Mahkemelerce boşanma kararı verilmiş olmasına rağmen bu karar henüz kesinleşmediği sürece evlilik birliği devam ettiğinden bu aşamada eşlerin sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışlarının dikkate alınmasının gerektiği, temyiz aşamasında ileri sürülen bu yükümlülüğe aykırı davranışın yeni bir delil olarak kabul edilip bozma nedeni yapılabileceği-
HUMK zamanında açılan davada, dilekçelerin teati aşamasının geçip, tahkikat aşamasına geçilmiş bulunduğu gözetilerek, bu aşamada, sadece HMK.'nun 324. maddesi uyarınca delil avansı istenebileceği- Kapsamı da belirtilmeden gider avansı istenmesi yerinde olmadığı, mahkemenin davanın reddine dayanak aldığı, davacı vekiline verilen kesin süreye ilişkin ara kararında "alınması gereken avansın ne miktarda ve hangi işlere ilişkin olduğu, hangi iş için ne miktar avans yatırılacağının açıkça belirtilmemesi ve belirtilen sürede ara karar gereğinin yerine getirilmemesinin sonuçlarının da açıklanmamasının hatalı olduğu- Kesin sürenin sonuç doğurabilmesi için usulünce ve eksiksiz olması gerektiği-
Dosya içinde yer alan davacı vekiline ait vekaletnameden ve ekindeki nüfus cüzdan fotokopisinden davacı asilin açık adres ve T.C. kimlik numarasının belirlenebilir olmasına karşılık verilen kesin süre içinde davacı asilin açık adres bilgisi ile T.C. kimlik numarasının bildirilmediğinden bahisle HMK. mad. 119/2 uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Dava dilekçesinin ekinde bulunan vekaletname örneğinde tüm davacıların TC. kimlik numaralarının bulunması halinde, dava dilekçesinde davacıların TC. kimlik numaralarının bulunduğunun kabulünün gerekeceği-
Temyiz dilekçesinde temyiz edenin imzasının bulunmamasının, tamamlanması mümkün bir eksiklik olduğu-
Sıra cetvelinde kendisine pay ayrılan ve şikayetin sonucundan etkilenecek olan alacaklıların yargılamaya dahil edilmesi gerektiği- İcra müdürlüğüne husumet yöneltilemeyeceği- Kesin olduğu belirtilmediği halde verilen sürenin kesin olduğu kabul edilerek HMK. mad. 119/2 uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin hatalı olduğu- 
İİK'nun 134. maddesine dayanarak yapılan ihalenin feshi istemi, şikayet niteliğinde olup Medeni Usul Hukuku'nun davaya ilişkin kurallarının burada uygulanmayacağı, bu nedenle, hasmın hiç gösterilmemiş olmasının ya da yanlış gösterilmesinin ihalenin feshi şikayetinin reddini gerektirmeyeceği-
Davanın, önalım hakkından kaynaklanan tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olduğu, dava dilekçesinde dava değerinin belirtildiği ve harcın bu değer üzerinden ödendiği, işin esasının incelenmesi gerekirken dava konusunun değeri belirtilmediğinden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu-
Mahkemece HMK. mad. 119/f bendindeki ''her bir vakıanın hangi delille ispat edileceği ''ve 119/g bendindeki ''dayanılan hukuki sebep'' eksikliğin, HMK. mad. 119/2'deki bentlerden olmadığı ve davacının TC kimlik numarasının dava dilekçesine ekli vekaletnamede mevcut olduğu halde, eksikliklerin giderilmediği ve TC kimlik numarasının bulunmadığından bahisle davanın açılmamış sayılmasına karar verilemeyeceği-
Mahkeme davalının bildirilen adresine dava dilekçesini tebliğe çıkarmış ancak davalının adresten ayrıldığından bahisle tebligat iade olunduğundan, mahkemece 7201 sayılı tebligat yasasındaki düzenlemeler gözetilerek sırasıyla mernis adresi, adres araştırması ve ilanen tebligat yöntemleri uygulanmak suretiyle davalının adresi re'sen tespit edilerek taraf teşkili sağlanıp ondan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-