusu hacizli mallar üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verileceğinden üçüncü kişinin istihkak davası açmakta hukuki yararının bulunmayacağı, açılmış olan davada da alacaklının davalı olarak gösterilmesine gerek bulunmayacağı- Borçlunun iflasına karar verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşıldığından İİK'nun 193/2 maddesi uyarınca takip düşmüş ve hacizler de kalkmış olduğundan, bu durumda her iki davanın da  konusu kalmadığından "istihkak davası ile karşılık olarak açılan  tasarrufun iptali davası  hakkında karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmesi gerekeceği- Karşılık dava olarak açılan tasarrufun iptali davasının İcra Mahkemesinde görüleceği-
Borçlunun iflasına karar verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşıldığından İİK'nun 193/2 maddesi uyarınca takibin düşeceği ve hacizler kalkacağı, bu durumda dava konusu kalmadığından 'istihkak davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına' şeklinde karar verilmesi gerekeceği-
Rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takiplere iflastan sonrada, takip alacakları bakımından iflas masasına karşı devam edileceği-
Hakkında iflas kararı verilmiş olan şirkete karşı yapılmış olan icra takiplerinin durdurulmasına karar verilmesi gerekeceği-