İptaline karar verilmesi istenilen veraset ilamı, asliye hukuk mah-kemesince verilmiş dahi olsa, veraset ilamının iptaline ilişkin davanın sulh hukuk mahkemesinde görüleceği-
Hangisinin önce ya da sonra öldüğünün belirlenememesi halinde, ölenlerin “aynı anda” ölmüş sayılacağı–
Nüfus kayıtlarının, iddiayı doğruluyor olması halinde, mirasçı olmayan davacının tanık göstermesine gerek bulunmadığı-
Lehine vasiyet yapılan kişinin de veraset ilamı verilmesi için dava açabileceği-
Mirastan iskat edilmiş (çıkarılmış), mirastan mahrum olmuş ya da mirası red etmiş veya mirastan feragat etmiş olan mirasçının da, mahkemeye başvurarak «veraset (mirasçılık) belgesi» verilmesini isteyebileceği-
Bir trafik olayında ölen karı kocanın hangisinin daha önce öldüğü saptanamadığı için, birinin diğerinin mirasçısı olamayacağı -
Yetki belgesi alarak «veraset ilamı» verilmesi için dava açmış olan kişiye, veraset belgesinin iptali davasında husumet yöneltilemeyeceği-
Hasımsız olarak açılmış olan «veraset ilamı verilmesi»ne ilişkin davaya ancak «asli müdahale»nin mümkün olabileceği («Fer’i müdahale»nin mümkün olmayacağı)-
Veraset davası sonucunda, sulh hukuk mahkemesince verilen ka-rarların temyiz süresinin, «tefhim»inden değil «tebliğ»den, itibaren işlemeye başlayacağı-
«Verasetin iptali»ne ilişkin davaların, her mirasçının bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği» -«Verasetin iptaline» ilişkin davalarda yetkinin söz konusu olmadığı (Bu davaların, «ölenin», «davalının» ya da «davacının» yerleşim yeri mahkemesinde açılabileceği)-