Yargıtay ilamında, takip talebinde, asıl alacağın ve asıl alacağa işlemiş faizin Türk Lirası'na çevrilerek istendiği, bu haliyle, seçimlik hakkının TL yönünde kullanıldığı, bu nedenle faiz hesabının da buna göre yapılması gerekirken, yabancı para alacağına uygulanan faiz üzerinden hesaplama yapılmasının doğru olmadığı gerekçesiyle kararın bozulduğu, başka bir anlatımla, asıl alacak miktarına yönelik bir bozma yapılmadığı halde, mahkemece, asıl alacak miktarı üzerinden faiz hesaplanması gerekirken, bozma ilamı aşılacak şekilde belirlenen miktar üzerinden faiz hesaplamasının yapıldığı-
Alacaklı takip talebinde takip tarihi itibariyle asıl alacağını ve bu alacağa işlemiş faizi TL'ye çevirip alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda yasal faiz talep etmişse de, mahkeme ilamında alacağın tahsili yönünde alacaklıya TBK. mad. 99 kapsamında seçimlik hak tanınmamış olduğundan, alacağın takip talepnamesinde ".... alacağı olarak tahsili ve fiili ödeme günündeki kur üzerinden TL'ye çevrilmesi bu tarihe kadar da .... alacağına ilama uygun olacak şekilde yabancı para faizi işletilmesi, TL olarak yapılan kısmı ödemenin de, ödenen TL'nin karşılığı olan .... miktarınca yabancı para borcundan (TBK. 100. md. nazara alınarak) düşülmesi suretiyle ve bakiye yabancı para alacağına da yine tahsil tarihine kadar .... cinsinden mevduata uygulanan yasal faiz işleyeceği"nin kabulü gerektiği-
İşçi ücretlerinin kural olarak Türk parası cinsinden ödenmesi gerektiği, yabancı para cinsinden hüküm kurulması talep dahi olsa hatalı olduğu,
Alacaklının icra müdürlüğünce harcın hesaplanabilmesi için harca esas değer olarak TL. karşılığın gösterilmesinin, alacağın TL olarak talep edildiği sonucunu doğurmayacağı-
Davalı tarafça verilen teyit yazısı tarihinden dava tarihine kadar olan dönem için alacağını temlik eden davacı ile temlik alan davalı arasında akdedilen satış, tedarik ve ek protokoller uyarınca adı geçen şirketin davalıdan olan alacakları ile davalının yaptığı ödemeler belirlenerek yapılacak bilirkişi incelemesi ile dava tarihi itibariyle alacağını devreden şirketin davalıdan olan alacağının tespit edilmesi ve yine alacağını devreden şirketin davacıya olan borç miktarı da belirlenerek temlik sözleşmesindeki bedeli de geçmemek üzere davacının talep edebileceği alacağın belirlenmesi gerektiği- Yabancı para borcunun vadesinde ödenmemesi halinde alacaklı, bu borcun vade veya fiili ödeme günündeki rayice göre Türk parası ile ödenmesini istemişse artık bu tercihinden dönülerek borcun yabancı para olarak aynen ifasının istenemeyeceği-
Takip alacaklıları ödeme emrinde yabancı para alacağının faizsiz olarak fiili ödeme günündeki döviz alış kuru üzerinden tahsilini talep ettiklerine göre, mahkemenin takibin devamına karar verdiği Euro miktarı üzerinden takibin devamına karar vermesi gerekirken Euro olarak talep edilen miktarın Türk Lirası'na çevrilerek hüküm altına alınmasının TBK. mad. 99/3'e aykırı olduğu- Faiz talep edilmemesine rağmen işleyecek faize hükmedilmesinin de HMK. mad. 26'ya aykırı olduğu-
Davacı tarafından banka hesabına yatırılan paranın off-shore hesabına aktarıldığı iddiasına dayalı alacak istemi-
İki adet bonoya dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte, alacaklının takip talebinde, asıl alacağı ve asıl alacağa işlemiş faizi yabancı para olarak (USD) istediği, İİK mad. 58/3'ün emredici nitelikteki hükmü gereğince yabancı para üzerinden istenen toplam alacağın TL karşılığını gösterdiği, bu haliyle, seçimlik hakkını fiili ödeme günündeki kur üzerinden ödeme yapılması yönünde kullandığı anlaşıldığından, alacaklı, yabancı para alacağı olan asıl alacak için 3095 Sayılı Kanun'un 4/a maddesi gereğince takip tarihinden fiili ödeme tarihine kadar devlet bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden işleyecek faiz talep edebileceği, bu ilke ve kurallar doğrultusunda dosya hesabına yönelik şikayetin sonuçlandırılması gerekirken, hüküm kurmaya elverişli olmayan bilirkişi raporuna dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olduğu-
Kural olarak bozma kararına uyan mahkemenin, artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorunda olduğu, çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep(kazanılmış) hakkın doğduğu, bu kazanılmış hakkın yeni bir hükümle ortadan kaldırılamayacağı, bozulan bir hükmün, bozma sebepleri dışında kalan kısımlarının kesinleşeceği, bozma kararına uyan mahkemenin, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olması nedeniyle; kesinleşen kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremeyeceği, zira, kesinleşmiş olan kısımların, lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep hak teşkil edeceği-
Kısmi davada tercih hakkını yabancı para alacağının Türk Lirası üzerinden ödenmesi şeklinde kullanan davacının bundan sonra tercihinden dönüp yabancı para üzerinden tahsil isteyemeyeceği-