Davacının davasını açıkça kısmi dava olarak nitelendirmesinin zorunlu olmadığı, dava dilekçesindeki açıklamalardan, davacının talebinin dava edilenden daha fazla olduğunun ve bunun yalnız bir bölümünün dava edildiğinin açıkça anlaşılmasının gerekli ve yeterli olduğu, davacının kısmi dava açabilmesi için, bu davayı açmada korunmaya değer bir hukuki yararının bulunmasının şart olduğu-
Dava dilekçesinde bir niteleme bulunmasa da talep miktar ve şekline, bilirkişinin hesap raporundan sonra davacının 02.09.2014 tarihli “ıslah dilekçesi” ile taleplerini artırmasına göre davanın kısmi dava olarak açılmasına rağmen mahkemece davanın, re'sen belirsiz alacak davası olarak yorumlanması ve ıslaha karşı zamanaşımı def'inin değerlendirilmemesinin isabetsiz olduğu-
Dava dilekçesinde bir niteleme bulunmasa da talep miktar ve şekline, bilirkişinin hesap raporundan sonra davacının 19.06.2014 tarihli “ıslah dilekçesi” ile taleplerini artırmasına göre davanın kısmi dava olarak açılmasına rağmen mahkemece davanın, re'sen belirsiz alacak davası olarak yorumlanmasının ve ıslaha karşı zamanaşımı def'inin değerlendirilmemesinin isabetsiz olduğu-
Davanın açıldığı tarihte alacak miktarının belirlenmesi imkansız ise belirsiz alacak davası açılabileceği, öte yandan alacaklı tarafından alacağın miktar ve değerinin tam olarak belirlenmesi beklenemez ise yine belirsiz alacak davası açılabileceği- Hakimin takdir alanına giren manevi tazminatın takdiri indirime tabi fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, bayram ve genel tatil ücreti, cezai şart, sözleşmenin kalan süresine ait ücret gibi alacakların başlangıçta tam olarak ve tamamen belirlenmesinin mümkün olmadığı-
Kısmi menfi tespit davası açılamayacağı- Bankadan kullanılan kredinin tahsili için davacı aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibinin yanı sıra kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatıldığı, davacının alınan kredi miktarına göre icra takiplerinde daha fazla borç göründüğünü ileri sürerek açtığı kısmi davanın (menfi tespit davasının) usulden reddi gerektiği-
Davacının taraf, kaçak elektrik kullanımını kabul etmekte ancak tahakkuk ettirilen miktarın ilgili mevzuata uygun hesaplanmadığını ve uygulanan faiz oranlarının fahiş olduğunu iddia ederek, davalı tarafından tahakkuk ettirilen 46.283,61 TL fatura bedeli nedeniyle, şimdilik 10.000,00 TL borçlu olunmadığının tespitini istediği davada, dava edilen talep konusu niteliği itibariyle taraflar arasında tartışmalı olup, bölünebildiği de dikkate alındığında, davacının menfi tespit davasının kısmi olarak açılabileceği-
Dava edilen talep konusu niteliği itibariyle taraflar arasında tartışmalı olup, bölünebildiği de dikkate alındığında, davacının elektrik borcu olmadığına ilişkin olarak kısmi menfi tespit davası açabileceği-
Dava edilen talep konusunun, niteliği itibariyle taraflar arasında tartışmalı olup, bölünebildiği dikkate alındığında, toplam tahakkuk miktarının sadece bir kısmının dava yolu ile ileri sürülmesinin mümkün olduğu, hal böyle olunca, mahkemece; davacının kısmi dava açmasında hukuki yararı bulunduğu gözetilerek, işin esasına girilip oluşacak sonuç dairesinde karar verilmesi gerekeceği-
İhbar tazminatı, yıllık izin, fazla mesai ile ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının ödetilmesine ilişkin davada; ihbar tazminatı ile yıllık izin alacağı bakımından, talep içeriğinden açıkça anlaşıldığı üzere, davacının çalışma süresini, en son ödenen ücreti, alması gerektiğini iddia ettiği aylık ücret miktarını, hak kazandığı yıllık izin süresini ve kaç gün ücretli izin kullandığını belirleyebilecek durumda olduğu; bu halde ihbar tazminatı ile yıllık izin alacaklarının, belirsiz alacak olmadığı; dava konusu edilen alacakların gerçekte belirlenebilir olmaları ve belirsiz alacak davasına konu edilemeyecekleri-
Davacı, davalı tarafından tahakkuk ettirilen 101.461,80 TL'lik fatura bedeli nedeniyle, davalıya şimdilik 10.000,00 TL borçlu olmadığının tespitini istemiş olup, dava edilen talep konusunun, niteliği itibariyle taraflar arasında tartışmalı olup, bölünebildiği dikkate alındığında, toplam tahakkuk miktarının sadece bir kısmının menfi tespit davası yolu ile ileri sürülmesi mümkün olduğu-