İhtiyati haciz kararını veren mahkemenin bulunduğu yer icra dairesinde takip yapılabileceğine ilişkin İİK’nın 50. maddesinin yollamasıyla kıyasen uygulanması gereken HUMK’un 12. maddesinin HMK da karşılığı olan bir düzenleme bulunmadığından bu nedenlede ihtiyati haciz kararının uygulanmasından sonra bu kararı veren mahkemenin bulunduğu yer icra dairesinin salt o yer mahkemesince ihtiyati haciz kararı verilmesi nedeniyle yetkili hale gelmeyeceğinin kabul edilmesi üzerine, ihtiyati haciz kararı veren mahkemenin bulunduğu yer icra dairesinin, icra takibi iin yetkili olmayacağı – HMK’nun 7/I’ e göre borçlu birden fazla ise bunlardan birinin yerleşim yerindeki icra dairesinde takip yapılabileceği-
HMK'da, HUMK’nun 512. maddesine paralel bir düzenlemeye yer verilmemiş olduğundan, HMK yürürlüğe girdikten sonra açılan istihkak davasında, İİK’nun yetkiye ilişkin 4 ve 50. maddeleri ile HMK’nun 5 ve 6. maddeleri uyarınca genel yetki kuralının uygulanması gerektiği; buna göre istihkak davalarının asıl icra takibinin yapıldığı yer mahkemesi ile davalının yerleşim yeri mahkemesinde açılmasının mümkün olduğu; davalının birden fazla olması halinde davanın, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabileceği (HMK. mad. 7/1)- İstihkak davaları, İİK. mad. 97/11 gereğince genel hükümler dâhilinde basit yargılama usulüne tabi olduğundan ve taşınır mala ilişkin istihkak davalarında kesin yetki kuralı öngörülmediğinden yetki ilk itirazının HMK. mad. 19/2 gereğince cevap dilekçesiyle ileri sürülmesi gerektiği
Davalı alacaklı süresinde yetki itirazında bulunmadığından, ve üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davasında kesin yetki kuralı bulunmadığından, mahkemece re'sen yetkisizlik kararı verilmesinin isabetsiz olduğu-
Takip dayanağı çek fotokopisinin incelenmesinde, keşide yerinin ve muhatap bankanın bulunduğu yerin Rize olduğunun görüldüğü, bu durumda alacaklının icra takibini başlattığı Rize İcra Dairesi'nin yetkili olduğu-
Trafik kazasında davacıların yaralanması nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davada; davanın haksız eylemden kaynaklanması nedeniyle HMK 16. maddesinin de açıklanması ve HMK 7. maddesi ile birlikte değerlendirilmesi gerektiği; olayda, davacıların İngiltere vatandaşı olup, davalı sigorta şirketinin genel merkezi İstanbul, diğer davalıların yerleşim yeri Marmaris/Muğla olup, trafik kazasıda Köyceğiz/Muğla'da meydana geldiği; haksız fiile dayalı olarak açılan davada yetki kesin olmayıp, davacılar seçimlik hakkını kullanarak davayı, davalı sigorta şirketinin yerleşim yerinin bulunduğu İstanbul’da açtığı ve davalı vekili’nin yetki itirazının da süresinde olmadığı gözetilerek yetki itirazının reddi ile işin esasına girilmesi gerektiği -
Trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin davada; trafik kazasında olay yerinin Kula/Manisa olduğu; davacının yerleşim yeri Kula/Manisa olup, davalı şirketin genel merkezinin İstanbul olduğu; davacı vekilinin, davayı bölge müdürlüğünün bulunduğu yer olan Adana'da açtığı; bu durumda, davacı vekilinin davayı sigortacının bir acenteden daha yetkili organı olan bölge müdürlüğünün bulunduğu Adana'da açtığı gözetilerek yetki itirazının reddi ile işin esasına girilmesi gerektiği -
HMK’nın 7. maddesinin kesin yetki kuralı olmadığı; davalılar tarafından yetki itirazı yapılmadığından mahkemece, işin esasına girilerek yapılacak yargılama sonucu bir karar verilmesi gerekirken, yetkisizliğine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun görülmediği-
Trafik kazasına ilişkin dava, HMK 16. maddesi uyarınca zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinde açıldığından, mahkemece işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Rücuen işçi alacağı istemine ilişkin davada, taraflar arasındaki sözleşmede yetkiye ilişkin bir hükmün bulunmaması nedeniyle HMK mad. 6 kapsamında (yerleşim yerinde) dava açılacabileceği gibi, HMK mad. 10'a (sözleşmenin ifa yeri) da gidilebileceği
Davalıların birden fazla olduğu iş kazasından kaynaklanan tazminat davasında davacının 6100 sayılı HMK'nun 7. maddesine göre yetki yönünden seçimlik hakkını, davalılardan birisinin yerleşim yeri iş mahkemesinde kullanmasının hukuka uygun olduğu-