Davalı borçlunun mal beyanında, "dava konusu borcu karşılayacak miktarda herhangi bir menkul veya gayrimenkul malının bulunmadığı gibi üçüncü şahıslarda da herhangi bir hak ve alacağının olmadığını" bildirdiği, hacizde ise; yalnızca 750,00 TL değerinde sekiz sandalyeli bir yemek masasının haczedildiği, icra dosyası kapsamında borçlunun alacak veya başka taşınır ya da taşınmaz malı olmadığı uyuşmazlıkta, davacının alacağını karşılama imkanı bulunmadığı, haciz tutanağının geçici aciz belgesi niteliğinde olduğu, tasarrufun iptali davasının esasına girilmesi gerektiği-
Davacı tarafından borçlu mirasçı hakkında “aciz vesikası” alınmamış olduğuna göre, mahkemece, davalının şahsi malvarlığının ret tarihindeki değeri tespit edilip, bu malvarlığının borcunu karşılamaya yeterli olup olmadığının usulünce araştırılıp saptanması; yeterli olması halinde veya yeterli olmamasına karşın davalının yeterli güvence göstermesi halinde talebin reddine karar verilmesi gerekeceği- Mirasçının, mirası reddetmesinin nedenini, alacaklılarına zarar verme amacıyla mirası reddedip etmediğini tespit edebilmek için terekenin aktif ve pasifinin mirasbırakanın ölüm tarihi itibari ile belirlenmesi gerekeceği-
Borçlunun iki ihale bedeli arasındaki farktan sorumlu olduğuna ilişkin aynı satış dosyası ve aynı taraflar yönünden verilmiş kesin hüküm bulunduğu dikkate alınarak, şikayetçi hissedarların iki ihale bedeli arasındaki farkın faizi ile birlikte hesaplanması istemini reddeden müdürlük kararına yönelik şikayetin kabulüne karar verilmesi gerektiği-
İptali istenen tasarrufların takip konusu borçtan sonra yapıldığı, diğer dava koşullarının da gerçekleştiği, davalıların borçlu şirket ortaklarının eş ve çocukları ile de arkadaş olmaları gibi maddi ve hukuki olgular göz önüne alındığında davalı 4. kişilerin borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olması nedeniyle dava konusu tasarruflarında davacının alacak ve ferileriyle sınırlı olarak iptaline karar verilmesi gerektiği-
Para veya mutad ödeme vasıtalarından garı suretle yapılan ödemelerin batıl olması için tasarrufun haciz veya acizden itibaren geriye doğru 1 yıl içinde yapılması gerektiği- Üçüncü kişinin eşinin, borçlunun çalıştığı işyerinde geçirdiği iş kazası sonucu ölmesi ve ölen işçinin yakınları tarafından işveren aleyhine tazminat davası açılması üzerine taraflar arasında imzalanan sulh ve ibra sözleşmesinde ölen işçinin eş ve çocuklarına iki adet taşınmaz verileceğinin kararlaştırıldığı ve bu taşınmazların davalı üçüncü kişi eşe devredilmesi üzerine söz konusu tazminat davasından feragat edildiği anlaşıldığından, davalı üçüncü kişinin, borçlunun alacaklılardan mal kaçırma amacını bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olduğunun kabul edilemeyeceği-
Bozma ilamında sonra davacı vekili tarafından ibraz edilen .......... tarihli haciz tutanağı İİK’nun 105.maddesinde anlamında geçici aciz belgesi niteliğinde olduğundan, dava şartı noksanlığının tamamlandığı, HMK'nın 115/3 maddesi gereğince artık davanın esası incelenerek sonucuna göre bir karar vermek gerekeceği-
Borçlunun adresine gidilerek tutulan haciz tutanağında; dava dışı .........’nin hazır olduğunun, adrese 1 ay önce taşındığını beyan ettiğinin ve kira sözleşmesi sunduğunun belirtildiği, adreste herhangi bir mal varlığına ilişkin tespit olmadığından bu tutanağın İİK’nun 105. maddesi gereğince aciz belgesi niteliğinde olmadığı, bu nedenlerle, davanın borçlunun aciz hali ispatlanmadığından ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerekeceği- Tapudaki satış bedeli dışında yapılan ödemelerin davalı 3. kişi tarafından devir tarihi veya devir tarihine yakın tarihli banka hesap hareketleri, banka ödemesi, kredi kullanımı gibi delillerle ispatlanması mümkün olup bu belgelerdeki meblağların tapudaki bedele eklenerek bedel farkının varlığının değerlendirilmesi gerekeceği-
Davacı tarafından davalı borçlu aleyhine icra takibi başlatıldığının, takibin kesinleştiğinin anlaşıldığı ancak söz konusu dosyadan davalı borçlu ile ilgili geçerli bir aciz vesikası ibraz edilmediği gibi, davalı borçlunun adresinde de İİK'nın 105. maddesi kapsamında menkul haczi yapılmadığının da anlaşıldığı, bu durumda, dava şartı olan mahkemece de yargılamanın her aşamasında re'sen gözönüne alınması gerekli aciz belgesinin bulunmaması sebebi ile davanın reddine hükmedilmesi gerekeceği-
Mahkemece; yargılama sırasında borçlu adına kayıtlı yolcu minibüsü bulunduğu, trafikteki kaydına haciz şerhi konulmadığı gibi fiili haciz işlemi de yapılmadığı borçlunun haczedilmeyen haczi kâbil malvarlığı bulunduğu anlaşıldığından davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmişse de; borçlu adına kayıtlı olan bu aracın kıymet takdiri yapılmadığından dava şartının mevcut olup olmadığı hususunda yapılan araştırma ve incelemenin eksik olduğu, bu durumda mahkemece sözü edilen aracın üzerindeki haciz ve rehinleri de gösteren kayıtların getirtilerek takyidatların devam edip etmediği belirlendikten sonra bilirkişi aracılığı ile kıymet takdirinin yapılarak, üzerindeki haciz ya da rehinlerle davacının alacağını karşılamaya yetip yetmediği belirlendikten sonra icra takip dosyasında yapılan haciz ve borçlu beyanı gözönüne alınarak davalı borçlunun aciz halinin değerlendirilmesi gerekeceği-
Dairemizin ........... tarihli ilamında davacının elinde aciz belgesinin olmadığı ve geçici aciz belgesi niteliğinde bir haciz tutanağının olmadığı belirtilmiş ise de, bozmadan sonra davacı alacaklı tarafından ..............tarihinde borçlunun MERNİS adresinde haczin yapıldığı ve İİK'nun 105. madde niteliğinde olan bir haciz tutanağının sunulduğu, bu halde, ön koşul eksikliğinin giderildiğinin kabulü ile davanın esasına girilmesi gerekeceği-