Şikayetçi vekilinin, vasıta ile ilgili olarak ödenen KDV'nin bir kısmının iadesinin istendiği somut uyuşmazlıkta, KDV'nin tahsil edildiğine dair tartışma bulunmakta olup, vergi iadesinin muhatabının Vergi İdaresi olduğu bu durumda yargı yolunun caiz olmaması halinin vuku bulması sonucu dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden ret kararı verilmesi gerektiği-
Arabulucunun taraflara ulaşma ve toplantıya davet etme sorumluluğunu usulünce yerine getirmeden arabuluculuk faaliyetini sonlandırması hâlinde dahi arabuluculuk dava şartının gerçekleşmiş sayılacağı ve davanın usulden reddine karar verilemeyeceği-
Türk hâkiminin, yabancı davacının, davaya katılanın veya icra takibinde bulunanın vatandaşı olduğu ülke ile Türkiye arasında karşılıklılık (mütekabiliyet) var ise bu kişiyi teminattan muaf tutacağı- İtiraz Hakem Heyetince, öncelikle davacının statüsünün belirlenip teminattan muaf olup olmadığı hususu Adalet Bakanlığı Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğünden sorulması gerekirken, doğrudan işin esasına girilmesinin doğru olmadığı-
Hâkimlerin sorumluluğuna dayanılarak tazminat davasının ancak devlet aleyhine açılabileceği- Eldeki davada ise davacının açmış olduğu tazminat davasını hukukî sorumlulukları bulunduğu iddiasıyla ilgili hâkimlere yönelttiği- O hâlde davalı olarak gösterilen hâkimlerin davalı sıfatı (pasif husumeti) bulunmadığı- Taraf sıfatı (husumet) dava şartlarından olmadığından, Mahkemece, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesinin yerinde olmadığı-
Yargılamalarda hâkim ve savcıların görevlerini yerine getirmediklerini ileri sürerek uğranılan zararın tazmininin talep edildiği davada, özel dairece, davalıların taraf sıfatlarının bulunmaması nedeniyle davanın usulden reddedilmesinin doğru olmadığı, taraf sıfatlarının bulunmaması nedeniyle davanın, usulden değil esastan reddine karar verilmesi gerektiği-
Dava tarihinden önce ve yargılama sırasında davacının kısıtlanmış olması nazara alındığında, vasisi babası tarafından eldeki davanın açılmasının usul ekonomisi ilkesine uygun olduğu- Kısıtlının vasisine tebligat çıkartılmak suretiyle davanın ihbarı ile vasinin yasal temsilci olduğu gözetilerek davaya katılımının sağlanması, izin kararı alınması için vasiye süre verilmesi ve vasi huzuru ile eldeki davanın yürütülüp sonuçlandırılması, bu işlemler tamamlandıktan sonra davacı tarafa tercih hakkının sorularak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Konkordato hukukunun kamusal karakteri, tüm alacaklıları ilgilendirmesi, tarafların iradeleri ile kendi aralarında yapacakları anlaşmanın konkordato alacaklıları arasında eşitsizlik yaratacak nitelikte olması ve konkordatoda ödemeler dengesini bozacak olması nedeniyle çekişmeli alacaklarla ilgili davanın açılmasından önce arabuluculuğa başvurulması zorunluluğunun isabetli görülmediği-
Markaya yönelik tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, men’i- Dava şartları- Derdestlik itirazı- İlk itiraz- Zaman aşımı- Ön sorun- Vekalet ücreti-
KTK'nın 97. maddesindeki başvuru koşulları arasında rapor tarihinde yürürlükte olan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun rapor ile sigortacıya başvuru koşulu söz konusu olmadığı, kaza tarihinde Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerinin yürürlükte bulunduğu, davacı tarafından sunulan maluliyet raporunun kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelik hükümlerine uygun olduğu-
Şikayetçinin kredi sözleşmesinin asıl borçlusu olmayıp, sadece asıl borçlu lehine taşınmazlarını ipotek veren taşınmaz maliki olarak takipte yer aldığı görüldüğünden, şikayetçinin kendi adına kayıtlı olmayan taşınmaza ilişkin ihalenin feshini talep etmesinde aktif husumet ehliyetinin bulunmadığının kabulü gerekeceği- İİK'nın 134. maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesinde; işin esasına girilmeden ihalenin feshi talebinin reddi halinde, şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilemeyeceği-