Davalı alacaklı süresinde yetki itirazında bulunmadığından, ve üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davasında kesin yetki kuralı bulunmadığından, mahkemece re'sen yetkisizlik kararı verilmesinin isabetsiz olduğu-
Takip dayanağı çek fotokopisinin incelenmesinde, keşide yerinin ve muhatap bankanın bulunduğu yerin Rize olduğunun görüldüğü, bu durumda alacaklının icra takibini başlattığı Rize İcra Dairesi'nin yetkili olduğu-
Trafik kazasında davacıların yaralanması nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davada; davanın haksız eylemden kaynaklanması nedeniyle HMK 16. maddesinin de açıklanması ve HMK 7. maddesi ile birlikte değerlendirilmesi gerektiği; olayda, davacıların İngiltere vatandaşı olup, davalı sigorta şirketinin genel merkezi İstanbul, diğer davalıların yerleşim yeri Marmaris/Muğla olup, trafik kazasıda Köyceğiz/Muğla'da meydana geldiği; haksız fiile dayalı olarak açılan davada yetki kesin olmayıp, davacılar seçimlik hakkını kullanarak davayı, davalı sigorta şirketinin yerleşim yerinin bulunduğu İstanbul’da açtığı ve davalı vekili’nin yetki itirazının da süresinde olmadığı gözetilerek yetki itirazının reddi ile işin esasına girilmesi gerektiği -
Trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin davada; trafik kazasında olay yerinin Kula/Manisa olduğu; davacının yerleşim yeri Kula/Manisa olup, davalı şirketin genel merkezinin İstanbul olduğu; davacı vekilinin, davayı bölge müdürlüğünün bulunduğu yer olan Adana'da açtığı; bu durumda, davacı vekilinin davayı sigortacının bir acenteden daha yetkili organı olan bölge müdürlüğünün bulunduğu Adana'da açtığı gözetilerek yetki itirazının reddi ile işin esasına girilmesi gerektiği -
HMK’nın 7. maddesinin kesin yetki kuralı olmadığı; davalılar tarafından yetki itirazı yapılmadığından mahkemece, işin esasına girilerek yapılacak yargılama sonucu bir karar verilmesi gerekirken, yetkisizliğine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun görülmediği-
Trafik kazasına ilişkin dava, HMK 16. maddesi uyarınca zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinde açıldığından, mahkemece işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Rücuen işçi alacağı istemine ilişkin davada, taraflar arasındaki sözleşmede yetkiye ilişkin bir hükmün bulunmaması nedeniyle HMK mad. 6 kapsamında (yerleşim yerinde) dava açılacabileceği gibi, HMK mad. 10'a (sözleşmenin ifa yeri) da gidilebileceği
Davalıların birden fazla olduğu iş kazasından kaynaklanan tazminat davasında davacının 6100 sayılı HMK'nun 7. maddesine göre yetki yönünden seçimlik hakkını, davalılardan birisinin yerleşim yeri iş mahkemesinde kullanmasının hukuka uygun olduğu-
Çekler için takip alacaklısı tarafından muhatap bankanın bulunduğu yer ile çekin keşide yerinde takip yapılabileceği gibi, İİK'nun 50. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken HMK'nun 6. maddesi uyarınca borçlunun takip tarihindeki yerleşim yerindeki icra dairesinde de icra takibi yapılabileceği-
Davanın, terekenin borca batık olduğunun tespiti hukuksal nedenine dayalı olarak TMK'nın 605/2 maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi davası olduğu- Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, mirasın reddedilmiş sayılacağı (TMK m. 605/2)- Mirasçılar TMK'nun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebileceği- TMK'nun 606. maddesinde belirtilen süre bu davada uygulanmayacağı- Dava alacaklılara husumet yöneltilerek görüleceği, bu davada yetkili mahkeme ise alacaklıların davanın açıldığı zamandaki ikametgahı mahkemesi olduğu- Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarda, görevli mahkemenin aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesi olduğu(HMK m. 2/1)- Kanunda bu konuda aksine bir düzenleme bulunmadığına göre, HMK’nın yürürlüğe girmesinden sonra açılacak terekenin borca batık olduğunun tespitine ilişkin davalarda davanın değerine bakılmaksızın asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu-