Tenfiz koşullarının oluşmadığını, tenfize karar verilmesi halinde aynı statüde olan kişilerden Türkiye'de dava açanlar ile yurt dışında dava açanlar arasında farklı kararlar çıkması sonucu Anayasa'da belirlenen eşitlik ilkesinin ihlal edileceğini, kesin yetki kuralının söz konusu olduğunu, bu durumun kamu düzenine aykırılık oluşturacağı-
5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un (5718 sayılı Kanun) 54 üncü maddesi kapsamında Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine giren bir dava olmadığı, yabancı Mahkemece gıyapta hüküm verilmesinin tek başına kamu düzenine aykırılık oluşturmayacağı, kararın davalılara usulüne uygun olarak tebliğ edilerek usulüne uygun olarak kesinleştirildiği gerekçesiyle davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine-
Davanın 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunu'nun (5718 sayılı Kanun) 54 üncü maddesi kapsamında Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine giren bir dava olmadığı, yabancı Mahkemece gıyapta hüküm verilmesinin tek başına kamu düzenine aykırılık oluşturmayacağı, kararın davalı vekiline usulüne uygun olarak tebliğ edilerek usulüne uygun olarak kesinleştirildiği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine-
Tenfizi talep edilen yabancı mahkeme kararının, bu mahkemenin kendi usul kurallarına göre belirli bir miktar alacağın tahsilini hüküm altına aldığı ve bu haliyle MÖHUK 50 vd. kapsamında tanımlanan tenfizi mümkün olan bir mahkeme ilamı niteliğinde olduğu, ülkemizdeki usul hukuku kurallarına göre bir "icra emri" olarak değerlendirilerek tenfizi kabil bir ilam niteliğinde olmadığının söylenemeyeceği- "Tenfizi talep edilen yabancı mahkeme kararının ödeme emri niteliğinde olduğu, ilk aşamada geçici olarak icra edilebilir nitelikte olup yasal süresi içerisinde itiraz edilmemiş olması nedeniyle kesin anlamda icra edilebilir hâle geldiği, yabancı mahkeme kararının nihai alamda verilen bir ilam niteliğinin bulunmadığı, alacağın mahkeme tarafından ilama bağlandığına dair bir hükmün mevcut olmadığı, bu haliyle kesinleşmiş bir ödeme emri statüsündeki yabancı mahkeme kararının tenfizinin mümkün olmadığı" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Tanıma ve tenfizi istenen yabancı mahkeme kararı alacak talebine haiz olup aynı konuda Türkiye’de açılan bu tür dava gereğince davacıların, davalı pay sahibi sayısı nedeniyle payları halka arz olunmuş sayılan ve payları borsada işlem gören anonim şirkete ortak olduğu kabul edilerek “karar verilmesine yer olmadığına” kararı verildiği ve kararların bu şekilde kesinleştiği- Yabancı ülkede açılan ve karara bağlanan aynı tür davalarda verilen yabancı mahkeme kararlarının tenfizine karar verilmesi halinde Türkiye’de açılan davalar ile yabancı ülkede açılan davalarda tamamen zıt sonuçlara ulaşılacak olup, Türk Mahkemelerinin emredici yasal düzenleme sonucu verdikleri çok sayıdaki kararlara tezat teşkil edecek yabancı mahkeme kararlarına Türkiye’de icra kabiliyeti kazandırılmasının üzere Türk kamu düzenine açık aykırılık teşkil edeceği gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Yabancı mahkeme tarafından verilmiş olan eda hükmünün tanıma ve tenfizine karar verildiğine ve artık bu hükmün Türkiye de icra edilebilir bir hüküm niteliğinde olduğu- Tanıma ve tenfizine karar verilen yabancı mahkeme kararı kesinleştiği tarihten itibaren hüküm ve sonuç doğuracağı- Birikmiş nafaka alacağının belirlendiği tespit hükmü niteliğinde bir yabancı mahkeme kararına yönelik tanıma ve tenfiz isteminde davacının hukuki yararı bulunmadığı- 
Tanıma için, Türkiye Cumhuriyeti ile ilâmın verildiği devlet arasında karşılıklılık esasına dayanan bir anlaşma yahut o devlette Türk mahkemelerinden verilmiş ilâmların tenfizini mümkün kılan bir kanun hükmünün veya fiilî uygulamanın bulunması şartı aranmamakta olduğu-
Yabancı mahkeme kararının tenfizi talebine ilişkin davada, yabancı mahkeme kararının verildiği devlet ile Türkiye arasında mütekabiliyetin bulunmasının gerektiği, ilamın Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuya ilişkin olmasının gerektiği, davalının savunma haklarına uygun davranılarak verilen hükmün Türk kamu düzenine açıkça aykırı bulunmamasının gerektiği, ancak, tenfizi istenen yabancı mahkeme kararının tenfizine karar verilmesi halinde Türkiye’de açılan davalar ile yabancı ülkede açılan davalarda tamamen zıt sonuçlara ulaşılacağı, bu durumun Türk kamu düzenine açık aykırılık teşkil edeceği gözetilerek davanın reddine karar verilmesinin gerektiği- 7194 sayılı Yasa’nın 41. maddesi ve MÖHUK’un 54/1-c maddesi birlikte değerlendirilerek, ortak olmadığının tespiti ve alacak isteminin kabulüne ilişkin yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizinin Türk kamu düzenine açık aykırılık teşkil edeceği gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
7194 sayılı Yasa’nın 41. maddesi ve MÖHUK’un 54/1-c maddesi birlikte değerlendirildiğinde, yabancı mahkeme kararının tanınmasının Türk kamu düzenine açık aykırılık teşkil edeceği-