Şikayetçi borçlu hakkında başlatılan icra takibinde satış ilanının "aynı konutta birlikte oturan eşi ............. imzasına tebliğ edildi" şerhi ile ............... tarihinde tebliğ edildiği, TK'nın 16. maddesi uyarınca tebliğ anında borçlunun adresinde bulunup bulunmadığı tespit ve tevsik edilmediğinden yapılan tebligatın usulsüz olduğu, satış ilanının usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olarak kabul edildiği-
Avukatlık Kanunu 41. maddesi, Tebligat Kanunu 11 ve HMK 71 vd. maddeleri gereğince vekil ile temsil edilen davalarda icra takiplerinde tebligatın vekile yapılmasının zorunlu olduğu, vekil varken ayrıca asile de tebligat yapılması halinde asile yapılan tebligatın yok hükmünde sayıldığı, dolaysıyla davacı asile yapılan tebligatın usulüne uygun ya da usulüne aykırı yapılmış olmasının öneminin bulunmadığı, borçlu vekiline usulüne uygun olarak satış ilanı tebliğ edilmesine karşın satışa hazırlık işlemlerine karşı satış 7 günlük şikayet süresi içinde şikayet yoluna başvurulmadığından ihalenin feshi nedeni olarak ileri sürülemeyeceği-
İhale bedelinin muhammen bedelin üzerinde olması ve şikayet edenin taşınmazın belirlenen değerine karşı süresinde bir itirazının bulunmamış olması, fesat iddiasının ileri sürülmemesi karşısında ihalenin feshi isteminin reddi gerektiği-
Şikayet tarihinde ve halen borçlunun vesayet altında bulunmadığı, şikayet dilekçesinde kıymet takdiri ve satış ilanı tebligatlarının usulsüz olduğu belirtilmiş ise de; taşınmazın belirlenen kıymet takdirine ilişkin, yani taşınmazın değerine etki edebilecek itirazların ileri sürülmediğini, her ne kadar satış ilanının usulsüz tebliği İİK’nun 127. maddesi gereğince tek başına ihalenin feshi nedeni ise de; satış bedelinin muhammen bedelin üstünde olması halinde zarar unsuru oluşmadığından borçlunun ihalenin feshini istemekte hukuki yararının bulunmadığı-
Ayrıca ve açıkça satış ilanı tebligatının usulsüz olduğu belirtilmediğinden, bu hususun mahkemece fesih sebebi olarak değerlendirilemeyeceği yine, satış ilanı tebliğinin usulsüzlüğü iddia edilmediğinden, bilirkişi raporlarının da usulüne uygun tebliğ edilip edilmediğinin araştırılmasına gerek olmadığı, zira satış ilanı tebliğinden itibaren yasal sürede bilirkişi raporlarına ilişkin olarak şikayet hakkı kullanılmadığı görülmüş olup, satış ilanının davacılara tebliğ edilmiş olduğunun görüldüğü,, bu tebliğlerin usulsüzlüğü şikayet konusu edilmediğinden, satış ilanının tebliği üzerine 7 günlük yasal süre içinde satışa hazırlık işlemlerinden olan satış şartnamesinin usulüne uygun olarak hazırlanmadığı, gerekli ilanların usulüne uygun olarak yapılmadığı hususlarında şikayet yoluna başvurulmadığının anlaşıldığı, davacıların aynı nedenlerle ihalenin feshini isteyemeyeceği- İİK'nın 134/5. maddesi uyarınca dosya kapsamı, ileri sürülen fesih nedenleri ve Anayasa’nın 13. maddesinde düzenlenen ölçülülük ilkesi dikkate alınarak, ihale bedelinin takdiren % 5'i oranında para cezasına hükmedilmesi gerektiği-
Şikayetçi borçlu aleyhine ihale bedelinin %10'u oranında para cezasına hükmedilmiş ise de 7343 Sayılı Kanunla Değişik İİK'nın 134/5-3 maddesi gereğince fesih gerekçeleri ve fesih isteyenin sıfatı gözönünde bulundurulduğunda davanın ihale sürecini uzatmaya matuf olmadığı görülmekle Anayasa'nın 13. maddesinde düzenlenen ölçülülük ilkesi de nazara alınarak ihale bedelinin %10'u olarak belirlenen para cezasının %5 oranında belirlenmesinin hak, nesafet ve ölçülülük ilkelerine uygun olacağı-
İhale bedelinin muhammen bedelin %50'sinin ve satış giderlerini karşıladığı muhammen bedelin altında satılmasının kanunu düzenleme ve teklif gereği olduğu yerel gazetede ilan edilmesi hususu hazırlık işlemi olduğu nedenle şikayete konu olup bu konuda şikayet hakkının kullanılmadığı, mahkemece bitişik berbere sorulup, 21/1 gereği tebligatın muhtara bırakılması işlemlerinin usule uygun olduğu kabul edilmiş ise de TK'nın 21/1 maddesi gereğince muhatabın adreste olmaması halinde en yakın komşusuna araştırılıp imzası veya imtinası bu hususun tevsik edilmesi ve 2 nolu ihbar kağıdı kapıya yapıştırıldıktan sonra tebligatın muhtara verildiği haber verilmesi için de yine en yakın komşunun imzası ve imtinasının şerh edilmesi gerektiği ancak davacıya yapılan satış ilanı tebligatının incelenmesinde tebligat kanunun 21/1 maddesi gereğine çarşıda olduğu nedenle berbere sorulduğu ve en son haber verilen komşunun da bitişik berber olduğu, berberin isim ve soy isminin belirlenmediği gibi belirleme sonrası imza ve imtinasının da olmadığı bu hususun kanunun 21/1 düzenlemesine aykırı ve usulsüz olduğu satış ilanın borçluya tebliğ edilmemesinin tek başına ihalenin feshi nedeni olup, bu hale göre davanın kabulü ile dava konusu ihalelerin feshi gerekeceği-
Muhammen değerinin altında bir bedele satılan taşınmaz yönünden ilan tebligatına ilişkin iddianın değerlendirilmesi gerektiği- Borçlunun tebligata ilişkin olarak tebliği alan kişiyle birlikte yaşamadığı ya da o adreste oturmadığı gibi iddialarının bulunmadığından, tebliğ işleminin şeklen TK'nın 16. maddesine uygun olduğu-
Borçlu şirketin vekilinin ........... tarihinde vekaletname sunan ve vekil sıfatıyla sisteme eklenen Av. .......... olmasına rağmen satış ilanının dosyada vekaletnamesi bulunmayan ve ne şekilde sisteme eklendiği anlaşılamayan Av. ..........'ya tebliğ edildiği, bu husus İlk Derece Mahkemesince de kabul edildiği halde TK'nın 32. maddesi ve TMK'nın 2. maddesi hükümleri uyarınca şikayetçi borçlu vekilinin satıştan çok daha önce haberdar olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmesinin dosya kapsamına aykırı olduğu, şikayetçi borçlu vekili Av. ................'a usulsüz de olsa bir tebligat yapılmadığından ve buna göre TK'nın 32. maddesinin somut olayda uygulanma yeri bulunmadığından şikayetçi borçlu vekilinin istinaf başvurusunun yerinde olduğu gerekçesi ile HMK'nın 353/1-b(2) maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına, şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesinin yerinde olduğu-
Takibin dayanağını oluşturan ilamda borçlu vekili olarak Av........'ın adının yer aldığı, satış ilanı tebligatının borçlu vekili açıklaması ile bu vekile yapıldığı, satış ilanının, dayanak ilamda adı geçen (ve istifa veya azledildiğine dair bir belge de bulunmayan) borçlu vekiline tebliğ edilmesinde usul ve yasaya uymayan bir yön bulunmadığı, vekile yapılan satış ilanı tebliğinin usulüne uygun olduğu, şikayetçi borçlunun adı geçen avukat vasıtasıyla temsil edildiği, ihale bedelinin muhammen bedelin üzerinde olduğu, borçlu vekili tarafından istinaf dilekçesinde; kıymet takdirinin düşük takdir edildiği, bilirkişi raporunun usulsüz tebliğ edildiği belirtilmiş ise de, davacı borçlunun en geç usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olan satış ilanının tebliği ile birlikte kıymet taktirinden haberdar olduğu, İİK'nın 16/1. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük sürede icra mahkemesi nezdinde şikayet davası açılmadığı anlaşılmakla bu hususun artık ihalenin feshi nedeni olarak incelenip dinlenilmesine imkan olmadığı, satış ilanı tebliğinin yerel gazetede yapılmasının katılımı azalttığı belirtilmişse de; hukuki yarar yokluğunda bu hususun dinlenemeyeceği, ihalenin feshi talebinin hukuki yarar yokluğu nedeni ile usulden reddine ve İİK'nın 134/2. maddesi uyarınca, işin esasına bu nedenle girilmemiş olunacağından para cezasına hükmolunmasına yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, İlk Derece Mahkemesince davanın reddi ile ihale bedeli üzerinden para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesinin isabetsiz olduğu-