Şikayetçi borçlu şirkete satış ilanının "tebliğ evrakı adreste işyeri yetkilisi olduğunu beyan eden ehil ve reşit olan ................ imzasına tebliğ edildi" şerhi ile 13.12.2021 tarihinde tebliğ edildiği görülmüş olup, Bölge Adliye Mahkemesinin de kabulünde olduğu üzere ............. Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarına göre satış ilanı tebliğ tarihi itibariyle borçlu şirket yetkilisinin adı geçen kişi olmadığı, borçlu şirket yetkilinin hangi sebeple mutat iş saatlerinde iş yerinde bulunmadığı veya o sırada evrakı bizzat alamayacak durumda olup olmadığı tespit edilmediğinden satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğu-
Borçlunun; .................. adresine çıkartılan satış ilanı tebliğ evrakı muhatabın tanınmaması sebebiyle 29.07.2021 tarihinde iade döndüğü, aynı adresin mernis adresi olması sebebiyle TK’nın 21/2. maddesi uyarınca aynı gün satış ilanının tebliğ edildiği, her iki tebligatın 29.07.2021 tarihinde belirtilen adrese ulaştığı anlaşıldığından TK ‘nın 21/2. maddesi uyarınca çıkarılan tebligatın usulüne uygun olduğundan bahsedilemeyeceği, tebligatın TK’nın 21/2. maddesine göre tebliğ edilebilmesi için önceden TK’nın 10. maddesi uyarınca bilinen adrese tebligatın çıkartılması ve tebliğ edilmeden iade edilmesi gerekli olup bu sıraya uyulmadan yapılan tebligatın usulsüz olduğu- Alacaklı banka tarafından sunulan ve 26.11.2021 tarihli şikayet eden borçlunun imzasını ihtiva eden belge ile şikayet eden borçlunun ihaleden 26.11.2021 tarihinde haberdar olunduğu iddia edilmekle, bu hususun araştırılıp borçlunun 09.09.2021 tarihli ihaleyi bu tarihte öğrenip öğrenmediği ve dolayısıyla ihalenin feshine ilişkin şikayet konusunda öğrenmeden itibaren yedi günlük sürede başvuruda bulunulup bulunulmadığı tespit edilerek karar verilmesi gerekeceği-
Satışa konu takip dosyası arasında bulunan ............. sayılı ilama göre, aynı taşınmaz yönünden alacaklı vekili tarafından ................. tarihli kıymet takdir raporuna itiraz edildiği, anılan mahkeme kararında, Av. ..........’in borçlunun vekili olarak yer aldığının görüldüğü ve söz konusu borçlu vekilinin azledildiğine veya istifa ettiğine dair takip dosyası içerisinde herhangi bir kayıt bulunmadığı, dolayısı ile takip dosyasına ayrıca vekaletname sunulmasa dahi aleyhine başlatılan takipte, borçlunun vekil ile temsil edildiğinin kabulü gerektiği, buna rağmen yukarıda ifade olunan emredici nitelikteki düzenlemelerden kaynaklanan yasal zorunluluğa aykırı olarak, borçlunun vekiline satış ilanı tebliğ edilmemesinin ihalenin feshi nedenlerinden olduğu-
12. HD. 12.10.2023 T. E: 1364, K: 6062
Borçluya, ............... tarihinde tebliğ edilen satış ilanı tebligatının "Merciinin isteği üzerine, TK 35 maddesi gereği evrağın bir parçası adreste kapıya yapıştırılarak tebliğ edilmiştir." şerhi ile yapıldığı, Tebligat Yönetmeliği'nin 57. maddesinin 2. fıkrası, uyarınca ek-1 yer alan (6) numaralı örneğe göre düzenlenecek tebliğ evrakının bir nüshasının adresin kapısına asıldığına dair bir şerhin tebliğ mazbatasında yer almadığı, bu hali ile tebliğ işleminin Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine aykırı ve dolayısıyla usulsüz olduğu- Borçluya dosyada ............. Belediye Başkanlığı Zabıta Müdürlüğü'nden gelen yazı cevabında bildirilen ".................................." adresine de 19/03/2021 tarihinde satış ilanı gönderildiği ve tebligatın “muhatap adreste olmadığından muhatabın muhasebecisi .............'ya tebliğ edildi.” şerhi ile tebliğ edildiği görülmekte ise de, adresin borçluya ait bir adres olmadığı, muhasebeciye ait adres olduğu, şikayetçi tarafından da adresin, dava dışı borçlu ........... Pazarlama İnş... Ltd. Şti'nin muhasebe denetimini yapan muhasebeciye ait olduğunun belirtildiği ve şikayetçinin dava dışı borçlu şirket ortaklığından 03/07/2018 tarihinde ayrıldığı, tebligatın yapıldığı 19/03/2021 tarihi itibariyle şirket ortağı da olmadığı anlaşılmakla, Bölge Adliye Mahkemesinin de kabulünde olduğu üzere, yapılan bu tebligatın Tebligat Kanunu hükümleri uyarınca usulüne uygun olmadığı-
İhalenin feshini isteyen şikâyetçinin satış ilanı tebligatının usulsüz olduğunu "ayrıca" ve "açıkça" ileri sürmediği sürece, kamu düzeninden olmayan bu hususun re'sen fesih nedeni olarak incelenemeyeceği- Şikâyetçi borçlu vekilinin ihalenin feshi isteminde "satış ilanının müvekkiline usulsüz tebliğ edildiği" ileri sürmesi ve icra mahkemesince "borçluya satış ilanının usulsüz tebliğ edildiği" gerekçesiyle ihalenin feshine karar verilmesinden sonra, kararın alacaklı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince "satış ilanı tebliğinin usulüne uygun olduğu" gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulüyle "şikâyetin reddine" karar verilmiş olup bu kez karar borçlu vekilince temyiz edildiğinde, borçlu vekili temyiz dilekçesinde "müvekkiline yapılan satış ilanı tebliğinin usulsüz olduğunu" ayrıca ve açıkça ileri sürülmediğinden, bu hususun Özel Daire tarafından re'sen dikkate alınarak bozma konusu yapılmasının hatalı olduğu-
Şikayetçi borçlunun alacaklı banka tarafından takip talebinde bildirilen ve ödeme emri tebliğ edilen ......................... adresine gönderilen icra emrinin "muhatabın gösterilen adresten sürekli olarak ayrıldığı (İstanbul) komşu ............. tarafından sözlü beyan edilmiş, Muhatabın yeni adresi belirlenememiş olup, tebligat ............. mahalle muhtarlığı onayı ile iade edilmiştir." şerhi ile 15.11.2021 tarihinde bilâ tebliğ iade edilmesi üzerine bu kez mernis adresi olan aynı adrese 06.12.2021 tarihinde TK’nın 21/2. maddesine göre icra emrinin tebliğ edildiği, 29.12.2021 tarihinde kıymet takdir raporunun, 07.03.2022 tarihinde de satış ilanı tebligatının borçlunun aynı mernis adresine TK’nun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği, Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi uyarınca çıkartılan tebligatlarda tebligat zarfları üzerinde ''mernis adresidir '' ibaresi ile birlikte tebliğ işleminin TK'nın 21/2. maddesine göre yapılacağına dair tebligatı çıkaran mercii tarafından Yönetmeliğin 16/2. maddesi kapsamında bir şerh verildiği, dolayısıyla, tebliğ memurunca, şikayetçi borçluya yapılan satış ilanı tebliğ işleminin TK'nın 21/2. maddesine göre usulüne uygun olarak yapıldığının görüldüğü, bunun yanında, icra emri TK'nın 21/2 maddesine göre usulüne uygun olarak tebliğ edildiğinden daha sonra yapılmış olan satış ilanı tebliğ işlemi yönünden TK'nın 21/2 maddesindeki tebliğ koşulları oluştuğundan, bu maddeye göre tebligat yapılmadan önce bilinen adrese TK'nın öngördüğü diğer usullerde tebligat gönderilmesinin ve beklenmesinin gerekli olmadığı, o halde, Bölge Adliye Mahkemesince satış ilanı tebligatının usulüne uygun olarak şikayet edene tebliğ edildiği buna bağlı 18.04.2022 tarihli ihale için şikayet edenin yasal yedi günlük süre içinde ihalenin feshi şikayetinde bulunmadığı, 09.06.2022 tarihinde yapılan ihalenin feshi şikayetinin süresinde olmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
12. HD. 05.10.2023 T. E: 1136, K: 5735
Borçlu şirkete ait elektronik tebligat adresi bulunmaması halinde, tebliğ işleminin Teb. K. m. 35'de belirlenen esaslara uygun olarak yapılması gerekeceği- Şikâyetçi borçlunun ticaret siciline kayıtlı adresinde yer alan "...Sk." ibaresi yazılmadan yapılan tebligatın Teb. K. m. 35'e uygun olmadığı- Borçlunun ihaleden daha önceden haberdar olduğuna dair dosya kapsamında bir bilgi de bulunmadığından ihalenin feshi istemine ilişkin şikâyetin süresinde olduğunun kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerektiği- "Yapılan tebliğin usulüne uygun olduğu" ve "özel hukuk tüzel kişisi olan borçlu şirkete tebligatın elektronik yolla yapılmasının zorunluğu olduğu, satış ilanına ilişkin tebligatın elektronik yolla yapılmadığından usule uygun olmadığı" şeklindeki görüşlerin HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
İpotek alacaklısı olan şikâyetçiye satış ilanının tebliğ edilmemesi ihaleye katılıp pey sürme olanağı ile ihaleye talebi ve talibi arttırıcı yönde çalışmasını engellediğinden ihalenin feshi sebebi teşkil etmekte olduğu, her ne kadar taşınmazlar muhammen bedelin üzerinde bir bedelle satılmış ise de, somut olay ile hukuki yarara ilişkin hükmün taşınmazın gerçek değeri ile satılmasını sağlamaya yönelik olarak ihdas edildiği ve bu anlamda eldeki talep bakımından şikâyetçinin hukuki yararının bulunduğu dikkate alındığında ihalenin feshine karar verilmesi gerektiği-