Dava konusu tasarrufun borçtan sonra yapılmış olduğu, haciz tutanağının İİK. mad. 105 kapsamında "geçici aciz belgesi" niteliğinde olduğu, dava konusu taşınmazın tapudaki satış bedeli ile bilirkişi tarafından belirlenen rayiç değeri arasında misli fark bulunduğu, davalı 3. kişinin borçlunun durumunu ve amacının bilebilecek kişilerden olduğu, davanın davacı tarafından bedele çevrildiği görüldüğünden, dava konusu tasarrufun İİK. mad. 278/3-2 ve 280/1 gereğince iptale tabi bulunduğu-  Üçüncü kişinin borçludan satın aldığı taşınmaz hissesini, şufa davası sonunda, mahkeme ilamı ile elden çıkarmak zorunda kalması ve davacı alacaklının tasarrufun iptali davasını bedele dönüştürmüş olması halinde, üçüncü kişinin, -davacı alacaklının dava konusu alacak ve fer’ileriyle sınırlı olarak- şufa davasında hükmedilen şufa bedeli tutarında tazminatla sorumluluğuna karar verilmesi gerektiği; davalı üçüncü kişinin dava konusu hisseyi rızaen elden çıkarmış gibi elden çıkardığı tarihteki rayiç bedelle sorumlu tutulmasının hatalı olduğu-
Takip konusu borcun kredi sözleşmesinden doğmasına, haciz tutanaklarının İİK’nun 105 maddesi kapsamında geçici aciz belgesi niteliğinde olup bunun dışında -(borç tasfiye protokolü gereğince on bankaya 21.153.996,48 Euro borcu bulunan)- davalı borçlunun aciz halinde olduğunun anlaşılmasına karşısında, davalı borçlunun aynı gün davalıya yirmi adet, bir gün ara ile diğer davalıya yedi adet taşınmaz satıp davalı 3. kişinin satın aldığı taşınmazlar için satıştan 22-23 gün önce 100.000 Doları davalı borçluya elden ödemesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığı ve mevcut durumun davalılar tarafından borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olduğunu gösterdiği, davalı borçlunun davalı 3.kişinin  amcasının torunu olması nedeniyle bu davalının borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olması nedeniyle bu davalı ile yapılan dava konusu tasarrufların da İİK’nun 280/1.madde gereğince iptale tabi bulunduğu-
Davacı alacaklı tarafından sunulmuş bir aciz belgesi olmadığı gibi dava dayanağı takip dosyasından İİK'nun 105.maddesinde belirtildiği şekillde yapılmış bir haciz de bulunmadığından, davalının aciz halinin ispatlanmadığı, davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerekeceği-
Yapılan hacizde 1.600,00 TL.'lik ev eşyası haczedilmesi ve borçlu adına kayıtlı taşınmazın ve bankalarda mevduatının bulunmaması karşısında, bu haciz tutanağının İİK. mad. 105. kapsamında geçici aciz belgesi niteliğinde olduğu, bu durumda, mahkemece tasarrufun iptali davasının esasının girilerek incelenmesi gerektiği-
Davacı tarafından davalı borçluya ait araca haciz konulduğu görüldüğünden, davacı vekiline kat’i veya geçici aciz belgesi sunması için uygun bir süre verilmesi ve sunulduğu takdirde dava konusu tasarrufun iptaline aksi takdirde dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Borçlunun oturduğu tesbit edilmeyen adresinde yapılan haciz tutanağının İİK'nun 105.maddesinde belirtildiği şekilde yapılmış bir haciz olmadığı- İİK'nun 143. maddesinde belirtilen bir aciz belgesi de dosyada bulunmadığından, davalı borçlunun aciz hali ispatlanmamış olması nedeniyle tasarrufun iptali davasının ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği-
Takip tarihi itibarıyla davacı alacağı ve borçlunun mevcut hacizli menkul ve gayrımenkullerinin toplam değeri gözetildiğinde, davacı alacağını karşılamaya yetmediği dolayısıyla haciz tutanaklarının İİK'nun 105 maddesi anlamında geçici aciz belgesi niteliğinde olduğu kabul edilerek diğer dava koşulları yönünden dosyanın incelenmesi gerekeceği-
Dava konusu taşınmazın tapudaki satış bedeli ile bilirkişi tarafından belirlenen rayiç değer arasında misli fark bulunduğu gibi, davalı borçlu şirket ortağı ile davalı 3 .kişinin aynı köy, cilt ve hanede nüfusa kayıtlı oldukları, aynı yörede ticari faaliyette bulundukları, davalının savunmasından borçlunun durumunu ve amacını bildiği ve emsal olarak sunulan ve Yargıtay tarafından düzeltilerek onanan bir diğer dosyada da "davalı borçlu şirket ortağı adına kayıtlı taşınmazı davalı 3. kişinin ağabeyine, borçlu şirketin adına kayıtlı taşınmazı da 4. kişiye, onun da davalının ortağı olduğu şirkete devrettiği her iki tasarrufun da iptaline karar verildiği" görüldüğünden, dava konusu tasarrufun İİK'nun 278/3-2, 280/1 maddeleri gereğince iptale tabi olduğu-
Tasarrufun, borcun doğumundan önce yapıldığı, aciz belgesi sunulmadığı gibi borçlu hakkında İİK'nun 105. madde niteliğinde yapılmış bir haczin de bulunmadığı anlaşıldığından, tasarrufun iptali davasının reddine karar verilmesi gerektiği-
Bir başka alacaklı tarafından yapılmış takipteki hacizlerin dava şartı olarak esas alınması mümkün olmadığından, aciz halinin ispatlanmamış olduğu ve bu durumda tasarrufun iptali davasının ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerekeceği-