İİK'nun 18. maddesi gereğince, icra mahkemesine arzedilen hususların ivedi işlerden sayılacağı ve bu işlerde basit yargılama usulünün uygulanacağı- İK'nun 16. maddesi gereği açılan haciz uygulamasına yönelik memur işleminin şikayeti ve İİK'nun 96. maddesi gereği açılan istihkak davasının kabulü istemine ilişkin davada, mahkemece, öncelikle şikayet istemi hakkında prosedür uygulanarak şikayet istemi hakkında bir karar verilerek şikayet isteminin sonuca bağlanması, şikayet kabul edilmediği takdirde terditli açılan davada istihkak istemi hakkında bir karar verilmesi gerektiği, hem şikayet istemini hem de istihkak istemini kapsayacak şekilde "dava şartı eksikliği" nedeni ile HMK'nun 119. maddesi gereği davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin hatalı olduğu-
Süresinde verilmeyen davacı taraf dilekçesi ile davasını itirazın iptali olarak tamamen ıslah edilen, sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davasında, davanın tamamen ıslahı halinde ıslah eden davacının mahkemeye 1 hafta içinde yeni bir dilekçe vermemesi halinde ıslah hakkının kullanmış sayılacağı ve davaya da hiç ıslah edilmemiş gibi eski haliyle devam olunacağı-
6100 sayılı HMK'nın 119/2.maddesi "Birinci fıkranın (a), (d), (e), (f) ve (g) bentleri dışında kalan hususların eksik olması hâlinde, hâkim davacıya eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre verir. Bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması hâlinde dava açılmamış sayılır.” hükmüne göre, sayılan bentlerin dışında kalan hususların eksikliği halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine dair bir hüküm bulunmadığı-
Malvarlığına ilişkin davalarda, dava konusu değerinin belirtilmesi dava dilekçesinin zorunlu unsurları arasında olduğu gerekçesiyle davanın usul yönünden reddine karar verilmiş ise de davacının kesilen aylıkları talebinin yanı sıra aynı zamanda yetim aylığının kesilmesine ilişkin işleminin iptali istemine ilişkin olduğundan işin esasına girilerek gerekli araştırmaların yapılması gerektiği-
Mahkemelerce boşanma kararı verilmiş olmasına rağmen bu karar henüz kesinleşmediği sürece evlilik birliği devam ettiğinden bu aşamada eşlerin sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışlarının dikkate alınmasının gerektiği, temyiz aşamasında ileri sürülen bu yükümlülüğe aykırı davranışın yeni bir delil olarak kabul edilip bozma nedeni yapılabileceği-
HUMK zamanında açılan davada, dilekçelerin teati aşamasının geçip, tahkikat aşamasına geçilmiş bulunduğu gözetilerek, bu aşamada, sadece HMK.'nun 324. maddesi uyarınca delil avansı istenebileceği- Kapsamı da belirtilmeden gider avansı istenmesi yerinde olmadığı, mahkemenin davanın reddine dayanak aldığı, davacı vekiline verilen kesin süreye ilişkin ara kararında "alınması gereken avansın ne miktarda ve hangi işlere ilişkin olduğu, hangi iş için ne miktar avans yatırılacağının açıkça belirtilmemesi ve belirtilen sürede ara karar gereğinin yerine getirilmemesinin sonuçlarının da açıklanmamasının hatalı olduğu- Kesin sürenin sonuç doğurabilmesi için usulünce ve eksiksiz olması gerektiği-
Dosya içinde yer alan davacı vekiline ait vekaletnameden ve ekindeki nüfus cüzdan fotokopisinden davacı asilin açık adres ve T.C. kimlik numarasının belirlenebilir olmasına karşılık verilen kesin süre içinde davacı asilin açık adres bilgisi ile T.C. kimlik numarasının bildirilmediğinden bahisle HMK. mad. 119/2 uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Dava dilekçesinin ekinde bulunan vekaletname örneğinde tüm davacıların TC. kimlik numaralarının bulunması halinde, dava dilekçesinde davacıların TC. kimlik numaralarının bulunduğunun kabulünün gerekeceği-
Temyiz dilekçesinde temyiz edenin imzasının bulunmamasının, tamamlanması mümkün bir eksiklik olduğu-
Sıra cetvelinde kendisine pay ayrılan ve şikayetin sonucundan etkilenecek olan alacaklıların yargılamaya dahil edilmesi gerektiği- İcra müdürlüğüne husumet yöneltilemeyeceği- Kesin olduğu belirtilmediği halde verilen sürenin kesin olduğu kabul edilerek HMK. mad. 119/2 uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin hatalı olduğu-