Direnme kararının usulüne uygun biçimde tebliğ edildiği davalı vekilinin vekillik görevinin sona erdiğini iddia ettiği 27.11.2020 tarihli protokol tarihinden sonra 01.12.2020 tarihinde mazeret dilekçesi sunduğu, kararın 28.01.2021 tarihinde kesinleşmesinden sonra adı geçen avukatın 10.02.2021 tarihli dilekçesinin ekinde gönderdiği 27.11.2020 tarihli vekâlet ilişkisinin sona ermesine ilişkin protokolün adi yazılı şekilde olup, ilgili taraflarca her zaman düzenlenebilecek bir belge niteliğinde olduğu- Vekilin azli veya istifasının, usule uygun şekilde bildirilmedikçe mahkeme ve karşı taraf bakımından hüküm ifade etmeyeceği- Davalı vekiline yapılan karar tebligatı geçerli olmasına rağmen, yasal temyiz süresi geçtikten sonra yapılan temyiz başvurusunun süresinde olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin temyiz talebinin reddine yönelik verilen ek karar doğru olmakla birlikte Özel Dairece direnme kararının süresinde temyiz edilmediğinden reddine dair verilen ek kararın temyiz incelemesinin yapılması için dosyanın Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesi gerektiği-
Kıymet takdirine itiraz yargılamasında şikayetçi borçlunun vekil ile temsil edildiğinin, icra müdürlüğünce satış ilanının borçlu vekili ........’e elektronik yolla tebliğ edildiğinin görüldüğü, o halde, Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçesi yerinde olmadığından Bölge Adliye Mahkemesince borçlunun istinaf talebinin esastan reddi gerekeceği-
İstinaf başvuru dilekçesine cevap dilekçesinde, sadece davacının istinaf isteminin reddinin talep edildiğinden ve bölge adliye mahkemesince aynı miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verildiğinden, vekiline usulüne uygun olarak yapılan tebligatlara rağmen istinaf etmediği kararı davalının temyiz hakkı bulunmadığı- 7330 sayılı Makine ve Kimya Endüstrisi Anonim Şirketi Hakkında Kanun uyarınca özel hukuk tüzel kişisi hâline gelen şirket aleyhine açılacak davalarda adli yargının görevli olduğu-
Belli bir işi takipten veya savunmadan isteği ile çekilen avukatın o işe ait vekalet görevinin, durumu müvekkiline tebliğinden itibaren onbeş gün süre ile devam edeceği- Asıl dava inançlı işleme dayalı tapu iptali ve tescil, 2. kademede tazminat; birleştirilen dava muvazaa iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup mahkeme hükmü birleştirilen tevkil edilen davalı vekiline tebliğ edildiği halde, süresinden sonra temyiz edildiğinden, temyiz isteminin süre yönünden reddi gerektiği-
Satış ilanının tebliğ edilmediği ileri sürülmemiş ise de, ihalenin feshi davasında borçlu tarafından maddi vakıa olarak açıkça satış ilanının usulsüz tebliğ edildiğinin ileri sürülmesinin yeterli olduğu-Satış ilanının, iflasın ertelenmesi davasında borçluyu temsil eden vekile tebliği gerekeceği, takip dosyasına ayrıca vekaletname sunulmamış olmasının, söz konusu mahkeme kararının dosyaya ibraz edilmiş olması karşısında, artık borçlunun takipte vekille temsil edildiği gerçeğini ortadan kaldırmayacağı- Vekili varken asile gönderilen satış ilanı tebligatının yok hükmünde olup sonuç doğurmayacağı-
Trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemi-
Satış ilanı tebligatının borçlu vekiline elektronik yolla tebliğ edildiği görüldüğünden, Bölge Adliye Mahkemesince; satış ilanı tebliğinin vekile usule uygun yapıldığı ve başkaca fesih nedeni de bulunmadığı dikkate alınarak bu gerekçe ile istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile ihalenin feshi yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Elektronik yolla tebligatın muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılacağı-
Hakim tarafından değiştirilmesi mümkün olmayan kanun yoluna başvuru sürelerinin kamu düzeni ile ilgili re'sen gözetilmesi gereken kesin sürelerden olduğu- Tevkil edene yapılan sonraki tarihli tebligatın istinaf başvuru süresini ihya etmeyeceği- Yetki belgesinin süreli olduğuna ilişkin herhangi bir kayıt bulunmadığından, gerekçeli kararın tevkil edilen vekile tebliğinin usule aykırı olmadığı-
Muhattabın daimî işçisi şeklinde yapılan tebligatın geçerli olabilmesi için, muhattap adına tebligat yapılan kişinin tebligatın yapıldığı tarihte muhatabın daimî işçisi olması gerektiği- İşçinin sigortasız olarak çalışmasının tebligat yapılmasına engel olmadığı- Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerinin en küçük ayrıntısına kadar uygulanması gerektiği- Davalı vekiline yapılan ilk tebligat usulüne uygun olarak yapılmış olması nedeniyle geçerli olduğundan, temyiz süresinin bu tarihten başlayacağı; ikinci kez yapılan tebligat üzerine temyiz süresinin yeniden başlayacağının ve davalının yeni bir temyiz hakkı doğacağının kabulünün olanaklı olmadığı-