Borçlu şirketin vekilinin ........... tarihinde vekaletname sunan ve vekil sıfatıyla sisteme eklenen Av. .......... olmasına rağmen satış ilanının dosyada vekaletnamesi bulunmayan ve ne şekilde sisteme eklendiği anlaşılamayan Av. ..........'ya tebliğ edildiği, bu husus İlk Derece Mahkemesince de kabul edildiği halde TK'nın 32. maddesi ve TMK'nın 2. maddesi hükümleri uyarınca şikayetçi borçlu vekilinin satıştan çok daha önce haberdar olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmesinin dosya kapsamına aykırı olduğu, şikayetçi borçlu vekili Av. ................'a usulsüz de olsa bir tebligat yapılmadığından ve buna göre TK'nın 32. maddesinin somut olayda uygulanma yeri bulunmadığından şikayetçi borçlu vekilinin istinaf başvurusunun yerinde olduğu gerekçesi ile HMK'nın 353/1-b(2) maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına, şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesinin yerinde olduğu-
Davacının kıymet takdirine yönelik ihalenin feshi sebepleri haricindeki sebeplerin taşınmazların muhammen bedelinin üzerinde satılması nedeniyle zarar unsurunun istisnalarından olmadığı- Davacı vekili tarafından icra dosyasına vekalet sunulduğu ve satış ilanının aynı vekile e-tebliğ yoluyla tebliğ edildiği, 7 günlük süre içerisinde kıymet takdirine yönelik itiraz ve sair hazırlık işlemleri şikayet yoluyla mahkeme önüne getirilmediğinden artık ihalenin feshi davasında bu hususların dinlenilmesinin mümkün olmadığı, yapılan ihalede kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, taşınmazların ipotek bedelinin üzerinde satıldığı, kaldı ki, ipotek alacaklısı tarafından ipotek bedelinin altında satışa muvafakat edildiği, kıymet takdirinden itibaren 2 yıllık süre içerisinde ihalenin gerçekleştirildiği, taşınmazların muhammen bedelin üzerinde satılması nedeniyle mahkemece zarar unsuru gerçekleşmediğinden davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine ilişkin kararda isabetsizlik bulunmadığı-
Şikayet eden borçluya, varsa vekiline satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu, borca itiraza ilişkin mahkeme kararının kimin tarafından dosyaya sunulduğunun sonuca etkili olmadığı, kaldı ki borca itiraz eden davacı vekilince kararın UYAP üzerinden icra dosyasına eklenmiş olduğu, dosyada vekille temsil edilen davacı vekiline satış ilanının tebliğ edilmemesi nedeniyle ihalenin feshine ilişkin mahkeme kararında isabetsizlik bulunmadığı-
Vekil vasıtası ile takip edilen işlerde, tebliğin vekile yapılacağı asıl olduğundan, davacı asil adına çıkarılan tebligatın hukuki sonuç doğurmayacağı- Vekalet verilen 15 avukattan birinin avukatlık bürosundan ayrılmasından dolayı dosyadan kaydının silinmesini talep etmesi halinde, geriye kalan 14 avukat yönünden dava takip yetkisinin devam ettiği-
2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nda düzenlenen icra-iflas suçlarında borçlunun cezalandırılabilmesi için icra emrinin borçlunun vekiline değil, kendisine tebliğ edilmiş olması gerekeceği, bu durumda icra emrinin asile tebliğ işlemi usulsüz olmayıp, vekile de tebliğ edilmemesi noktasında tebliğ işlemi eksikliğinin söz konusu olduğu, o halde Bölge Adliye Mahkemesince, ödeme emrinin vekile de tebliği suretiyle eksikliğin ikmali yönünde hüküm kurulması gerekirken, yazılı gerekçeyle borçlu asile çıkartılan ödeme emri tebliğ işleminin iptaline ve ödeme emrinin düzeltilmesine karar verilmesinin yerinde olmadığı-
Elektronik Tebligat Yönetmeliği'nin 5 ve 9 uncu maddelerine göre elektronik tebligatın, davalı Orman Genel Müdürlüğünü vekil sıfatıyla temsile yetkili olan kişilerin bağlı bulunduğu birime yapılması gerekmekte olup temsile yetkili olan vekilin ayrı bir elektronik tebligat adresinin bulunmasının bu kuralın uygulanmasına engel olmadığı-
Vekil ile takip edilen işlerde, tebligatın vekile tebliğini düzenleyen Tebligat Kanunu ve Yönetmeliği hükümlerine aykırı olarak yapıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece davanın, dosyanın işlemden kaldırılması tarihinden itibaren 3 aylık yasal süre içerisinde davanın yenilenmediği gerekçesiyle açılmamış sayılmasına karar verildiği, ... tarihli duruşma gününden davacı yanın usulünce haberdar edilmediği gözetilerek yeni bir duruşma gününün tebliğ edilmesi gerekli iken davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Adil yargılanma hakkının bir uzantısı olan hukuki dinlenilme hakkı kapsamındaki savunma hakkını zedeleyen önemli bir usul hatası olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.
Borçlu vekili adına işyeri adresine gönderilen gerekçeli karar tebligatının, "belli bir yerde mesleğini devamlı olarak icra eden gerçek kişiler" yönünden tebligatın yapılma usulünü düzenleyen Tebligat Kanunu'nun 17. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 26. maddesi hükümlerinin uygulanması suretiyle tebliğ edilmesi gerektiği-
Tasfiye halindeki şirkette, ödeme emrinin tasfiye memuruna tebliği gerektiği-
Mahkeme dosyasına ayrıca vekaletname sunulmamış olmasının, mahkeme kararının dosyaya ibraz edilmiş olması karşısında, artık borçlunun takipte vekille temsil edildiği gerçeğini ortadan kaldırmayacağı- Vekili varken asile gönderilen satış ilanı tebligatının yok hükmünde olup sonuç doğurmayacağı-