İflasta satış ilanının tebliğine ilişkin İİK’nın 127. maddesinin tatbik edilmeyeceği- İİK. m. 234 vd. gereğince, sıra cetveline ilişkin itirazların ilandan itibaren 15 gün içinde yapılması gerektiği-
Borçlu tarafça, dilekçe ile icra müdürlüğüne başvurarak satışın durdurulması talebinde bulunduğu anlaşıldığından, satış gününden makul süre önce satış öğrenilmiş olduğunun sabit olduğu, bu durumda salt tebliğ işleminin usulsüzlüğü nedeniyle ihalenin feshine karar verilemeyeceği-
Borçlu vekili Av....'na gönderilen satış ilânının; " muhatap iş takibinde olduğundan daimi çalışan işçisine tebliğ edildi" açıklaması ile ........... tarihinde ...........'a tebliğ edildiğinin görüldüğü, ancak; tebligat yapılan kişinin avukat olduğu nazara alındığında, satış ilanının tebliği tarihi itibariyle uygulanması gereken Tebligat Kanunu’nun 7/a maddesinin birinci fıkrası, tebligatın elektronik yolla yapılmasını zorunlu kılıp posta yolu ile yapılan tebligatın yok hükmünde olduğu, o halde, mahkemece şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
Borçlunun satışa hazırlanabilmesi, kendince özel ilan yapabilmesi ve daha fazla müşteri bulabilmesi için satış ilanı tebliği ile ihale tarihi arasındaki 16 günlük süre tebligattan beklenen amaca uygun bir süre olduğundan, satış ilanının borçlu vekiline makul bir süre önce tebliğ edildiğinin kabulü gerekeceği-
Tebliğ işlemi şeklen Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine uygun ise de; borçlunun nerede olduğu bilgisini veren ve haber bırakılan komşunun şikayete konu taşınmazda birinci ve sekizinci sırada iki ayrı takip dosyasından konulmuş haczi bulunması nedeniyle, ilanın adı geçen komşu ...’a ilgili sıfatıyla da tebliğ edilmesinin, taraflar arasında, şikayete konu ihaleden önce açılmış ve sonuçlanmış itirazın iptali ve yönetim planının iptali konulu iki adet dava bulunması sebepleriyle satış ilanı tebligatının, hasma tebliğ yasağına ilişkin Tebligat Kanunu'nun 39. maddesi hükmüne aykırı olduğunun kabulü gerekeceği-
İİK'nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneğinin borçluya tebliğ edilmesi gerekeceği- Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu- Satış ilanının borçluya, satışa hazırlanabilmesi, kendince gerekli duyuruları yapabilmesi ve daha fazla müşteri bulabilmesi için satıştan makul bir süre önce tebliği gerektiği-
Öncelikle bilinen en son adrese tebligat yapılacağı, tebligata elverişli olmadığının anlaşılması ya da bu adrese tebligat yapılamaması halinde, muhatabın 5490 Sayılı Kanun'a göre adres kayıt sistemindeki adresinin bilinen en son adresi olarak kabul edileceği ve tebligatın buraya yapılacağı açıklandığından, en son bilinen 17 No’lu adrese kıymet takdiri ya da satış ilanı tebliğe çıkarılmadan farklı adres olan 15 No’lu adrese tebliğ yapılmasının TK.'nun 10. ,21/1. ve Tebligat Yönetmeliğinin 16/2. maddelerine göre usulsüz olduğu-
Takibin iptali talepli açılan davada, anılan mahkemenin kararının takip dosyasında mevcut olduğunun, vekilin azledildiğine veya istifa ettiğine dair dosya içerisinde herhangi bir kayıt bulunmadığının görüldüğü, yine borçlunun diğer bir vekilinin ihale tarihinden önce dosyaya vekaletname ibraz ettiğinin görülmesi karşısında, satış ilanının vekile tebliği gerekeceği, takip dosyasına ayrıca vekaletname sunulmamış olması, söz konusu mahkeme kararının dosyaya ibraz edilmiş olması karşısında, artık borçlunun takipte vekille temsil edildiği gerçeğini ortadan kaldırmayacağı, emredici nitelikteki bu düzenlemelerden kaynaklanan yasal zorunluluğa aykırı olarak, vekili varken asile gönderilen satış ilanı tebligatının yok hükmünde olup sonuç doğurmayacağı, şu hale göre, vekil ile takip edilen işlerde vekile tebligat zorunlu olduğundan, asile yapılan tebligatın usulüne uygun olup olmamasının da sonuca etkili olmadığı-
Ticaret şirketine çıkarılıp bila tebliğ dönen adresin, ticaret sicilinde kayıtlı adresi olduğunun anlaşılması ve ticaret şirketinin bu adresini değiştirmesi halinde, yeni adresini ticaret siciline tescil ve ilan ettirmediği takdirde, Tebligat Kanunu’nun 35. maddesinin 4. fıkrası uyarınca aynı maddenin 2 ve 3. fıkralarına göre yapılması yeterli iken, söz konusu adrese önce normal tebligat çıkarılıp bila tebliğ iade edildikten sonra Tebligat Kanunu’nun 35. maddesinin 4. fıkrası uyarınca tebligat yapılmasının tebliğ işlemini usulsüz hâle getirmeyeceği-
Borçlu şirket adına çıkarılan satış ilanı tebligatının "......" adresine gönderildiği ve "…. No:20 yoktur. Tebliğ imkansızlığı nedeniyle iade" şerhi ile 27/09/2018 tarihinde tebligat yapılmaksızın iade edildiğinin; 10/10/2018 tarihinde yine aynı adrese Tebligat Kanununun 35. maddesine göre tebliğ edilmek istendiğinin, Ticaret Sicili Müdürlüğünce borçlu şirketin adresi olarak bildirilen, icra emri ile kıymet takdiri raporlarının tebliğ edildiği “İ.paşa Mahallesi İ.lı ...” adresine de Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre tebliğ edilmek istendiğinin görüldüğü, bu durumda, öncelikle borçlu şirketin sicil adresine satış ilanı tebligatının gönderilmesi, evrakın tebliğ edilmeksizin iadesi halinde ancak, Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre tebligat yapılmasının mümkün olduğu, ilk tebligatın adres yetersizliği nedeniyle iade edilmesi üzerine; bu adres ticaret sicilinde kayıtlı olmadığından bu adrese 35/4 maddesine göre tebligat yapılması imkanı olmadığı gibi; ticaret sicili adresi olması durumunda da adres yetersizliğinden iade üzerine doğrudan ticaret sicili adresine Tebligat Kanunu'nun 35/4. maddesi gereğince tebligat çıkarılması anılan madde hükmüne aykırı olup, yapılan satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğu-