Satış ilanının, kıymet takdirine itiraz eden vekile tebliği gerektiği- Borçluya (varsa vekiline) satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-
UYAP evrak kütüğünden borçlu vekilinin satış ilanını okuduğundan bahisle vekilin ilandan haberdar olduğu ve bu öğrenme tarihinin tebellüğ tarihi olarak kabulü mümkün olmayıp; borçlu vekiline satış ilanının tebliğ edilmemesi veya usulsüz tebliğ edilmesinin ihalenin feshi sebebi olduğunun gözetilmesi gerekeceği-
İhalenin feshi şikayetinde borçlu tarafından maddi vakıa olarak açıkça satış ilanının usulsüz tebliğ edildiğinin ileri sürülmesi yeterli olduğu- Satış ilanının, aynı takip dosyasından yapılan ihalenin feshi talebinde bulunan vekile tebliği gerektiği-Şikayet dilekçesinde "vekile satış ilanının tebliğ edilmediği" ileri sürülmemiş olsa da ihalenin feshi davasında borçlular tarafından maddi vakıa olarak açıkça satış ilanının usulsüz tebliğ edildiğinin ileri sürülmesinin yeterli olduğu- Vekil ile takip edilen işlerde vekile tebligat zorunlu olduğu- Borçluya (varsa vekiline) satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-
Satış ilanının, kıymet takdirine itiraz dosyasındaki ve tasarrufun iptali davasındaki vekile tebliği gerektiği- Takip dosyasına ayrıca vekaletname sunulmamış olmasının, söz konusu mahkeme kararının dosyaya ibraz edilmiş olması karşısında, artık şikayetçinin takipte vekille temsil edildiği gerçeğini ortadan kaldırmayacağı- Borçluya (varsa vekiline) satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-
Tebligat Kanunu'nun 39. maddesinde "Bu kanun hükümlerine göre kendilerine tebligat yapılması caiz olan kimselerin o davada hasım olarak alakaları varsa muhatap namına kendilerine tebliğ yapılamaz" düzenlemesine yer verilmiş olup, maddede açıkça o davada hasım olan kişilerden söz edildiği, bu kişiler davanın tarafı asiller olup davayı vekil sıfatı ile takip eden vekillerin maddeye göre hasım olarak kabulünün mümkün olmadığı, bu durumda şikayetçi borçlu vekiline satış ilanı tebliği gerekirken asile tebliğ ile yetinilmesinin usulsüz olduğu, satış ilanı tebliğinin usulsüzlüğü başlı başına ihalenin feshini gerektirdiğinden ihalenin feshine karar verilmesi yerine yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Yapılan satışla ilgili ihalenin feshi ve kıymet takdirine itiraza ilişkin mahkeme kararında şikayetçi borçlu .........'nin Av. ......... tarafından temsil edildiği, vekilin azledildiğine veya istifa ettiğine dair dosya içerisinde herhangi bir kayıt bulunmadığı görüldüğünden, satış ilanının vekile tebliğ edilmesi gerekeceği, mahkeme dosyasına ayrıca vekaletname sunulmamış ve icra dosyasına vekilin kaydının yapılmamış olmasının, söz konusu mahkeme kararının dosyaya ibraz edilmiş olması karşısında, artık borçlunun takipte vekille temsil edildiği gerçeğini ortadan kaldırmayacağı, emredici nitelikteki bu düzenlemelerden kaynaklanan yasal zorunluluğa aykırı olarak, vekili varken asıla gönderilen satış ilanı tebligatının yok hükmünde olup sonuç doğurmayacağı, şu hale göre, vekil ile takip edilen işlerde vekile tebligat zorunlu olduğundan, asıie yapılan tebligatın usulüne uygun olup olmamasının da sonuca etkili olmadığı-
Satışa konu takip dosyası arasında bulunan ............. sayılı ilama göre, aynı taşınmaz yönünden alacaklı vekili tarafından ................. tarihli kıymet takdir raporuna itiraz edildiği, anılan mahkeme kararında, Av. ..........’in borçlunun vekili olarak yer aldığının görüldüğü ve söz konusu borçlu vekilinin azledildiğine veya istifa ettiğine dair takip dosyası içerisinde herhangi bir kayıt bulunmadığı, dolayısı ile takip dosyasına ayrıca vekaletname sunulmasa dahi aleyhine başlatılan takipte, borçlunun vekil ile temsil edildiğinin kabulü gerektiği, buna rağmen yukarıda ifade olunan emredici nitelikteki düzenlemelerden kaynaklanan yasal zorunluluğa aykırı olarak, borçlunun vekiline satış ilanı tebliğ edilmemesinin ihalenin feshi nedenlerinden olduğu-
Borçlular tarafından ödeme emrinin 16.05.2014 tarihinde tebliği üzerine vekilleri aracılığı ile 20.05.2014 tarihinde itirazda bulunulduğu, borçlulara ait vekaletnamenin aynı tarihte icra dosyasına sunulduğu, mahkemece dava dilekçesinin borçlu asiller adına tebliğe çıkarıldığı, bu durumda yapılan tebligatın, Tebligat Kanunu hükümleri uyarınca yok hükmünde olduğu, dolayısıyla davanın usulünce taraf teşkili sağlanmadan görüldüğü anlaşıldığından, mahkemece, öncelikle taraf teşkili sağlandıktan sonra, iddia ve delillerin toplanması ile yapılacak yargılama sonucunda oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Gerekçeli kararının şikayetçi vekili yerine şikayetçi asile tebliğ edildiği anlaşıldığından, gerekçeli kararın şikayetçi alacaklı vekiline usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesi gerektiği-
Asliye hukuk mahkemesinin itirazın iptaline ilişkin kararı üzerine alacağın haricen tahsil edilip, kararın bozulmasından sonra asliye hukuk mahkemesince verilen yeni karar üzerine fazla ödenmiş olan paranın tahsili için başlatılan genel haciz yolu ile ilâmsız takipte ödeme emrinin takip talebinde gösterilen asliye hukuk mahkemesinin ilâmındaki vekile tebliğinin usul ve yasaya uygun olduğu, "takip dosyasına vekil tarafından ayrıca vekâletname ibraz edilmemişse , ödeme emrinin asıla tebliği gerektiği" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-