Borçlu icra takibine konu (avukatı ile yaptığı) vekalet sözleşmesine ve altındaki imzaya itiraz etmediğinden, bu belgenin, "İİK. mad. 68/1 anlamında belge" niteliğine kavuştuğu ve borçlu tarafından ödemeye ilişkin herhangi bir belge de ibraz edilmediğinden mahkemece, "itirazın kaldırılmasına" karar verilmesi gerektiği-
Tasarrufun iptali davalarında, üçüncü kişinin dava konusu malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında ve icra dosyasındaki asıl alacak ve ferileriyle sınırlı olarak nakden tazminle sorumluluğunun değerlendirilmesi gerektiği, dava konusu edilen taşınmazın dava dışı 4. şahısa devir tarihi itibariyle gerçek değerinin tespiti gerektiği- Tasarrufun iptali davalarında müddeabih ve dolayısıyla harcı belirleyecek değerin, borç miktarı ve tasarrufa konu taşınmazın değeri dikkate alınarak belirleneceği ve hangisi az ise harç alınacağı-
Borçlu adresinde yapılan, haczin İİK. mad. 105 kapsamında geçici aciz belgesi niteliğinde olduğu ve alacağa karşılık yapılan devrin mutad ödeme vasıtası olmaması nedeni ile İİK. mad. 278/2 uyarınca tasarrufun iptaline karar verilmesi gerektiği- Dava konusu malı, davalı borçlunun borcundan dolayı, borçlunun bir başka alacaklısının cebri icra yolu ile sattırması halinde, davalı 3. kişinin elinde bir bedel kalır ise, üçüncü kişinin bu bedel ile sorumlu tutulacağı-
Haciz için gidilen asıl borçluya ait evin kapalı olması karşısında, haczedilecek mal bulunup bulunmadığı hususunun tespit edilmediği anlaşılmakla, bu durumun İİK. mad. 105 ve 143'deki hususların tatbikine engel teşkil ettiği gözardı edilerek ve asıl borçlu hakkında hacizle ilgili tüm yollar denenmeden kefile gidilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığı gözetilmeden kefilin açtığı menfi tespit davasının reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Geçici aciz vesikasına dayanılarak açılan tasarrufun iptali davalarının zamanaşımını kesmeyeceği-
Aciz belgesinin; tasarrufun iptali davası açılmadan önce, dava açıldıktan sonra veya temyiz aşamasında ve hükmün Yargıtay'ca bozulmasından sonra da sunulabileceği- Borçluya ait taşınmaz üzerine konulan haczin, borçlunun meskeniyet  şikayeti üzerine icra mahkemesince kaldırılmış olduğu görüldüğünden,  hacze kabil mal bulunamadığına ilişkin haciz tutanaklarının geçici aciz belgesi niteliğinde (İİK. mad. 105) olduğunun kabulü gerektiği- Dava konusu aracın noterde yapılan araç satış sözleşmesindeki bedeli ile bilirkişi tarafından belirlenen rayiç değeri arasında misli fark bulunmamakla birlikte; davalı 3. kişi, borçlunun yeğeni olduğundan, mahkemece, İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiği-
Borçlu şirketin borca yaptığı itirazdan feragat ederek hakkındaki takibin kesinleştiği, borçlu adresinde yapılan haczin İİK. mad. 105 kapsamında "aciz belgesi" niteliğinde olduğu, davacının alacağının 2006 yılından gelen kredi borçlarından doğduğu, iptali istenilen temlikin bu tarihlerden sonra 01.04.2013 tarihinde gerçekleşmiş olduğu- Gerçek bir alacağı bulunan alacaklıya, borçlunun bir başkasından olan para alacağını temlik etmesinin ticari örfe dayalı geçerli bir ödeme aracı olduğu- Temlik tarihinde borçlu şirketin üçüncü kişiye borcu var iken, bu temlikin teminat salt teminat amaçlı olarak verildiğinin söylenemeyeceği-
Tasarrufun iptali davalarının, borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılacağı (zorunlu dava arkadaşlığı)- Mahkemece, tasarrufun iptaline karar verilirken, borçlunun ilk yaptığı tasarrufun tarih ve tarafları ile buna göre devir gören silsile dikkate alınmak suretiyle taraf teşkili sağlanarak iptalin bu silsile içinde yapılması gerektiği- Davacı tarafından iptali istenilen satışlarda, satıcı taraf borçlu olmadığından, bu satışların iptali için, öncelikle bu satış dayanağını oluşturan borçlunun ilk tasarrufunun tespit edilmesi gerektiği- Mahkemece, talep konusu netleştirildikten sonra borçlu ile tasarrufta bulunan şahıslar davalı değil ise davaya dahil edilmesi gerektiği- Temyiz aşamasında sunulan aciz belgesi, bu davanın dayanağı takip dosyasına ilişkin olmadığından ve icra dosyasında yapılan haczin takip ve ödeme emrinin tebliğ adresten farklı yerde yapıldığı anlaşıldığından, öncelikle borçlunun bu adreslerde yapılmış haczi olup olmadığı, İİK'nun 105.madde kapsamında bir haciz tutanağı olup olmadığı veya bu dosyadan bir aciz belgesi alınıp alınmadığının araştırılması gerektiği-
Borçlunun bir taşınmazının haczedildiği ve takip dosyasından İİK. mad. 105 niteliğinde borçlu adresinde yapılmış bir haciz olmadığı ve aciz belgesi de sunulmadığı anlaşıldığından, tasarrufun iptali davasının ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği-