Takip dosyasında ........... tarihinde borçlu şirketin adresinde yapılan hacizde; şirket işyerinin kapalı olduğunun, etraftaki esnaftan şirket yetkililerinin sorulduğunun, daha sonra borçlu şirket yetkilileri ile telefonla görüşüldüğünde borcu ödemek için süre istediklerinin, çilingir temin edilemediğinden haciz işlemine son verildiğinin anlaşıldığı, buna göre; adresteki işyerine girilerek herhangi bir mal varlığına ilişkin tespit olmadığından .......... tarihli haciz tutanağının İİK’nun 105. maddesi gereğince aciz belgesi niteliğinde olmadığı, bu nedenle, borçlunun aciz hali ispatlanmadığından ön koşul yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu adresinde yapılmış bir haciz bulunmaması (İİK. 105) ve İİK 143 uyarınca aciz belgesi de sunulmaması halinde, davalı borçlunun aciz hali ispatlanmamış olduğundan, tasarrufun iptali davasının dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği-
Borçlu hakkında aciz vesikası alınmamakla birlikte, borçlu kayıp ve adresi saptanamıyorsa, saptanan ve bilinen adreslerinde de icraca, borçlunun haczi kabil malının bulunmadığı tespit edilmiş ise, bu durumu tespit eden haciz tutanağının da geçici aciz vesikası niteliğinde olduğu- Davalı borçlunun bilinen adresinde yapılan hacizde davalı borçlunun hazır bulunduğu ve borçluya ait hacze kabil mal bulunamadığının tutanak altına alındığı anlaşıldığından, söz konusu haciz tutanağının aciz vesikası hükmünde olduğu- Borçlu hakkında alınmış bir aciz vesikası olmaması ve İİK. mad. 105 kapsamında yapılmış bir haczin de bulunmaması halinde tasarrufun iptali davasının ön koşul yokluğundan reddine ile maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Borçlu şirketin bilinen adresinde bir haczin yapılamadığı ve alacaklı tarafından sunulmuş bir aciz belgesinin de bulunmadığı, dolayısıyla dava şartının gerçekleşmediği, bu durumda, borçlunun aciz halinin varlığının sabit olduğundan söz edilemeyeceği-
Dava dayanağı takip dosyasında İİK'nun 105. maddesinde belirtildiği şekilde borçlu ...’in ikamet adresinde yapılmış bir haciz bulunmadığı gibi İİK'nun 143. maddesinde belirtilen aciz belgesinin de sunulmadığı, bu durumda, davalı borçlunun aciz hali ispatlanmamış olduğundan davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerekeceği-
Dava dayanağı takip dosyasına bağlı olan .........İcra Müdürlüğü’nün ............... talimat sayılı dosyasında borçlunun adresinde haczin düzenlendiğinin ve mahalde borçlunun eşi olduğunu beyan eden ...........’ın hazır olduğunun, mahalde haczi kabil menkul malın bulunmadığının belirtildiği, sözü edilen haciz tutanağı İİK'nun 105.maddesi anlamında geçici aciz belgesi niteliğinde olduğundan davanın esasına girilerek, taraf delilleri toplanarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu şirketin ticaret sicil adresine Tebligat Yasasının 35. maddesine göre tebligat yapıldığı ve aynı adrese haciz için gidildiğinde adresin kapalı olduğu, içerde herhangi bir malın olmadığı tesbit edilmişse de, davacı alacaklının şikayeti üzerine icra ceza mahkemesinde yapılan yargılama sırasında alının İlçe Emniyet Müdürlüğünün müzekkere cevabında borçlunun faaliyet gösterdiği bir adres olduğu ve adına kayıtlı bir aracın bulunduğu belirtildiğinden, borçlunun tesbit edilen bu adresinde haciz yapılmadan ve maliki olduğu ve davacının da haczi bulunan araçla ilgili bir kıymet takdiri yapılarak, borcu karşılayıp karşılamadığı tespit edilmeden borçlunun aciz halinin varlığından söz edilemeyeceği-
Borçlu ile ilgisi olmayan yapılan hacizdeki haciz tutanağı aciz belgesi niteliğinde olmadığından, tasarrufun iptali davasının ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği-
Taşınmazın tapudaki satış bedeli ile bilirkişi tarafından belirlenen rayiç bedel arasında misli fark bulunmadığı anlaşılmakta ise de, borçlu ve üçüncü kişinin savunması ile tanıkların beyanlarında "dava konusu satış işleminin borca mahsuben yapıldığı" belirtildiğinden, borca mahsuben yapılan taşınmaz devrinin mutad ödeme olmaması nedeniyle dava konusu tasarrufun İİK. mad. 279/2 gereğince tartışılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
İİK. m. 279 'de belirtilen "geriye doğru bir yıllık sürenin" hesaplanmasında dikkate alınacak haczin, borçluya ait herhangi bir malın haczi olduğu, adreste yapılan hacizle sınırlı olmadığı- Yargıtay 17. HD.nin "maddede sözü edilen haczin borçlunun adresinde yapılan haciz işlemi ile ilgili olup borçlunun taşınmazlarına konulan haciz işlemlerini içermediği" şeklindeki bozma kararına yönelik direnmenin isabetli olduğu-