6183 s. K. mad. 24 vd. uyarınca tasarrufun iptali istemine ilişkin açılan davada, şirketin ve kanuni temsilcisi olan davalı-borçlunun adresi Bakırköy, davalı üçüncü kişinin adresinin ise Büyükçekmece Adli Yargı sınırları içerisinden kaldığı, davalıların mahkemenin yetki sınırları içinde ikamet etmediği gibi şirket ve şirket temsilcisinin uzun süredir ikametgahı olarak adresinin Bakırköy ilçe sınırları içerisinde kalmış olması, halen de bu adreste bulunması, ödeme emrinin bu adreste tebliğ edilmiş olması ,hiçbir aşamada mahkemenin yargı sınırlarında yapılmış bir tebligatın bulunmadığı gerekçesiyle davalı tarafın süresi içinde yaptığı yetki itirazının kabulü ile HMK 6. ve 7.maddeler gereğince mahkemenin yetkisizliğine, dosyanın karar kesinleştiğinde talep halinde yetkili Bakırköy Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesinin isabetli olduğu-
Davalı borçlunun davacı banka ile yapılan sözleşmede kefil olduğu, tacir sıfatını taşımadığı, bu nedenle sözleşmedeki yetki kuralının borçlu hakkında geçersiz olduğu, borçlu tacir sıfatını taşısa idi dahi borçlu ile yapılan yetki sözleşmesinin sözleşmenin tarafı olmayan diğer iki davalı hakkında hüküm doğurmasının düşünülemeyeceği, birden fazla davalının yer aldığı davalarda davanın davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkemede bakılması gerektiği-
Yetkili mahkemenin birden fazla olduğu durumda davacının seçimlik hakkı bulunduğu- İş kazasına bağlı maddi ve manevi tazminat isteminde bulunan davacı; davasını iş kazasının meydana geldiği yer (işin yapıldığı yer) mahkemesinde açabileceği gibi davalı işverenin ikâmetgahı sayılan yer mahkemesinde veya davalıların birden fazla olması halinde davalılardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açabileceği-
Yetki itirazında bulunmayan davalı üçüncü kişi ile borçlu arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan, yalnız bir davalının ileri sürdüğü yetki itirazının hukuki sonuç doğurmayacağı- Davacı alacaklı bankanın icra takibine konu ettiği ve borçlu tarafından imzalanan alacağın dayanağı kredi sözleşmesinde sözleşmeyi imzalayan banka şubesinin bulunduğu yer mahkemelerinin yetkisi kabul edilmiş olduğundan, bu durumda davacının davasını yetkili mahkemede açmış olduğunun kabulü gerektiği; arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan borçlu davalı tarafında yapılan yetki sözleşmesi diğer davalıyı da bağlayacağı-  HUMK. mad. 22 uyarınca, tarafların tacir veya tüzel kişi olmasına bakılmaksızın, HMK'nın yürürlük tarihinden önce açılan davalar bakımından alacaklı ile borçlu arasında yazılı yetki sözleşmesinde yetkili gösterilen yer mahkemesinin de yetkili olacağı-
Kişisel hakka dayanan tasarrufun iptali davalarının genel yetki kurallarına göre (HMK mad. 6) davalının yerleşim yeri mahkemesinde görüleceği, davalılar birden fazla ise dava davalılardan birinin yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği (HMK mad. 7)- Tarafların tacir veya tüzel kişi olmasına bakılmaksızın, 6100 s. HMK'nın yürürlük tarihinden önce açılan davalar bakımından alacaklı ile borçlu arasında yazılı yetki sözleşmesi varsa, sözleşmede yetkili gösterilen yer mahkemesinin de HUMK 22. maddesine göre yetkili olacağı ve davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan, borçlu davalı tarafından yapılan yetki sözleşmesinin diğer davalıyı da bağlayacağı-
6100 sayılı HMK.nun 7/1. maddesine göre, davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabileceği-Dava konusu alacağın, aynı zamanda vakıf şube başkanı ve ihale komisyonu başkanı olan davalılardan A.Ş.’in yerleşim yeri olan Bursa’da açılması, dava konusunun taşınmazın aynıyla bir ilgisinin bulunmaması ve davacı tarafça yasada öngörülen seçimlik hakkın bu şekilde kullanılması karşısında mahkemece tarafların göstereceği tüm deliller toplanarak oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi gerekeceği-
Takip konusu borcun birden fazla borçlusu bulunması halinde, alacaklının bunlardan birisinin ikametgâhının bulunduğu yerde -tüm borçlular hakkında- icra takibi yapabileceği, ancak bu hükmün (kuralın), yalnız «borçlulardan birinin ikametgâhındaki (onun için genel yetkili olan) icra dairesinde takip yapılması halinde» geçerli olacağı-
Bonoda keşidecinin protesto edilmemiş olması halinde, hamilin keşideci dışında cirantalara karşı takipte bulunamayacağı - Senette birden fazla borçlu bulunması halinde, bunlardan birinin ikametgahının bulunduğu yerde icra takibinde bulunulabileceği, bu durumda diğer borçluların yetki itirazında bulunamayacakları ancak bu sonucun doğabilmesi için, borçlulardan biri hakkında onun için genel yetkili yer olan ikametgahında icra takibinde bulunulmuş olması gerektiği-
İpotekli taşınmazın bir kısmının devredilmesi ya da ipotekli taşınmazın bölünmesi halinde tapu idaresince, aksine bir anlaşma yoksa, rehnin taşınmazlara değerleri oranında dağıtılarak işlem yapılması gerekeceği-
Taşınır mala ilişkin istihkak davalarının -HUMK. 9 ve 512 maddeleri uyarınca- “davalının ikametgahının bulunduğu” , ”asıl icra takibinin yapıldığı” , ”haczi uygulayan talimat icra dairesinin bulunduğu” ve “eşyanın bulunduğu” yerdeki icra mahkemesinde açılabileceği-