Tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına, paranın alım gücüne, kişilik haklarına, özellikle aile bütünlüğüne yapılan saldırının ağırlığına, manevi tazminat isteyenin boşanmaya yol açan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığı anlaşılmasına nazaran davalı-davacı yararına hükmolunan manevi tazminat az olup (TMK m. 4) hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak daha uygun miktarda manevi tazminat takdiri gerektiği-
Boşanmaya neden olan olaylarda, "bağımsız konut temin etmediği, ailesinin müdahalesine ve eşine hakaretlerine sessiz kaldığı, eşini istemediğini söylediği, eşini aşağıladığı" anlaşılan erkeğin, "mahrem konuları etrafta konuştuğu ve eşini aşağıladığı" anlaşılan kadından daha fazla kusurlu olduğu- Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kusurun ağırlığı ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın lehine daha uygun miktarda maddi ve manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği- Varlığı ve erkekte kaldığı ispat edilen 5 adet bileziğin erkeğin ve erkeğin annesi tanığın beyanından da anlaşıldığı üzere her biri 15'er gram olduğu halde mahkemece 5 adet bileziğin 10'ar gr olarak kabul edilmesinin hatalı olduğu, yine aynı tanığın beyanında 3 adet kolyenin kendilerinde olduğu belirtilmesine rağmen mahkemece sadece 1 adet kolyeye yönelik talebin kabul edilmesinin hatalı olduğu-
Kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakasını hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun (düşük) miktarda hükmedilmesi gerektiği- Kadın yararına hükmolunan maddi tazminatın daha uygun miktarda takdiri gerektiği-
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına daha uygun, miktarda maddi/manevi tazminata; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına daha uygun miktarda yoksulluk nafakasına; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre çocuklar adına daha uygun iştirak nafakasına hükmedilmesi gerektiği-
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakasının az olduğu- Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, paranın alım gücüne, kişilik haklarına, özellikle aile bütünlüğüne yapılan saldırının ağırlığına, manevi tazminat isteyenin boşanmaya yol açan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığı anlaşılmasına nazaran davalı kadın yararına hükmolunan manevi tazminatın az olduğu-
Davacı erkeğe kusur olarak yüklenen sadakatsizlik vakıasının güven sarsıcı davranış boyutunda kaldığı-Tarafların kusurlu davranışları nedeniyle, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı erkeğin, davalı kadına nazaran daha ağır kusurlu olduğunun anlaşıldığından, davacı kadının tüm davalı erkeğin TMK mad. 174 kapsamın dışındaki itirazlarının yerinde olmayacağı- Maddi veya manevi tazminatın miktarının tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alınarak belirlenebileceği- TMK mad.4 uyarınca hakkaniyet ilkesi ile TBK mad. 50 ve 51 hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK m. 174/1) ve manevi (TMK m. 174/2) tazminat hükmedilebileceği-
Boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı-davacı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminatın az olduğu-
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı-karşı davacı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminatın az olduğu-
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddi-manevi tazminatın ve yoksulluk nafakasının fazla olduğu-
Davacının dayanmadığı vakıaların hükme esas alınması mümkün olmadığından, davacı erkeğin eşinin kendisine hakaret ettiği, evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediği gibi vakıaların kadına kusur olarak yüklenemeyeceği- Kadının cinsel ilişkiden kaçındığının da ispatlanamaması üzerine 'cinsel birlikteliği gerçekleştiremeyen' erkeğin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olduğunun kabulünün gerektiği- Davalı kadına yapılan tebligatın geçersiz olmasından kaynaklı, taleplerinin süresinde kabulünün gerektiğinden bahisle davalı kadının yoksulluk nafakası talebinin miktarı açıklattırılıp (HMK m. 31), talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerektiği- Boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkek tam kusurlu olup, bu kusurlu davranışın kadının kişilik haklarına saldırı niteliği taşıdığı anlaşıldığından, mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak davalı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği-