8. HD. 26.03.2019 T. E: 2017/16809, K: 3221-
Davacılar BK anlatımıyla alacağın muaccel hâle geldiği tarihten itibaren beş yıl içerisinde sözleşmeye aykırılık iddiasıyla tazminat isteminde bulunmak yerine, öncelikle ceza kanunu önünde davalı doktorun eylemlerinin kusurlu olduğunu ve meydana gelen zarar ile bu kusur arasında illiyet bağının bulunduğunu tespit etmiş, hemen akabinde doktor ve hastanenin haksız fiillerinden doğan zararlarını tazmin etmelerini talep etmiş olup dava dilekçesinde açıkça davalıların suç teşkil eden hukuka aykırı eylemleri nedeniyle doğan zararlarının tazmini istenerek haksız fiile ilişkin hükümlere dayanıldığı gibi, kusurlu eylem aynı zamanda kamu davası sekiz yıllık zamanaşımına tabi olan taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçuna vücut verdiğinden BK’nın 60/2 maddesi hükmünün açıkça davacılar lehine olduğu- Taraflar arasında vekâlet hükümlerine tabi sözleşme ilişkisi bulunmakla birlikte, davalı doktorun eylemi aynı zamanda suç teşkil eder mahiyette de olduğundan, sözleşme sorumluluğu ve haksız fiil sorumluluğunun somut olayda yarıştığı ve dava tarihi itibariyle BK. mad. 60/2 hükmü gereğince zamanaşımının gerçekleşmemiş olduğu- Tazminat davalarında BK. mad. 60/2 hükmünün işlerlik kazanabilmesi için haksız fiilin suç teşkil eder mahiyette olmasının yeterli olduğu, ayrıca ceza davası açılması veya fiilin mahkûmiyet ile cezalandırılmasının aranmadığı- Yerel mahkemece davalıların zamanaşımı defî yerinde görülmeyerek işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken davanın reddine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Soybağının reddi davası ile çocukların davacıdan olmadığı ve biyolojik babalarının davalı olduğu tespit edilinceye kadarki dönemde, davacının, velâyet hakkına sahip olan baba sıfatıyla çocukların bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderleri karşılamış olmasının hayatın olağan akışına uygun olduğu- Davacının kendinden olduğunu sandığı çocuklar için gelişim süreçleri boyunca yaptığı masrafları çocukların biyolojik babasından isteyebileceği- Davalı tarafından yapılması gereken harcamalar, durumdan haberi olmayan davacı tarafından yapıldığından, davacının maddi zararını kanıtlaması ve miktarın tam olarak tespiti mümkün olmamasına karşın, çocukların yaşı, eğitim durumu ve diğer şartların birlikte değerlendirilip, uygun miktarda maddi tazminata hükmedilmesi gerektiği-
8. HD. 19.03.2019 T. E: 2018/562, K: 2860-
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında takdir edilen maddi ve manevi tazminatın çok olduğu, daha uygun miktarda tayin edilmesi gerektiği-
8. HD. 26.02.2019 T. E: 2017/2344, K: 2014-
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminatın çok olduğu- Faiz isteği olmadığı halde, istek aşılarak faize hükmedilemeyeceği-
8. HD. 12.02.2019 T. E: 2016/21775, K: 1309-
Davacıya ait eserin davalı tarafça izinsiz kullanılması nedeniyle, FSEK. mad. 68 uyarınca açılan tazminat istemli davada, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, hem davacı tarafından sunulan satış fiyatları üzerinden davacının diğer müşterilerine yaptığı indirim oranlarının ortalaması uygulanarak varsayımsal bedel, hem de davacının söz konusu bilgisayar programını davalılara yıllık olarak kiralaması hâlinde uygulanacak varsayımsal bedel tespit edilmiş olup, varsayımsal sözleşme bedeli belirlenirken, emsal sözleşme örnekleri ile indirimli satışlara ait bilgiler ve faturalar da dikkate alınarak davacının bilirkişi raporuna itirazları değerlendirilmesi gerekeceğinden, davacının bilirkişi raporuna itirazları HMK. mad. 281 gereğince değerlendirilmeden ve FSEK’in 68. maddesinde düzenlenen “varsayımsal bedelin” mütecavizi caydırmaya yönelik medeni ceza niteliğinde olduğu gözetilmeden "yıllık kiralama bedeli" üzerinden hesaplanan varsayımsal sözleşme bedeline göre davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı-
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davacı kadın yararına hükmolunan maddi tazminat az olduğundan, hakkaniyet ilkesi nazara alınarak, daha uygun miktarda maddi tazminat takdiri gerektiği-