Bozmadan sonra ıslahın mümkün olmadığı-
Davacının müdahalenin meni ve kal'i ile eski hale getirme davası açtıktan sonra talebini, tazminat davası olarak ıslah ettiği, ıslah çerçevesinde tarafların delillerinin değerlendirilmesi gerekeceği-
Islahla kastedilen dava konusu edilen hususların genişletilmesi veya değiştirilmesi olduğu- Dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla dava konusu haline getirilemeyeceği, sadece eksik ve kusurlu iş bedelinin tazmini hakkında açılmış davada ıslah harcı yatırılmak ve ıslah talebi olduğu belirtilmek suretiyle başta dava edilmeyen “cezai şart” talebiyle verilen dilekçedeki istemin hukuken “ıslah” olarak kabulüne olanak bulunmadığı, bu yolla ayrı bir dava konusu teşkil eden unsurların mevcut davaya ıslah yoluyla dahil edilemeyeceği ve ilk ıslah dilekçesinde yer almayan ortak alanlardaki eksik ve ayıplı imalat bedeli istemi ile ilgili harç da yatırılmadığı ve bu istemin ilk defa 30.09.2013 tarihli dilekçede ileri sürüldüğü gerekçesiyle, cezai şart istemi ile ortak alanlardaki eksik ve ayıplı imalatların bedeline ilişkin istemin reddine karar verilmesi gerekirken, sonradan verilen dilekçeyle dava konusu edilmek istenen cezai şart ve ortak alanlardaki eksiklikler hakkında da usulünce bir ıslah ya da ayrı bir dava varmış gibi hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu- Eksik ve ayıplı iş bedeli ile ilgili talebin kısmen kabulüne karar verilirken, davacı tarafın talep ettiği hususların eksik iş mi, ayıplı iş mi, ayıplı iş ise gizli ayıp mı, açık ayıp mı olduğu yönünde hiçbir ayrım gözetilmemesinin isabetsiz olduğu, mahkemece açık ayıplarla ilgili teslimden sonra yükleniciye TBK. mad. 474 gereğince süresinde ihbarda bulunulup bulunulmadığı, gizli ayıplarla ilgili olarak da ayıbın ortaya ne zaman çıktığı, çıkmasından sonra yüklenicinin TBK. mad. 477 gereğince haberdar edilip edilmediği hususları üzerinde ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli rapor alınıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Rücuen tazminat istemine ilişkin davada, İçtihadı Birleştirme Kararıyla kabul edilen, bozmadan sonra ıslahın mümkün olmadığı yönündeki kural, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 177. maddesi hükmüyle birlikte değerlendirildiğinde, bir davadaki istemler hakkında mahkemece tahkikat ( tarafların duruşmaya çağrılmaları, çekişmeli yönlere ilişkin delillerin toplanması, toplanan delillerin değerlendirilmesi ) yapılarak, bunların ortaya koyduğu sonuç çerçevesinde bir hüküm kurulduğu ve Yargıtay'ın ilgili Dairesinin de, kurulan bu hükmü, herhangi bir nedenle usul ve yasaya aykırı görerek bozduğu hallerle sınırlı bir içerikte olduğu, dairemizin bozma kararına uyulduktan sonra yapılan yargılamada, tahkikat evresinin bitmemiş olması nedeniyle davacının davasını ıslah etmesinin mümkün olduğu gözetilmeksizin, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozulması gerektiği -
Davacı, toplu iş sözleşmesinden doğan ve ödenmeyen fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, genel tatil ücreti ve direksiyon primi alacaklarının ödetilmesini istemine ilişkin olup, mahkemece sendika üyelik kayıtları getirtilmeden davacının toplu iş sözleşmesinden yaralanamayacağının kabul edilmesi, davacının hafta tatili gününde yarım gün çalışmasına rağmen hafta tatili ücreti talebinin reddi ve tanık beyanlarına göre belirlenen genel tatil ücretinde takdiri indirim yapılmaması sebebiyle hüküm bozulmuş, bozmaya uyulmasına rağmen hükmedilen hafta tatili ücreti ve genel tatil ücreti alacaklarında hakkaniyete uygun bir indirim yapılmamasının isabetsiz olduğu - Davacı, esasa yönelik bozmadan sonra ek rapor doğrultusunda talebini ıslah ile artırmış ve mahkemece, ıslah doğrultusunda karar verildiği, dairemizin yerleşik kararlarına göre, ıslah, tahkikat bitinceye kadar yapılabileceği; esasa yönelik bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı, ayrıca dosyada, ıslah harcının yatırıldığına dair harç makbuzuna da rastlanmadığından, mahkemece, hukuken geçerli olmayan talep dikkate alınarak ıslah konusu miktarların hüküm altına alınması hatalı olup, bozmayı gerektirdiği -
Dava konusu olayla ilgili olarak ceza davasının kesinleşmesi beklenmeden itirazın iptali davasına dair hüküm oluşturulmasının isabetsiz olduğu (BK. mad. 53; şimdi; TBK. mad. 74)- İtirazın iptali davaları, itirazın alacaklıya tebliğinden itibaren 1 sene içinde açılabileceğinden, 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra yapılan ıslah dilekçesinde talep edilen bedel ile ilgili hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu- Bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı-
Yargıtay bozma ilamından sonra ıslah yapılamayacağı-
Karşı taraf duruşmada hazır değilse veya ıslah talebi duruşma dışında yapılıyorsa, bu yazılı talebin karşı tarafa bildirilmesi gerektiği, aksi halde savunma hakkının kısıtlanmış olacağı-