TÜRK BORÇLAR KANUNU > - Genel Hükümler > - Borçların ve Borç İlişkilerinin Sona Ermesi, Zamanaşımı > - Zamanaşımı > - A. Süreler > Madde 146 - I. On yıllık zamanaşımı
Her ne kadar, her takip talebi ile zamanaşımı kesilip yeniden 10 yıllık zamanaşımı süresi başlar ise de, takipsizlik nedeniyle işlemden kaldırılan takip dosyasının her zaman yenilenmesi mümkün iken, alacaklı tarafından dayanağı ilam aynı olan mükerrer takip başlatılmasının zamanaşımını kesmeyeceği-
Davacının, ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesini ya da bedellerini talep ettiği, bu tür hukuki ilişkiler çözüme kavuştururken zamanaşımının başlangıcının boşanma kararının kesinleştiği tarihe göre belirlenmesi gerekeceği, şu halde; boşanma kararının kesinleştiği 01/10/2012 tarihinden eldeki davanın açıldığı 03/08/2015 tarihine kadar, TBK’nun 146. maddesinde belirtilen 10 yıllık zamanaşımı süresinin henüz dolmadığı, bu durumda, mahkemece; işin esasına girilerek, tarafların tüm delilleri toplanıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Davalı şirketin üretim ve dağıtımını yaptırdığı tüp gazdan sızan gaz neticesinde banyo yapan eşi Gassan Yeniocak'ın 4.1.2003 tarihinde karbonmonoksit zehirlenmesi sonucu vefat ettiğini, bu nedenle destekten yoksun kalma zararı ile yaşadığı acılar nedeniyle manevi zararının giderilmesi gerektiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak 50.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 50.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline-
Bölge İdare Mahkemesince, zamanaşımı başlangıcı olarak emeklilik tarihi esas alınmış ise de, Munzam Sosyal Güvenlik Hakları yönetmeliğine eklenen geçici 3. madde ile davacı gibi güvenlik görevlilerine borçlanma ve emekli olma hakkı getirildiğinden, bu hakka ilişkin davalar da zamanaşımı başlangıcı emeklilik tarihi değil (çünkü emeklilik tarihinde böyle bir hak mevcut değil) borçlanma hakkı getiren geçici 3.maddeye göre ödemenin yapılması için gösterilen son tarihi olduğu- TBK. mad. 146 uyarınca, bu tarihten itibaren on yıllık zamanaşımı süresi davanın açıldığı tarih itibari ile dolmadığından, davanın zamanaşımından reddinin hatalı olduğu, Bölge Adliye Mahkemesince işin esası incelenerek bir karar verilmesi gerektiği-
TMK. mad. 1007 uyarınca, Devletin sorumluluğunun objektif-kusursuz sorumluluk hâli olduğu ve bu maddeye dayanılarak (tapu sicilinin tutulmasından dolayı devletin sorumluluğuna dayalı maddi tazminat istemine ilişkin) açılan davalar için ayrıca zamanaşımı süresi öngörülmediğinden, 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin devletin sorumluluğu için uygulanması gerektiği-
Her ne kadar, her takip talebi ile zamanaşımı kesilip yeniden 10 yıllık zamanaşımı süresi başlar ise de, takipsizlik nedeniyle işlemden kaldırılan takip dosyasının her zaman yenilenmesi mümkün iken,alacaklı vekilince tarafları ve dayanağı ilam aynı olan mükerrer takip başlatılmasının zamanaşımını kesmeyeceği-