Mirasçıların, mirasın reddinin tesciline ilişkin kararlara istinaden icra mahkemesine başvurarak haklarındaki takibin iptalini isteyebilecekleri-
Borçlunun dilekçesinde; gecikmiş itirazdan söz etmesinin sonuca etkili olmayacağı, zira, hukuki sebebin ve uygulanacak yasa maddesinin tesbitinin hakimin görevine giren bir konu olduğu-
Alacaklının takip talebini vermesinden sonra, İİK. mad. 60 gereğince icra dairesinin buna uygun ödeme emri düzenlemek zorunda olduğu, bu hususun süresiz şikayete tabi olduğu-
Borçlunun; kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile gerçekleştirilen takipte takip dayanağı bono suretlerinin ödeme emri ekinde taraflarına tebliğ edilmediğini ileri sürerek takibin iptali isteminde bulunabileceği-
Bir takip talebinde alacaklı ve borçlu olarak gösterilen kişilerin, o takipte gerçekten alacaklı ve borçlu olma sıfatları yoksa, takip, borçlunun itirazı üzerine başarısızlığa uğrayacağından, eldeki uyuşmazlığa konu takibe dayanak gösterilen ilamda hak sahibi olarak görünen İçişleri Bakanlığı, 659 sayılı KHK'nin 2/1-ç maddesi kapsamında kamu idaresi olduğu halde, alacaklı sıfatı ile ilama dayanarak takipte bulunan Maliye Bakanlığı'nın anılan takipte sıfatının ve dolayısıyla aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı, zira, 659 sayılı KHK'nin 6. maddesi hükmünün de, varılan bu sonucu teyit ettiği, şu durumda, mahkemece, ilama dayalı takipte Maliye Bakanlığı'nın alacaklı sıfatının bulunmaması nedeniyle takibin aktif husumet yokluğu nedeniyle iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu vekilinin mahkemeye verdiği dilekçede gecikmiş itiraz deyimini kullanmasının, 6100 Sayılı HMK.nun 33.maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili olmayıp, başvurunun bu hali ile 7201 Sayılı Yasanın 32. maddesine dayalı usulsüz tebligat şikayeti olduğu-
Somut olayda icra takibi, faaliyet izni 30.01.2002 tarihinde kaldırılan Tasfiye Halinde Emlak Bankası aleyhine faaliyet izninin kaldırılmasından sonra 06.02.2012 tarihinde başlatıldığına göre yasanın emredici kuralı gereği takibin iptalinin icap edeceği-
Alacaklının takip talebi ve ödeme emrinde keşideci şirketin ismini tam olarak belirtmemiş olması maddi hataya dayalı olup sonradan giderilmesi mümkün olacağından istemin kabulüne karar verilmesi gerekirken aksi yönde hüküm tesisinin isabetsiz olacağı-
İŞKUR tarafından 4857 Sayılı İş Kanunu'nun 101. maddesi gereğince verilen idari para cezalarının 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanuna göre tahsilinin mümkün olmadığı ve bu konuda genel esaslar çerçevesinde ilamsız icra takibi yapılması gerekeceği-