Tapulama dışında bırakılmış olan taşınmazın tescili istemini içeren davanın her zaman açılabileceği (bir süreye bağlı olmadığı)-
Zilyedlik olayları “maddi olay”lardan olduğundan, tanık ve benzeri delillerle ispatının mümkün olduğu-
Tescil davalarında, tanıkların nizalı taşınmazın başında dinlenmeleri gerekeceği-
MK. 713/III’e dayalı davaların, kayıt malikine, kayıt maliki ölü ise, mirasçılarına yöneltilmesi gerekeceği-
Hiçbir maddi engel bulunmaksızın taşınmaz üzerindeki zilyetliğini terk eden kişinin, zilyetlikten doğan haklarını kaybedeceği-
Zilyedliğe dayalı tescil davasında konu olan yerin “orman sayılan yer”lerden olduğunun iddia edilmesi halinde, mahkemece araştırılacak hususlar-
Taşınmazın sadece “sit” alanı içinde bulunmasının, kazandırıcı zamanaşımı yoluyla kazanılmasına engel teşkil etmeyeceği (Sadece “koruma alanı” içinde kalan sit alanlarının zilyedlikle kazanılamayacağı)-
Nizalı taşınmazın dava açıldıktan sonra ve hüküm kesinleşmeden önce, tarafların iradesi dışında üçüncü bir kişinin eline geçmesi ve tapunun bu kişiye intikali halinde, davacının «ayın davası»nı, yeni malike yöneltemeyeceği, talebinin zorunlu olarak tazminata dönüşeceği- Zil-yedliğe dayalı tapu iptali ve tescil davalarında, yirmi yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresinin, tesbit tarihinden geriye gidilmek suretiyle hesap-lanacağı-
“Kışlak”ların “yaylak”lar gibi özel mülkiyete konu olamayacakları, zamanaşımı ile kazanılamayacakları-
Kural olarak çay (dere) yataklarının zilyedlik yolu ile kazanılamayacakları, ancak çayın terk ettiği alanın zamanla tarım arazisi haline dönüşmesi veya taşlık ve çalılık olup da ihya yakut imar edilmeleri halinde, tescil davasına konu olabilecekleri-